Mellow out tradutor Turco
120 parallel translation
Mellow out, man!
Kendine gel, ahbap!
Okay, let's just all mellow out, okay?
Tamam herkes rahatlasın olur mu?
Mellow out, pal.
Sakin ol, dostum.
I want to mellow out the little woman.
Benim ufak hatunu yatıştırmak istiyorum da.
Mellow out, man.
- Boş versene adamım.
( Walt ] I'm gonna have to boot your ass out ofhere pretty soon if you don't mellow out.
Sesini kesmezsen birazdan götüne tekmeyi basıp dışarı postalayacağım seni.
Could really, really mellow out.
Sahiden, sahiden gevşerimde.
I will not kick back, mellow out, or be on a roll.
"Geri tepmek" demeyeceğim "Gevşe" ya da "şansım açık" demeyeceğim.
Hey, mellow out, old dudes, or I'll jam this baby into a river!
Bayan Winthrop, düşünüyordum da. - Oh, tatlım.
I needed to drive, mellow out, get my mind off the wedding.
Araba kullanmalıydın, sakinleşmeliydim. Aklımı düğünden uzaklaştırmalıydım.
Hey, mellow out, old dudes, or I'll jam this baby into a river!
klimayı aç! hey, biraz sesinizi kesin yaşlı bunaklar yoksa bu bebeği nehre süreceğim!
Mellow out, man.
Keyfine bak adamım.
I've got a Dionysian love potion could really mellow out a pretty lady like that. Ten dinars.
Bunun gibi güzel bir bayanı gerçekten yumuşatabilecek, Dionysus ( Şarap ve Bereket Tanrısı ) aşk iksirim var... on dinar.
All right, mellow out. I'll make it bigger. - Jesus.
Tamam, olgunlaşır, Daha büyütürüm.
- You need to mellow out.
- Daha olgun davranmalısın ahbap.
Just mellow out and trust us for once.
Yalnızca yap dostum bir kere güven bize.
Whoa! Mellow out, Abe.
Olgunlaş, Abe.
- You need to mellow out.
- Biraz sakinleşmelisin.
- Mellow out, guys!
Sakin olun çocuklar.
Jackie, will you just mellow out?
Jackie, biraz daha hoşgörülü olamaz mısın?
- Alright dude, mellow out, geez.
Tamam, ahbap.
- Mellow out, man.
- Çekil önümüzden hemen!
MELLOW OUT, ALL RIGHT?
Sakinleş, tamam mı?
- Oh, my God! - Damn! Mellow out.
- Sen de sakin ol biraz!
I'll get my gear and mellow out and vamoose, babe.
Eşyalarımı alıp gideceğim ve yok olacağım bebek.
From what you've told us, he'll never mellow out.
Bize söylediklerine bakarsak, o asla yumuşamaz.
I was just trying to mellow out.
Sadece rahatlamak istedim.
So, mellow out!
Bu yüzden, büyü biraz.
Thought you could use a brew so you can mellow out.
Bira içip gevşersiniz diye düşündük.
I'm gonna relax, mellow out, and watch some television.
Tamam sakin olmalı, rahatlayıp televizyon izlemeliyim.
It's a great time to just mellow out, watch football.
Dinlenmek ve futbol seyretmek için harika bir zaman.
Martin, mellow out, man!
Martin, sakin ol adamim!
I can't just mellow out!
Sakin olamiyorum!
You need to mellow out, big man.
Sakinleşmen gerekiyor koca adam.
So, come on, everybody, let's just have a drink... - and... mellow out.
Haydi gelin, biraz içip gevşeyelim.
- I don't want to mellow out, Pete! I want to know what Lars's deal is, huh?
Ben gevşemek değil, Lars'ın planını bilmek istiyorum.
( MURMURING ) It's a mellow afternoon, and I know you're out there grooving, you're funing and suning with your brother Rod McGrew on the big KGYS, playing the sounds that you want to hear on your Soul Support Station MAN ON RADIO :
Sıcak bir öğle sonrası, sizler de iyisiniz.
I got something that will mellow you out, man.
Seni kendine getirecek bir şeyim var,
These will mellow you out.
Seni kendine getirir.
If she's mellow... then I can just walk into that attic... pick up Candy, tuck her under my arm and walk out.
Eğer mutlu kalırsa, o tavan arasına girip Candice'i alır kolumun altında dışarı çıkarabilirim.
Oh, nothing like a good night's sleep to mellow you out, right?
İyi bir gece uygkusu gibisi yoktur, yataktan dinç kalkarsın, değil mi?
I say we just get the Russians stoned. It might mellow'em out a touch.
Sadece Ruslar'a uyuşturucu verelim, bu onları dışarı atacak kadar mayıştırabilir.
- Mellow out, Donald.
Sakin ol. 8 : 05 demiştim.
That stuff's gonna really mellow you out.
Bu şey seni bebek gibi uyutur.
That bastard, runs the Mellow Tiger, cut my tires threw me out in the rain in my beautiful jacket.
O piç Mellow Tiger çalıyor, lastiklerimi kesti güzel ceketimin içinde beni yağmura attı.
Be cool, be cool. I'll get your suitcase. Mellow out.
Çantanı vereceğim.
With Spike and Drusilla out of the way, we've really been ridin'the mellow!
Evet, Spike ve Drusilla ayak altından çekildikten sonra sessizlik oldu.
Now, we have a way out, and it's the best loophole ever, and it's gonna save both of our asses, so just mellow.
Bir çıkış yolumuz var. En iyi dolaylı yoldan gideceğiz. İkimiz de kurtulacağız.
Mellow out, everybody.
Herkes sakin olsun.
Hey, maybe if he gets away from that house for a night, it'll mellow him out a little.
Hey, belki bu gece için evden çıkarsa, bu onu biraz yumuşatır.
- We gotta mellow him out!
- Onu yumuşatmalıyız!
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299