Just let it happen tradutor Turco
204 parallel translation
Should we just let it happen?
Öylece olmasına izin mi vereceğiz?
And if you just let it happen... or if not Sally, it's the concept.
Ve sen bunun olmasına izin verirsen... veya Sally değilse, Kavram budur.
Just let it happen.
Bırak gelsin.
Just let it happen.
Oluruna bırak.
And you just let it happen?
Sen de izin mi verdin?
Just let it happen.
Sadece olsun.
- Do what? Let it happen. Just let it happen.
İzin ver, ne olacaksa olsun.
Just let it happen, Mr. Furlong.
Bırak olsun Bay Furlong.
You should just let it happen.
Herşeyi oluruna bırakmalısın.
'History has shown us that you can't allow'the mass extermination of people and just let it happen.'
'Tarih bize gösterdi ki, insanların büyük deneyimlerini durduramazsın ve bırakırsın ne olursa olur.'
Just let it happen.
Akışına bırak gitsin.
'History has shown us that you can't allow'the mass extermination of people and just let it happen.'
'tarih bize gösterdi ki, insanların büyük deneyimlerini durduramazsın ve bırakırsın ne olursa olur'
Just let it happen.
Sadece olmasına izin ver.
Think you can just let it happen?
Sadece bunun olmasına izin verebilir misin diye düşün?
Just let it happen.
Bırak olsun.
Just let it happen.
Sadece onun olmasına izin ver.
Just let it happen, okay?
Doğal akışına bırak, olur mu?
If the transformation were going to kill me, she would've just let it happen.
Eğer dönüşüm beni öldürecek olsaydı, bunun olmasına izin verirdi.
Just let it happen.
Bırak ne olacaksa olsun.
I don't want you to sit back and just let it happen.
Öylece boş oturup, buna izin vermeni istemiyorum, Angel.
Just let it happen.
Sadece kendi haline bırak.
Stay loose and just let it happen.
Sakin ol, göreceksin.
- Just don't let it happen again.
- Sadece bir daha olmasına izin vermeyin.
Just don't let it happen again.
Bir daha böyle bir şeyin olmasına izin vermeyin.
AND WE'RE JUST GONNA LET IT HAPPEN, OK? OK. DID WE BRING NEHEMIAH IN CASE WE NEED HIS HELP?
Piknik için güzel bir yer bulacağız, bütün resim malzemelerini alacağız ve ne oluyorsa olacak, tamam mı?
Just don't let it happen again.
Bir daha olmasın.
You just need to let it happen.
Olmasına izin ver yeter.
I just couldn't let it happen again.
Böyle bir şeye bir kez daha katlanamam.
If you just let the game happen, it almost plays itself.
Nerdeyse kendi oynuyor.
Well, why can't we just let it happen naturally?
Neden herşeyi doğal akışına bırakmıyoruz?
Well, we can't just sit here and let it happen.
Burada oturup bunun olmasına izin veremeyiz.
Well, let's just say, I find it odd that a conduit running behind Garak's shop should just happen to overload.
Garak'ın dükkanının arkasındaki kanalın durup dururken aşırı yüklenmesi bana tuhaf geldi.
Just let them say their goodbyes, and if their paths happen to cross again, so be it...
Vedalarını etsinler ve tekrar yolları kesişirse kesişir.
- Uh, that's ok, just don't let it happen again.
Sadece bir daha olmasına izin vermeyin bunun.
You know, it's like, we each get to pick that one person on the planet that if by some crazy fluke we actually got a chance to be with them, the other just has to grin and let it happen.
Çılgın bir sürpriz eseri o kişiyle olma şansımız olursa diğeri sadece gülümseyip bunun olmasına izin verecek.
Maybe we should just try and let it happen for a second.
Belki de sadece denemeli ve olmasını beklemeliyiz.
So you are gonna just let it this happen?
Yani bu işe göz mü yumacaksın?
If you let go of your center... it will just happen, naturally.
Kafanı dengeni bulmaya takmazsan... kendiliğinden olur, doğal bir şekilde.
Fine! I mean it. Because if one day... you happen to notice some gorgeous girl giving you that "Let's screw around" look... just remember, she may be working for me.
Çünkü eğer bir gün güzel bir kızın sana "haydi biraz eğlenelim" diyen bir bakışla baktığını fark edersen onun benim için çalışıyor olabileceğini unutma.
Just don't let it happen again.
Ama bir daha olmasın.
You know, a lot of guys take a beating around here. Just don't let it happen twice.
Burada bilmediğin pek çok şey oluyor.
If the transformation were going to kill me, she would've just let it happen. - Don't you see?
- Anlamıyor musun?
You just have to let it happen.
İşleri oluruna bırak.
Just don't let it happen again, okay?
Tekrarlanmasına izin verme, tamam mı?
Sir, I just wanted to let you know how much I appreciate you, well, letting tonight happen, I mean, I know it means a lot to Lisa, and I think you're doing the right thing,
Efendim, sizi ne kadar takdir ettiğimi bilmenizi isterim..... şey... bu geceki şeye izin verdiğiniz için. Yani, bu Lisa için çok önemli birşey, ve sanırım siz doğru olanı yapıyorsunuz.
Piper, you just need to relax and let it happen.
Piper, sadece dinlenmek ve olmasına izin gerekir.
- It just doesn't happen. - Let's just think about this.
- Bunu biraz düşünelim.
I won't let anything happen to it. Just get here as fast as you can, okay?
Başına bir şey gelmesine izin vermeyeceğim.
I realised that was it, you know... I... had a choice... didn't have to just let things... happen, I could...
Birden farkına vardım. Bir seçeneğim vardı. Olanları durdurup kontrol edebilirdim.
- Let's just assume that it will happen again at some time.
- Bir ara tekrar olacağını varsayalım.
- Let's just assume that it will happen again at some time. - Right.
- Bir ara tekrar olacağını varsayalım.
just let it be 17
just let go 57
just let me in 37
just let me know 201
just let me die 21
just let it go 244
just let me help you 19
just let me go 210
just let me 104
just let me be 25
just let go 57
just let me in 37
just let me know 201
just let me die 21
just let it go 244
just let me help you 19
just let me go 210
just let me 104
just let me be 25