English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I tell them

I tell them tradutor Turco

9,029 parallel translation
And I tell them I'm a trauma surgeon, and they wonder why I chose that.
Travma cerrahı olduğumu söylerim. Neden bu mesleği seçtiğimi merak ederler.
And I tell them I served in the war, and I fixed soldiers on the battlefield, and that was a... Really satisfying way to save lives. And it still is.
Ben de onlara savaşta görev yaptığımı savaş alanında askerleri iyileştirdiğimi ve bunun yani hayat kurtarmanın çok tatmin edici olduğunu söylerim.
No one believes me when I tell them, but she has actually spoken, once.
- Kimse bana inanmıyor ama aslında bir kere konuştu. - Ne zamandı?
- What should I tell them?
- Onlara ne söyleyeceğim?
I wouldn't tell them anything, Levi, I swear it.
- Onlara tek kelime etmem, Levi, yeminle.
I can't tell them what happens.
- Onlara ne olacağını söyleyemem. - Neden?
Tell them that I'll be there tomorrow afternoon.
Yarın öğleden sonra orada olacağımı söyle.
- I'll tell them to reschedule.
- Başka bir zamana ayarlamalarını söylerim.
Tell them that i tried.
Denediğimi söyleyin.
I have to tell them how to signal Yousaf.
Yusuf'a nasıl sinyal göndereceklerini söylemem gerek.
But if they rejoice with you and urge you to tell them more, I want you to take it as a sign.
Ama seninle aynı sevinci paylaşıp daha fazla anlatmaya teşvik ederse bunu bir işaret olarak görmeni istiyorum.
Perhaps I should tell them how insane you'd become.
Belki onlara ne kadar delirdiğini anlatmalıydım.
I'll tell them all. I'll tell them all.
Herkese söyleceğim, herkese söyleceğim.
I'll tell them all you're here and what you're doing.
Herkese burada olduğunu, ne yaptığını söyleyeceğim.
Tell them I evaded capture, shot SS officer. Considered compromised.
Esir alınmaktan son anda paçayı kurtardım, SS memurunu vurduğum.
I will tell them.
Oradakilere söylerim.
After I pull the trigger, tell them he shot me.
Tetiği çektikten sonra onlara beni vurduğunu söyle.
Tell them I'm armed and dangerous.
Silahlı ve tehlikeli olduğumu söyleyin onlara.
I want you to look these kittens in the whiskers and tell them that Dickens is not their father.
Senden bu bıyıklı kediciklere bir bakmanı ve onlara, Dickens'in babaları olmadığını söylemeni istiyorum.
I didn't realize we were going to tell them that.
Bunu onlara söyleyeceğimizi fark etmemişim.
I think we have to tell them.
Sanırım onlara söylemek zorundayız.
I need to tell them something about some things I know, about some...
Onlara şeyi anlatmalıyım, şeyi...
Why don't you tell them why I was in the hospital?
Onlara neden hastanede olduğumu da söylesene.
Why don't you tell them why I was in the hospital?
Neden onlara hastanede yatmamın sebebini söylemiyorsun?
I'm gonna tell them.
" Onlara söyleyeceğim.
Tell them I'm not going anywhere.
Hiçbir yere gitmeyeceğimi söyle.
Oh, how about if you tell me things about yourself and then I tell you how little I care about them? Okay.
Ya şey yapsak, sen bana hakkında bir şeyler söylesen ben de sana o şeylerin ne kadar ilgimi çektiğini söylesem?
If you kick us out, I'll call the press and tell them everything.
Eğer bizi buradan atarsanız basını arar ve onlara her şeyi anlatırım.
'Cause anytime I like, I can whisper in a reporter's ear... tell them how rough you like it, what filthy names get you off, and how loudly you moan.
Çünkü her zaman ne kadar sert sevdiğini, söylediğin müstehcen sözleri ve ne kadar yüksek sesle inlediğini bir gazetecinin kulağına fısıldayabilirim.
I'll tell them we're here, and ask for their help.
Burada olduğumuzu ve yardım istediğimizi söyleyeceğim.
So if I find something wrong, you'll tell them?
Eğer yanlış giden bir şeyleri fark edersem, onlara söyleyecek misin?
I tell you when this is all over I'm gonna get a blowtorch come down here and cut every one of them open.
Bunu atlattıktan sonra buraya kaynak makinesiyle gelip hepsini açacağım.
Hey, I'm just gonna tell them I'm not the real Jace Corso.
Onlara gerçek Jace Corso olmadığımı söyleyeceğim.
I think it's time we tell them and the Bureau that she gave you up.
Belki de onlara ve Büro'ya seni ele verenin o olduğunu söylemenin zamanı gelmiştir.
And then I just straight up tell them, like, "Your parents are gonna find out."
Ve sonra onlara şunu söylüyorum, "Ailen seni bulacak."
I couldn't tell them we were meeting some cute senior we met online. Why wouldn't they.
Niye inanmasınlar?
Because I know you, and I know you don't have moments of self-reflection, let alone have a drink with someone to tell them about it unless something happened.
Çünkü seni tanıyorum, ve içebakış yaptığın anlar olmadığını da biliyorum, bırak biriyle içki içip onlara bundan bahsetmeyi.
Please tell me you can disarm them. 'Course I can.
- Lütfen etkisiz hale getirebileceğini söyle.
You tell them to put down those guns... or I'm gonna blow up your high priest!
Adamlarına silahlarını bırakmalarını söylemezsen baş rahipini havaya uçururum.
And I am about to get up in front of a bunch of people and tell them how I plan on doing it.
İnsanların önüne çıkıp bunu nasıl yapacağımı anlatmak üzereyim.
So, I have 20 fur coats in my closet, but I'm the only one of my friends who even wears them anymore, so you tell me who's endangered.
Dolabımda 20 tane kürküm var ama arkadaşlarım arasında onları giyen sadece ben kaldım. Nesli tükenme tehlikesinde olan kimmiş bakalım?
You tell them everything that happened just the way I told you, yes?
Her şeyi aynen sana anlattığım şekilde onlara anlatacaksın, tamam mı?
I'll tell them when I see them.
Onları görünce söylerim.
So tell them that I'm not responsible.
Bu yüzden benim suçlu olmadığımı söyleyin onlara.
I wanted to tell the truth, like you did, so I fired them.
Senin gibi doğruları söylemek istedim. Bu yüzden onları kovdum.
I forgot to tell them about the company shares that you received from Chairman Park under an assumed name by creating a false identity.
Onlara sahte kimlik çıkararak Başkan Park'tan şirket hisselerini aldığınızı anlatmayı unutmuşum.
I'm going to tell them that I've been pressured into confessing, illegally.
Suçu üstlenmem için, hücrede yasal olmayan bir şekilde baskı altında kaldığımı söyleyeceğim.
Tell them I'm not a thief!
Hırsız olmadığımı söyle onlara!
Tell them boys I say adios.
Söyle boys Ben adios demek.
Anyone wants me tell them I'll be right here.
Beni isteyen herkese tam burada olacağımı söyleyin.
- I asked them to tell Lord Merton.
- Lord Merton'a iletmelerini istemiştim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]