It's cold out tradutor Turco
695 parallel translation
And it's cold enough that the methane precipitates and drops, like raindrops, and falls out onto the surface of Titan.
Ve metanın su buharı gibi yoğunlaşıp, Damlalar halinde yağabileceği 356 00 : 27 : 43,047 - - 00 : 27 : 45,277 Kadar soğuktur.
It's damn cold out here.
Hadi gel.
Because if I give you your hat, and you go out wearing it in this storm, you won't catch cold, or get pneumonia and I won't be able to bring flowers to the hospital or wear beautiful black clothes to your funeral.
Çünkü verirsem ve sen de fırtınada şapkayla dışarı çıkarsan üşütüp zatürre olamazsın. O zaman ben de hastaneye çiçek getiremem veya cenazende şık bir siyah elbise giyemem.
Looks like it's going to be a cold night out.
Yapacak işlerimiz var.
Come on, it's cold out here.
Haydi, dışarısı soğuk.
I wonder if it's too cold out here.
Burası çok mu soğuk.
Charlie, it's cold out... Why don't you come in and get a little warm?
Niçin içeri geçip biraz ısınmıyorsun?
It's so cold out, it's no surprise.
Acayip soğuk, sürpriz değil.
- It's a cold night out, ain't it?
- Dışarıda hava soğuk değil mi?
Oh. Wasn't it cold out here?
Dışarısı soğuk değil miydi?
Oh, it was cold out there too, boss. It was —
Dışarısı çok soğuk patron.
This room is as cold as ice and your stove's gone out. - I'll make some soup and bring it up. - Please don't bother.
Bu oda buz gibi olmuş ve sobanız sönmüş, size sıcak çorba yapıp, sobayı yakayım.
It's too cold out.
Sen nasılsın?
You know, when I invited you out to dinner tonight, it was with the cold-blooded intention of picking the brains of a civil servant's wife.
Bu gece seni yemeğe davet ederken... amacım bir bürokrat karısının başının etini yemekti.
" Polly put one toe out from under the covers to find out how cold it was...
" Polly havanın soğukluğunu anlamak için ayak parmağını yorganın dışına çıkardı.
Man's right, it's cold out.
Adam haklı, dışarısı soğuk.
But if a man plans to kill and cold-bloodedly sets out to do it... that's murder in the first degree... punishable by hanging.
Eğer bir adam öldürmeyi planlarsa ve bunu soğukkanlılıkla yaparsa... bu birinci derecede cinayettir... cezası idamdır.
It's cold out here at night in the open air.
Açık havada geceleri soğuk olur.
It's cold as hell out there.
Dışarısı cehennem kadar soğuk.
It's cold out there.
Dışarısı buz gibi.
Come on, Susie, it's cold out here.
Haydi Susie, burası bir anda soğudu.
And I swore then the only thing I wanted out of life was a nice warm house to go to when it got cold.
O zamanlar hayattan tek beklentim havalar soğuk olduğunda başımı sokabileceğim sıcak bir evdi.
It's too cold out.
Dışarısı çok soğuk.
You know, one of these critters will take a sheep dog twice their size out in the hills and lick the tar out of it. Sure, that's cold courage for you.
Biliyor musun, bu yaratıklardan bir tanesi kendisinin iki katı büyüklüğünde bir çoban köpeğini tepelere götürür ve onunla ziftlenir.
It's stinkin'cold out there!
Soğuktan dondum be!
It's cold out here, even with a fire.
Ateşin başı bile soğuk.
It's getting pretty cold out.
Dışarısı oldukça soğudu.
'It's cold out.
Dışarısı soğuk.
I couldn't sleep, it's cold out there.
Uyuyamıyorum. Burası soğuk.
It's cold out here.
Burası soğuk.
It's cold out here. Let me in.
Beni içeri alın.
Of cause it's cold, the oven went out.
Elbette soğuk olur. Ateş çoktan sönmüş.
It's cold out there.
Dışarısı çok soğuk.
No big deal. He fell in a river. Oh no, it's so cold out.
Oh, hayır dışarısı çok soğuk.
Oh no, it's so cold out. Um... Oh no, it's so cold out.
Um...
It's so cold and dirty out there.
Orası çok soğuk ve pistir.
It's cold out there.
- Orası soğuk oldu.
It's cold out there.
Dışarısı soğuk.
It's cold tonight, there are so many stars out!
Bu gece soğuk, gökte çok yıldız var!
It's cold out there Who the hell are you?
Sen de kimsin böyle?
- It's cold out there.
- Dışarısı çok soğuk.
There's a flood out in California and up north it's freezing cold
Şimdi California'da sel var ve kuzeyde de dondurucu soğuk
Saturday afternoon, I go out, and it's cold.
Cumartesi dışarı çıktım. Hava soğuktu.
It was cold out so I borrowed it.
Dışarısı soğuktu, ödünç aldım.
It's cold out.
Dışarısı soğuk değil mi?
- That's how they're interpreting it. More like he was trying to keep out the cold.
Daha çok, soğukta bekletiyor gibiydi.
It's really cold out.
Dışarısı gerçekten soğuk.
God, it was cold out there.
Tanrım, dışarısı buz gibi.
Is it cold out?
Dışarısı soğuk mu?
It's-a cold and-a wet out here!
Burası soğuk ve ıslak!
It's cold out there.
Orası soğuk.
it's cold outside 68
it's cold out here 47
it's cold out there 56
it's cold 680
it's cold here 24
it's cold in here 38
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
it's cold out here 47
it's cold out there 56
it's cold 680
it's cold here 24
it's cold in here 38
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out loud 97
out of 299
outside of work 17
out of respect 50
out of my sight 38
out like a light 17
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out loud 97
out of 299
outside of work 17
out of respect 50
out of my sight 38
out like a light 17
out of my house 22
out of mind 55
out of time 18
out of love 16
out of the way 896
out here 191
outta here 19
out of mind 55
out of time 18
out of love 16
out of the way 896
out here 191
outta here 19