I feel so bad tradutor Turco
536 parallel translation
I haven't been able to, I feel so bad.
Yapamadım, çok kötü hissettim.
I feel so bad, I can hardly stand it.
Dayanmak zor geliyor.
I feel so bad for Iwa-san.
Kendimi Iwa-san için çok kötü hissediyorum.
I was glad to see them but I feel so bad.
Onları gördüğüm için mutluyum ama çok kötü hissediyorum.
I hurt all over, I feel so bad.
Her yerim ağrıyor. Çok kötü hissediyorum.
I feel so bad about it
Kendimi çok kötü hissediyorum.
"I feel so bad'cause I'm losing the war"
Çok kötüyüm Çünkü kaybediyorum savaşı
When I fail, I feel so bad
Başaramadığım zaman, çok kötü hissediyorum.
Oh, I feel so bad!
Of, çok fena oldum!
I feel so bad I've got a worried mind
# Çok kötü hissediyorum, endişelenmiş bir zihnim var...
That's why I feel so bad... That I made it harder for you than it is.
Olayları senin için şimdi olduğundan daha fazla zorlaştırdığım için kendimi kötü hissediyorum.
I feel so bad.
Kendimi çok kötü hissediyorum.
- I feel so bad.
- Çok kötü hissediyorum.
I feel so bad.
Çok kötü hissediyorum.
- I feel so bad, Benson.
- Çok kötü hissediyorum, Benson.
I feel so bad!
Çok kötüyüm!
I feel so bad.
Çok kötüyüm.
Oh, Mrs Forman, I feel so bad for you.
Bayan Forman, sizin için çok üzülüyorum.
Poor Marcie. I feel so bad for her.
Zavallı Marcy, onun için çok üzüldüm.
I feel so bad for her.
Onun için çok üzülüyorum.
I feel so bad being with you.
Seninle olduğum için kendimi çok kötü hissediyorum.
God, I feel so bad about this.
Tanrım, çok kötü hissediyorum.
I feel so bad for you.
Senin için çok üzülüyorum.
But I feel so bad now.
- Ama şimdi çok kötü hissediyorum.
Bart, I feel so bad for going so many years without... mmm, hmm- -
Bart, yıllardır senin bu şeyini bilmeden..... şey, mmm, hmm- -
- I - Maggie, I feel so bad about Rick.
Maggie, Rick için ne kadar da üzüldüm.
I feel so bad for Jeff.
Jeff için çok üzüldüm.
Mr Conehead, I'm miserable. I feel so bad for what I did.
Bay Konikafa, yaptıklarım için çok pişmanım.
I feel so bad for them, and I thought you'd wanna know.
Onlar için çok üzüldüm, ve bilmek istersin diye düşündüm.
By the way, why did I feel so bad when I was climbing the steps?
Neden bu kadar kolay yoruluyorum anlamadım?
I feel so bad for him, laying there all by himself in that little room.
Onu orada yalnız başına bıraktığım için kendimi kötü hissettim.
I don't want to hurt you. I feel so bad.
Seni incitmek istemiyorum Kendimi çok kötü hissediyorum.
I feel bad for making you do so much for me.
Senden bunu bu kadar ısrar ettiğim için özür dilerim.
If I was, I wouldn't feel so bad.
Başarmış olsam bu kadar kötü hissetmezdim.
I don't know why I should feel so bad.
Neden böyle kötü hissetmem gerektiğini anlamıyorum.
I'm sorry, but you slap me so I get back at you... and then I feel bad.
Üzgünüm, ama sen beni tokatladın, ben de intikam aldım... Ama sonra da kötü hissettim.
I mean so bad that you just feel kind of empty inside, you know?
Yalnız hissettiğiniz zaman tahammül edilemez.
And then I don't feel so bad
Ve kendimi o kadar kötü hissetmem
And then I don't feel so bad
Ve kendimi o kadar Kötü hissetmem
I almost feel bad for winning so much.
Bu kadar kazandığım için kendimi kötü hissediyorum.
I want to feel your body against me so bad, I think I'm going to bust.
Sana sarılmayı öyle istiyorum ki, aklım başımdan gidecek sanıyorum.
I would not feel so bad, if I were you.
Yerinizde olsam kötü hissetmem.
Sometimes they're so bad I feel like I'm gonna die.
Bazen o kadar şiddetli oluyor ki öleceğimi sanıyorum.
I mean, you've paid us all so much money, we feel bad now that you're broke, so would you take this money, please?
Siz bize onca para ödediniz, siz parasızken kötü hissediyoruz. .. bu yüzden bu parayı alır mısınız, lütfen?
So how come I feel so bad?
- Öyleyse neden üzgünüm?
How come I feel so bad?
Neden bu kadar üzgünüm?
I just feel so bad.
Kendimi çok kötü hissediyorum.
I just feel bad is all, these people are so broke.
Kötü hissediyorum, bu insanlar öyle fakir ki.
'My sound is still so bad I feel ashamed.
Sesim halen öylesine kötü ki, mahcup oluyorum.
So I didn't feel too bad when he grounded me for a week... instead of the rest of my life.
Bütün hayatım yerine bir haftalık ceza... benim için çok da kötü değildi.
I'll teach you some English, so you won't feel so bad.
Sana biraz ingilizce öğreticeğim, böylece kaybolmayacaksın.
i feel nothing 63
i feel you 138
i feel your pain 36
i feel fantastic 19
i feel like dancing 23
i feel like shit 51
i feel the same way 123
i feel sorry for you 124
i feel bad 209
i feel like crap 25
i feel you 138
i feel your pain 36
i feel fantastic 19
i feel like dancing 23
i feel like shit 51
i feel the same way 123
i feel sorry for you 124
i feel bad 209
i feel like crap 25