Is that understood tradutor Turco
697 parallel translation
But if you try to pull a fast one on me, I'll knock you off cold, - is that understood?
Olur da bana kazık atmaya kalkarsan seni anında yere sererim, anlaşıldı mı?
Is that understood?
- İyice anlaşıldı mı?
Is that understood?
Anlaşıldı mı?
- Is that understood?
- Anlaşıldı mı?
Is that understood?
Anlatabildim mi?
Now is that understood?
Anlaşıldı mı?
In a minute, you and I walk out of here like we're going for a drink. Is that understood?
Bir dakika içinde sen ve ben buradan bir şeyler içmeye çıkıyormuş gibi ayrılacağız.
Is that understood?
- Şimdi emin misin? .
Understand? ! Is that understood?
Açıkça anlatabildim mi?
Is that understood?
Anlaşılmayan birşey varmı?
- Is that understood?
• Herkes anladı mı?
- Is that understood?
- Bu anlaşıldı mı?
But I don't want any of those bastards on my ranch, is that understood?
Fakat bu piçlerin hiç birisini istemiyorum çiftliğimde anlaşıldı mı?
Is that understood?
Anlaşıldı mı? ´
Is that understood?
- Anlaşıldı mı?
Is that understood, pal?
Bir tabutun içinde. Anlaşıldı mı dostum?
Is that understood?
Anlaşıldı mı? İyice anladın mı?
Is that understood?
Anlasïldï mï?
I hope it's understood that no advantage is to be taken of her position.
Umarım onun konumundan faydalanmanın bir yararı olmadığını anlamışsındır.
Lucy, haven't you perfectly well understood that I don't intend to go into a business or adopt a profession?
Lucy, herhangi bir iş yapmak gibi bir amacım olmadığını hâlâ anlamadın mı?
Why is that? I've never understood why.
Sebebini hiçbir zaman anlayamadım.
Well, I understood that any dog who is lost, is taken to Battersea Dog's Home immediately.
Kaybolan herhangi bir köpeğin, hemen Battersea Köpek Evi'ne alındığı anlaşılıyor.
It might be true, but if everybody understood... that work is not just a duty, but a condemnation...
Gerçek olabilir, ama eğer herkes... çalışmanın sadece bir görev değil de bir mahkûmiyet, kölelik olduğunu anlarsa...
is that clearly understood?
Anlaşıldı mı?
Let that be understood, here and now, and let Benson also understand... that he is no longer persona grata in these precincts.
Artık Benson'ın burada istenmeyen kişi olduğuna da bir açıklık getirelim.
- I hardly understood her... but it seems that her son is taking the 8 : 45 train to Southampton tonight.
- Onu zar zor anladım ama galiba oğlu bu akşam 8 : 45'teki Southampton trenine biniyor.
Is that clearly understood?
İyice anlaşıldı mı?
You still haven't understood that man is surrounded by darkness?
O adamın etrafı karanlıkla çevriliydi hala anlamadınız mı?
If that's understood, we will have a good working relation.
Bu anlaşıldıysa iyi bir iş ilişkimiz olacaktır.
That is understood.
Anlaşıldı.
Now, to understand it the way I understood it, hearing it from the mother, that is, from the mother half of Norman's mind, you have to go back 1 0 years to the time when Norman murdered his mother and her lover.
Benim anladığım şekilde anlamak için anneden dinlemek için, yani Norman'ın zihninin "anne" yarısından, 10 yıl geriye gitmeniz gerekir, Norman'ın annesi ve sevgilisini öldürdüğü zamana.
When the porter was there this morning I understood somebody is living there that interests you.
Bu sabah kapıcı oradayken orada ilgini çeken birinin yaşadığını anlamıştım.
When we have fully understood the scientific laws which govern life we will find that the only person with more illusions than the dreamer is the man of action.
"Yaşamı yöneten bilimsel yasaları tam olarak anlayabildiğimizde hayalperest birinden daha fazla kuruntuları olan tek insanın eylem insanı olduğunu keşfedecekler."
