English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / It was funny

It was funny tradutor Turco

1,613 parallel translation
And here's why it was funny.
İşte, neden tuhaf olduğunun sebebi :
No, just thinking it was funny,'cause you told me to hang back athe dock.
Komik geldi çünkü rıhtımda arkanda durmamı söylüyordun.
Yeah, in fact, uh... It was funny because, um, at first, she thought I was Andre.
Evet, aslında komik bir şey oldu.
It was funny and strange watching TV and seeing someone else who had it.
Bunu yapabilen başka birini televizyonda izlemek tuhaftı.
I'm sorry, dude, it was funny.
Kusura bakma, dostum. Komikti.
It was funny.
. Komikti.
Man, it was funny!
Çok komikti!
He thought it meant "tropical." It was funny.
Hayır demeyi sevenlere dendiğini sanıyordu.
I thought it was funny.
Eğlenceli olduğunu düşünmüştüm.
- Well, a few years back... I used to think it was funny to get drunk and pull wigs off old ladies'heads.
Birkaç sene önce, sarhoş olup yaşlı bayanların peruğunu çıkarmanın komik olduğunu düşünürdüm.
I didn't say it was funny.
Komik olduğunu söylemedim.
I thought it was funny.
Bence çok komikti.
Yeah, Randy, it was funny.
Evet, Randy, çok komikti.
It was funny... probably... if it hadn't been happening to me, it might have been funny.
Komikti herhalde. Benim başıma gelmeseydi komik olabilirdi yani.
I'm sorry. It's not funny. Inspector Number 8 was very important to me because no matter how bad things got,
Özür dilerim Hiç komik değil 8 numaralı kontrolör benim için çok önemli Çünkü kötü şeyler yapması bir şeyi değiştirmez.
It's funny, because I was just about to ask her the same thing about you.
Çok komik. Çünkü ben de tam aynı şeyi soracaktım.
It was like Benny Hill not-funny.
Komik olmayan Benny Hill şovu gibiydi.
- That's funny... because what I was gonna say is, there are few people... who really know what they want... and are willing to risk everything for it.
- Bu komik... bu yüzden aslında söyleyeceğim, gerçekten ne istediğini bilen çok az insan var dışarıda... ve istedikleri için herşeyi riske atabilirler.
You know, it's funny, not so long ago, I was coming to Marshall and Lily for advice on how to impress you.
Aslında tuhaf olan, kısa zaman önce Marshall ve Lily'e gidip seni etkilemek için tavsiye istiyordum.
But it was kind of funny when it happened, though.
Ama yaparken eğlenceliydi yine de.
It was horrifying and funny and...
Korkutucu, ve eğlenceli ve..
I know, and it was so funny.'Cause we were at this bar with his friends, and I was sitting next to him the whole night, and he wasn't making a move.
Biliyorum, ve çok eğlenceliydi. Çünkü arkadaşlarıyla bir bardaydık. ve ben bütün gece yanında oturuyordum, ve hiç hareket etmiyordu bu yüzden kafanda sanki,
Dwight was kidding and I don't know why because it wasn't funny and it was just horrible...
Dwight şaka yaptı ve sebebini bilmiyorum. Çünkü hiç komik değildi ve hatta korkunçtu.
You know, it's funny, just before you sprung your news I was about to tell you that I'd spoken to my friend Paul Glass up at Berkeley, and he told me that he could probably get you into my old dorm.
Çok komik, sen şok haberi vermeden önce ben de tam Berkeley'den arkadaşım Paul Glass ile konuştuğumu söyleyecektim.
It's funny, in a way I was kind of expecting it.
Aslında komik. Bir şekilde bunun olacağını bekliyordum.
It was funny.
Komikti.
Well, I mean, actually waking up with you spooning me was kind of funny but I think Sloan would think it was a lot weirder that you're here now.
Şey, aslında uyandığımda bana abanıyor olman çok komikti ama Sloan, şu an burada olmanın çok daha tuhaf olduğunu düşünürdü.
For instance, why was it so funny...
Mesela niye bu kadar komikti...
Now, see, then that's funny because it was the father who reported yumi and aiko missing 5 days ago when they didn't come back from L.A.
- Öyleyse çok komik. Çünkü Yumi ve Aiko'nun kayıp olduğunu 5 gün önce bizzat Yumi'nin babası bildirmiş. Los Angeles'tan dönmedikleri için.
It's so funny,'cause I was almost ready to leave when you called.
Çok komik, çünkü sen aradığında neredeyse çıkmak üzereydim.
And, oh, it was really funny because he kept misusing this word. I don't remember what word it was.
Ve çok komikti, şu kelimeyi hep yanlış söylüyordu.
I guess it wasn't funny "ha ha." It was more funny "you had to be there."
Sanırım çok komik bir espri değildi. Daha çok "orda olmalıydın" esprisiydi.
Come on, it was a joke. No, well, it wasn't funny.
Hadi ama, bu bir şakaydı.
It was brutal, and I ain't never going back up there again...'cause I ain't funny, and neither are any of you.
Çok vahşiceydi, bir daha asla çıkmam oraya... çünkü komik değildim, hiçbiriniz değildiniz.
Funny thing is, the pacemaker wasn't what kept you in line. It was when I threatened her.
Komik bir şey var, seni hizada tutan şey kalp pilinden bahsetmemiz değildi, kızı tehdit etmemdi.
It was too funny, you laying there in the mud.
Çok komikti. Bokun ortasında öylece yatıyordun.
It was doing funny things to the people.
İnsanlara zevkli şeyler yapıyordu.
It's so funny, I was just about to text you.
Ne kadar komik ; ben de tam sana mesaj atmak üzereydim.
You know, it is so funny... the minute the funeral was over, then virtually every single conversation over the past three weeks has contained some variation of : "Are you keeping busy?" "Are you filling your days?" "Are you moving on?"
Biliyor musun, bu çok komik... cenaze bittiği andan beri, son üç haftadır bütün konuşmalarımız bir şekilde... "Bir şeylerle meşgul oluyor musun?" "Günlerini dolduruyor musun" "Hayatına devam ediyor musun?" un varyasyonlarıyla dolu.
It was funny 20 minutes ago, and it's funny now.
Şimdi de komik.
It was sharp and funny, and I could totally see everything and imagine everyone.
- Zekice ve komikti. Her şeyi görüp, herkesi hayal edebildim.
Okay, look, maybe I was looking at your shirt, but it's a, it's a funny, funny shirt.
Tamam, elbisene bakmış olabilirim ama bu komik bir elbise.
Was it supposed to be funny?
Komik mi olması gerekiyordu?
Then he said you said you thought it was the alien, and we thought... well, that's funny, innit?
Sonra o senin alıcının, bir yaratık olduğunu düşündüğünü söyledi ve biz de düşündük ki... Peki, bu çok eğlenceli değil mi?
It was so funny, I nearly wet my other pair of underpants.
Gülmekten altımı ıslattım.
Was it funny?
Komik miydi?
Oh, it was so funny.
Bu arada parti muhteşem.
It's funny because before you mentioned it, I was thinking we should take a class together.
Bu çok komik aslında çünkü, sen bahsettiğinde, benim de aklımdan tam birlikte ders almak geçiyordu.
It was nice of her to come and find me, and she was funny.
Gelip beni bulması hoştu ve komik biri.
That wasn't actually that funny, was it?
- Evet. Pek komik espri değildi, değil mi?
I mean, it was smart and funny and sad.
Demek istediğim, çok akıllıca komik ve aynı zamanda üzücüydü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]