English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / Is she gone

Is she gone tradutor Turco

614 parallel translation
Is she gone?
Gitti mi?
Where is she gone?
Nereye gitmiş olabilir?
- Is she gone?
- O gitti mi?
Is she gone?
Tamamen gitti mi?
- Is she gone?
- Gitti mi?
Is she gone?
Rosalie gitmiş mi?
- Mr. Turkle, is she gone?
- Bay Turkle, kadın gitti mi?
It doesn't matter who your mom is, she's your mom, and you have one of them. And when she's gone, she's gone.
Annenin nasıl biri olduğu değil asıl önemli olan onun senin annen ve artık onun orada olmamasıydı.
Since all your memories of her are now gone... is she really no longer necessary to you?
Her şey silindiğine göre o artık gerçekten onsuz yapabileceğiniz biri mi?
She's gone now. Is it okay if I go home now?
Gitti, artık eve gidebilir miyim?
She is gone... with Little Paul.
O gitti... Little Paul ile.
All we know is she was on this train and now she's... gone.
Tüm bildiğimiz bu trendeydi ama şimdi... yok.
By George, Pick, this is some relative of hers she's gone to, someone we know nothing about, genteel relations.
Tanrım, Pick, bu yanına gittiği akrabalarından biri olsa gerek, bizim bilmediğimiz, kibar bir akraba.
She is gone.
Gitmiş.
You mean she's gone and you don't know where she is?
Yani kayıp ve nerede olduğunu bilmiyor musun?
I know the stuff she's broadcast is poison, but it would've gone on the air anyhow.
Kızın yayın yaparak zehir saçtığını biliyorum ama elimizden birşey gelmez..
She is not gone.
Bir yere gitmedi.
She says nearly the whole crop is gone.
Annen neredeyse tarlanın tamamının zarar gördüğünü söylüyor.
But she is gone now.
Ama artık o yok.
My mother... she's not dead and gone to heaven... is she?
Annem... ölüp cennete gitmedi. Öyle değil mi?
There is this. It leads to the stable. She may have gone that way.
Burası var.
Since she's been gone, my life is nothing but beer and fishing.
Öldüğünden beri, benim yaşamım bira ve balıkçılık dışında hiçbir şey.
Only trouble is, she's going up to Boston, to stay with my aunt while I'm gone.
Tek sorun şu, Boston'a gidiyor. Ben yokken teyzemle kalacak.
This is the third time that she's gone off on a buying spree... picked herself out a whole new wardrobe and charged it to Healy.
Üçüncü defadır eldeki bütün parayı alışverişe yatırıp... kendine yeni bir gardırop düzüyor ve borcunu Healy'ye yüklüyor.
How long is it since she's been gone, Jake?
Onu kaybedeli ne kadar oldu, Jake.
Small money is a whore. You look at her coins, she's been in everyone's hands. You wake in the morning, she's gone.
Az para orospudur, bu orospunun madeni paralarına bakarsın herkesin elindedir, bir sabah kalkar bakarsın ki, gitmiş.
I am sorry that she is gone
Öldüğü için çok üzgünüm.
She is gone.
Yok olmuş.
Once that bull is dead and gone, she'll turn her attention to me :
Sonra o boğa ölüp gitti, o dönecek benimle ilgilenecek :
Is she dead, gone, destroyed?
Öldü mü, gitti mi, parçalandı mı?
Ms Peggy, she is gone.
Bayan Peggy, gitmiş o.
She touched my head and the pain is gone.
Başıma dokundu ve ağrı geçti.
She would never have gone so long without writing me. I'm afraid that there is no hope of finding her alive.
Bu kadar uzun süre beni habersiz bırakacağına inanmadığım için acaba onu tekrar canlı bulma ümidi var mı diye kendime soruyorum.
The murderer'd have gone back to the gallery to see if she was dead and we can't rule out the possibility that he is a pervert.
Katil, olay yerine dönüp, kadının ölüp ölmediği kontrol etmiş olabilir. Ve saldırganın bir sapık olabilme olasılığını göz ardı edemeyiz.
She's gone off with some rich fellow, and that's all there is about it.
Zengin bir herifle kaçtı işte. Başka bir şey bilmiyorum.
She's gone? S-Soon-Lee is gone?
Yedili, sekizli, vale.
I am afraid she is gone to bed, but i can...
- Çoktan yattı ama, dilerseniz -
This is the fifth night she's been gone.
Beş gecedir dışarıda.
Nino is not home, she's gone.
Nino evde değil, gitti.
That's funny, I thought she'd gone to Canada. And is delicious and nutritious, in fact, it's veally good.
lezzetlidir ve doyurucudur... aslında, piğzola hağika..
When a woman's husband is gone for four days and nights. She waits up :
Bir kadının kocası 4 gün ve gece yoksa o bekler.
I have brought her up And she is gone just like that
Onu ben büyütmüştüm bu şekilde mi olacaktı
She remains afebrile and her previous anorexia is gone, draining well.
Ateş devam ediyor ve önceki iştahsızlık gitmiş, boşaltım iyi.
I might have gone up to 300 thousand dollars. She is very beautiful.
O zaman bu kadın için 300.000 dolara kadar çıkabilirdim.
She's gone to the place where everything is so cheap.
Herşeyin çok ucuz olduğu bir yere gitti o.
All she has is the mansion ; property's gone they've spent everything They're rich?
Onlar zengin mi?
When she is gone the dialogue will end.
O gittiginde diyalog son bulacak.
Ibrahim, she is better off now with all the suffering gone.
İbrahim, o artık kurtuldu, bütün acıları bitti.
thousands of years went by without anyone coming to save her and they say she has gone on sleeping all that time in a dark room Is she really that pretty?
Efsaneye göre orada sonsuz bir uykuya yatırıImış.
Yes, my dear your favorite, she is gone.
Evet tatlım, senin en sevdiğin, o da gitmiş.
I hear from mothers who say you know what my daughters a teenager now and... she can barely stand to be in the room with me but the one thing we always do is we watch the show in a year its gone from living on the floor of a friends appartment
Ama dizinizi birlikte izliyoruz. " Arkadaşımın dairesinde yerde yaşarken 500 dolara aldığım bir arabayı kullanırken bir yıl içinde bütün dünyada izlenen biri oluverdim. Bence yıldızlar bizden yanaydı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]