I hope it's clearly understood that no advantage is to be taken of her position.
Umarım kızın durumundan yararlanılmayacağı yeterince açıktır.
- Is that absolutely understood? "
- Bu tamamen anlaşıldı mı?
Conscience that the fight for a liberated fatherland, a socialist fatherland, inevitably implies our fusion with the essential axis of the Argentinean revolution which is the working class not understood as an abstraction, but understood by its battles and its feelings.
Özgürleşmiş bir ata yurdu, sosyalist bir ata yurdu savaşımı kaçınılmaz olarak bizi Arjantin devriminin temel ekseni olan işçi sınıfı ile kaynaştırıyor. İşçi sınıfını soyut olarak almıyoruz onu savaşları ve duygularıyla anlıyoruz.
The thing that appalls me is that it seems to be understood
Beni korkutan şey ise, bunun kabullenilmiş gibi görünmesi
But I understood that it is no use to try to'kill'you.
Lakin gördüm ki, seni öldürme çabası boşamış.
And I understood that it is impossible to live without you.
Ve anladım ki sensiz olmazmış.
If you protest, if you think that death is a terrible thing, then you have not understood what I have said.
Eğer onu kınarsanız eğer ölümün berbat bir şey olduğunu düşünürseniz dediklerimi anlamamışsınız demektir.
Is that clearly understood?
Bu açıkça anlaşıldı mı?
Your Honor, members of the public, members of the jury, when a prosecutor rises to demand a penalty that is just, he's never certain of being understood.
Sayın Başkan, mahkeme üyeleri ve Sayın Jüri. Bir savcı ayağa kalkıp sanık için haklı bir ceza istediği zaman genellikle herkes onu anladığından emin değildir.
Look. I understood there was gonna be somebody here... - that wanted to do some business.
Benimle iş yapmak isteyen biriyle buluşmaya geldim.
The only thing I understood is that she fled from the castle when the Dartmoor girl died.
Anladığım tek şey onun kaleden kaçtığı! Dartmoor kız öldürüyor.
and what we call the last, is it anything, properly understood, but a redoubling, and the final attack, as it were, of the evil... that we bring into the world in being born?
"nihai dert" dedigimiz sey, sondan baska bir sey, dogumuzdan bu yana katlandigimiz derdin daha yogun bir saldirisi degil mi?
Is that clearly understood?
- Bunu açıkça anladın mı?
I never have understood how that worked...
Bu nasıl iş gördü, bunu hiç anlamadım.
It is understood that you wish to ruin this marriage.
Anlaşılıyorki bu evliliği mahvetmek istiyorsunuz.
It is understood that the prisoner will be released.
Mahkumun salıverilmesinde anlaşılmıştır.
I don't want to say anymore but I hope that is understood, young woman.
Daha fazla konuşmak istemiyorum ama umarım anlaşılmıştır, genç hanım.
I agree that idolatry is not always fully understood Thank you
- Putperestliğin iyi anlaşılmadığı konusunda seninle beraberim.
is that you 2352
is that it 2484
is that so 1463
is that right 2297
is that your dog 17
is that your sister 22
is that okay with you 61
is that 1576
is that all you can say 40
is that all there is 18
is that it 2484
is that so 1463
is that right 2297
is that your dog 17
is that your sister 22
is that okay with you 61
is that 1576
is that all you can say 40
is that all there is 18
is that your car 43
is that your daughter 28
is that all you care about 23
is that all you got 152
is that a threat 163
is that what you want 740
is that all 744
is that a 177
is that what this is 151
is that all you've got 42
is that your daughter 28
is that all you care about 23
is that all you got 152
is that a threat 163
is that what you want 740
is that all 744
is that a 177
is that what this is 151
is that all you've got 42
is that clear 774
is that what i think it is 170
is that better 164
is that what this is about 217
is that bad 219
is that true 1272
is that him 366
is that possible 215
is that her 187
is that all of it 17
is that what i think it is 170
is that better 164
is that what this is about 217
is that bad 219
is that true 1272
is that him 366
is that possible 215
is that her 187
is that all of it 17