Internal bleeding tradutor Turco
469 parallel translation
Internal bleeding.
İç kanaması var.
Internal bleeding.
İç kanama.
It says that a person with a deep wound can die of internal bleeding even though nothing shows on the outside.
Derin yarası olan bir insanın dıştan bir şey görünmese bile iç kanamayla ölebileceği yazıyor.
- Any broken bones, internal bleeding?
- Kemiklerde kırık ya da bir iç kanama var mı?
Too much internal bleeding.
Çok fazla iç kanaması vardı.
She has a concussion and a broken humerus,..... and... well, some internal bleeding.
Beyin sarsıntısı, kırık bir kol kemiği...... ve... iç kanaması var.
- Internal bleeding?
- İç kanama mı?
Some internal bleeding.
İç kanaması var.
They want to test for internal bleeding.
İç kanamam olup olmadığına bakacaklar.
There was excessive internal bleeding and cardiac arrest. Your husband suffered anoxia.
Kalp krizi ve aşırı iç kanama sonucu... kocanız oksijen yetersizliği çekmiş.
Massive internal bleeding caused her to suffocate.
Ağır iç kanama boğulmasına yol açmış.
Injuries : severe eye trauma, ruptured spleen punctured lung broken rib, internal bleeding.
Yaralar : ciddi göz travması, dalak yırtılması akciğerde delinme kırık kaburga kemiği, iç kanama.
And I think there's some internal bleeding... so we've got to get him to the hospital.
Ve sanırım iç kanamada var. Bu yüzden hemen hastaneye Götürmemiz gerek.
- Internal bleeding, two gunshot wounds, 38 caliber.
- İç kanama, iki tabanca yarası, 38 kalibrelik.
She's got a spinal fracture and massive internal bleeding.
Omuriliğinde kırık ve ağır iç kanaması var.
She's got internal bleeding.
İç kanaması var.
If there's internal bleeding, we can't move her.
Eğer iç kanama varsa, onu hareket ettiremeyiz.
She died during the night at the Green County hospital of massive head injuries and severe internal bleeding
O gece Green County Hastanesi'nde ağır kafa yaraları ve yoğun iç kanama yüzünden öldü.
Your son was brought in with severe head trauma and internal bleeding.
Oğlunuz ciddi kafa travması ve iç kanamayla buraya getirildi.
- We think Molly has internal bleeding from the accident.
Biri kocamı arasın! Molly'nin kazada bir iç kanama geçirdiğini sanıyoruz.
He won't be needing it anymore. internal bleeding.
Artık ihtiyacı yok. İç kanaması var.
No internal bleeding.
İç kanama yok.
Tell her you found some internal bleeding.
Kadına iç kanama falan geçirdiğini söyle.
If we don't deliver the baby now, its ridges could perforate the uterus and cause internal bleeding.
Eğer bebeği, şu anda çıkartamazsak, anne karnında ki pozisyonundan dolayı, iç kanamaya neden olacak.
You got a lot of internal bleeding.
İç kanaman var.
We got internal bleeding here.
Burada bir iç kanama var.
Internal bleeding and head injuries.
- İç kanama var. Her yerde. - Başında da yara var.
She's got a couple of shattered bones, a little internal bleeding.
Birkaç kemiği kırılmış. Biraz da iç kanama vardı.
We got internal bleeding.
İç kanama var.
There's been some internal bleeding.
İç kanama geçirmiş.
I've stabilized your pericardium, but I'm concerned about the internal bleeding.
Kalp zarını, kararlı hale getirdim ama iç kana konusunda endişe ediyorum.
I've stopped the internal bleeding and repaired the tissue damage.
İç kanamayı durdurdum ve doku hasarını onardım.
There's too much internal bleeding.
Çok fazla iç kanaması var.
The plasma burns to her thoracic region I can treat and I've already stopped the internal bleeding, but her neural injuries are going to require some... creative thinking.
Toracic bölgesindePlasma yanıkları var şimdiden iç kanamayı durdurdum fakat sinirsel yaralarının iyileşmesi zaman alacak yaratıcı düşünce
I've stopped the internal bleeding.
İç kanamayı durdurdum.
Her organs are swelling from internal bleeding.
Organları iç kanamadan dolayı şişiyor.
But, her internal bleeding was so much that,
ama, iç kanamaları o kadar fazlaydı ki..
The last crew member you treated was brought back in with internal bleeding.
Tedavi ettiğin en son kişi, iç kanama nedeniyle geri getirildi.
It's a procedure to check for internal bleeding.
İç kanama kontrolü için yapılan bir işlem.
We have to control the internal bleeding.
İç kanamayı kontrol altına almamız gerek.
Severe trauma to the cerebral cortex, internal bleeding.
Beyin korteksinde ciddi bir travma ve iç kanama var.
When the Doctor examined you... he found evidence of internal bleeding, fractured vertebrae, contusions, cranial trauma.
Doktor seni muayene ettiğinde... iç kanama belirtisi omurgada kırık, çürükler, kafatası travması kanıtları buldu.
Massive internal bleeding.
Büyük bir iç kanama.
I learned that Knorr had been beaten so badly, he had died from internal bleeding.
İşkence gördüğü için iç kanamadan ölmüştü.
No internal bleeding, the police say it was a heart attack.
İç kanama yok, polise göre kalp kriziydi.
If your pelvis had been broken internal bleeding could have compressed the arteries and veins affecting the blood supply to and from the penis.
Pelvisin kırıldıysa... ... iç kanama arter ve damarlara basınç uygular... ... ve penise kan akışı engellenebilir.
Avery's pelvis is broken with some internal bleeding.
Avery'nin kalça kemiği kırık. İç kanaması var.
- Massive internal bleeding.
Yoğun iç kanaması var. Onu Revire götürmeliyiz.
I'll keep the bleeding internal.
Kanımı içime akıtırım.
There was no internal abdominal bleeding.
İç kanaması yoktu.
His internal iliac's bleeding.
İç ilyak kanaması var.
bleeding 107
internet 115
inter 39
interior 21
international 47
interpol 81
internal 17
interview 123
interest 156
interested 144
internet 115
inter 39
interior 21
international 47
interpol 81
internal 17
interview 123
interest 156
interested 144
intern 45
intercourse 27
interrupted 16
intercom 16
interesting 2082
interpreter 22
intervention 49
interests 34
interrupt 24
interrogation 38
intercourse 27
interrupted 16
intercom 16
interesting 2082
interpreter 22
intervention 49
interests 34
interrupt 24
interrogation 38