Mail call tradutor Turco
284 parallel translation
Mail call!
Posta!
Mail call!
Posta geldi!
Mail call will be on the forward hatch immediately.
Yeni haberler ön güvertede.
Mail call.
Posta.
- Mail call.
- Posta.
Mail call, boys.
Mektuplar çocuklar.
Mail call!
Posta çağrısı!
After mail call, I've assigned my men to get Captain MacDanial's team bedded down.
Posta çağrısından sonra, adamlarımı aşağıdaki Yüzbaşı MacDanial'ın takımını almak için görevlendirdim.
- Mail call.
Posta.
Mail call.
Posta dağıtımı!
Mail call!
Posta borusu!
Mail call!
Posta geldi.
Mail call!
- Posta! Levy!
Mail call.
Posta!
I think they were hoping mail call would become a regular part of their day.
Sanırım, posta alma umudu günlerinde düzenli bir yer alacaktır.
Mail call!
Mektuplar!
Mail call.
İyi bir sezon geçir Eddie.
- Mail call!
- Arama var!
You missed mail call.
Posta çağrısını kaçırdın.
You ever not miss mail call, Enders?
Hiç postayı yakaladığın oldu mu Enders?
Mail call.
- Çok etkileyici.
- Mail call!
- Posta!
HOMER : Mail call.
- Posta geldi!
Corinne didn't call for her mail, but Floyd Thursby did.
Mektuplarini almaya Corinne gelmedi, Floyd Thursby geldi.
We call this mail.
Buna posta diyoruz.
Jumping every time the mail came, or a phone call.
Her posta gelişinde ya da telefon çalışında sıçrıyorsun.
She said that she is very glad that you took the time out to come up and bring her the mail, and that if in any way she can show her appreciation, please do call on her.
Postayı getirmeye vakit ayırdığına sevindi. Ne kadar memnun olduğunu görmek için onu çağırabilirmişsin.
I guess it's what you'd call fan mail.
- Sanırım sizin fan mektupları dediğiniz şeyler.
We got a call, in case any mail comes up.
Telefon açtılar bize, posta gelirse diye.
What you think, they'll mail us the what do you call them?
Ne sanıyorsun, postayla mı yollayacaklar? Neydi adı, Plazmid miydi?
It's mail call, soldier.
Mektubun var, asker.
I'll call my office in the morning have them express mail some money, pay the guy off.
Sabah ofisimi arayacağım biraz para havale ettireceğim, adama da parasını vereceğim.
My mail is the same color as yours is, pal, or at least it was until the queen started to call you "Sir."
İkimiz de aynı tip adamlarız, dostum. Ya da Kraliçe sana "Sir" demeye başlayana kadar öyleydi. Kendimi kaybetmeden bana müsade et.
I'm sorry I didn't call you guys sooner, Detective, but I don't open my mail every day.
Hemen aramadığım için üzgünüm dedektif, ama posta kutumu her gün açmıyorum.
Please return my call on my voice mail :
Lütfen telesekreterimi arayarak bana ulaşın.
Why do they even call the mail "mail"?
Niye posta posta koymadılar ki san ki?
Oh, sure, I can buy the cake and I can buy the gift, but the world would end if I let one phone call go to voice mail.
Elbette, pastayı alabilirim, hediyeyi alabilirim, fakat eğer bir telefon bile telesekreter düşerse dünyanın sonu gelir.
I hope you got the e-mail that Lutetia wants you to call her.
Umarım, Lutetia'nın onu aramanı isteyen e-postasını alırsın.
Don't call, write, e-mail or fax.
Arama, yazma, e-mail ya da fax çekme.
And then the voice mail guard here... that won't let anybody actually call and speak to a person.
Ve kimseyi arayıp konuşmamıza izin vermeyen sesli mesaj koruması...
Don't call, don't e-mail... just show up at his furniture store... wearing these.
Onu arama, e-mail gönderme. Mobilya mağazasına git ve bunları tak. - Nedir onlar?
Listen, Mom, when the mail comes, will you call me on my cell?
Anne dinle, posta gelince beni cep telefonumdan ararmısın?
Anyway, I didn't call to bitch. Just to say, mail me the money, all right?
Herneyse sürtüğü arayacağım.Sadece parayı göndermesini söylemek için, tamam mı?
I got cell phones, call waiting, e-mail, voice mail and I haven't heard una chingada from you.
Cep telefonum var, çağrı, e-posta, sesli mesaj ve senden una chingada bile duymadım.
You don't write, call, or e-mail.
Ne yazar, ne arar, ne de mail atarsın.
I kept trying to call you back... but all I got was voice mail.
Seni tekrar aramayı denedim... fakat sadece mesaj merkeziyle karşılaştım.
So many of you call me, e-mail me, write to me, and you're starving for an answer.
Bir çoğunuz beni aradı, bana yazdı, e-mail yolladı ve cevap için ölüyorsunuz.
Call him up and tell him to send it in the mail.
Onu ara ve posta ile yollamasını söyle.
Look, I'm kind of busy, so, um... um... if you want to make an appointment... here. You can call my voice mail.
Bak, şimdi biraz meşgulüm, ve... eğer bir randevu almak istersen... al işte.
Your call will be transferred to voice mail.
- Çağrınız telesekreter servisine yönlendiriliyor.
You get a call or e-mail or postcard? No.
Bir telefon, e-posta, kartpostal geliyor mu?
call 1293
calls 127
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
call of duty 47
callahan 103
calliope 37
calls 127
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
call of duty 47
callahan 103
calliope 37
calloway 20
callaghan 34
callaway 17
callen 415
call me 1630
calleigh 63
call me when you land 16
call your mother 29
call me tomorrow 52
call your mom 17
callaghan 34
callaway 17
callen 415
call me 1630
calleigh 63
call me when you land 16
call your mother 29
call me tomorrow 52
call your mom 17