English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ M ] / Mont

Mont tradutor Turco

499 parallel translation
Thanks for the coat, Bill Cody.
Mont için teşekkürler Bill Cody.
- Ted, get me a coat. - Right away.
- Ted, bana bir mont getir.
Get me a coat.
Bana bir mont getirin.
I'm afraid this coat is all there is.
Korkarım üzerimde sadece bu mont var.
It had to be that!
Bu mont mu olmalıydı!
How much did you give him for that?
Şu mont için ona kaç para verdiniz?
I thought I could borrow a coat under the circumstances.
Bu durumda ben de bir mont ödünç alabilirim diye düşündüm.
He had a winter jacket, even in this heat.
Kışlık bir mont giyiyordu.
A black winter jacket. A Colt. Which he clutched in his left hand.
Siyah kışlık mont ve sol elinde Colt tutuyor.
I want you to put on this raincoat and hat.
Bu mont ile şapkayı giymeni istiyorum.
No, you saw a raincoat, a hat and a bag.
Hayır, bir mont, şapka ve çanta gördünüz.
- Thought you might want a jacket.
Bir mont isteyebileceğini düşündüm. Sağol.
There is Mont-Blanc, the highest mountain in Europe.
Mont-Blanc Avrupadaki en yüksek dağdır.
- Grace Lamont?
Grace Le Mont?
Secondly, he went to the Mont Blanc Hotel.
İkincisi, Mont Blanc oteline gitmiş.
Thirdly, I phone the Mont Blanc Hotel.
Üçüncüsü, Mont Blanc otelini aradım.
Maybe there are several Mont Blanc hotels.
- Başka bir Mont Blanc oteli olmasın?
Barotti, Cris and Giulio di Mont-sant, the Count of Caprari, and Hh... this is full of aitches.
Barotti, Cris ve Giulio di Mont-sant, Caprari Kontu ve Hh... Bunda bir sürü "H" var!
What are you doing with no coat in this cold?
Bu soğukta dışarıda ne işin var? Mont da gitmemişsin.
Wears a windbreaker and Levi's, and he drives this small van-truck.
Üzerinde mont ve Levi's var, ve kamyonet kullanıyor.
Mont Elise,
- Mont Elise! -
Roger Mont Elise, the lawyer. Am I right?
- Siz Avukat Roger Mont Elise'siniz, değil mi?
May I introduce my self, I am Roger Mont Elise.
Size kendimi takdim edeyim.
Mont Elise, Mont for mountain and Elise for Elisabeth.
Dağ ( mountain ) dan Mont ve Azize Elisabeth'den Elise Mont Elise
Roger Mont Elise and a cleric undoubtedly a friend of his.
Roger Mont Elise ve arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim bir peder
Marienberg means mount of Mary.
Marienberg, Azize Meryem Dağı demek Bana soyadımın Mont Elise olduğunu söylemişlerdi.
But they told me my name was Mont Elise.
Yani, Azize Elisabeth Dağı Berg Almanca'da "dağ" demek
I'm afraid, Michael Travis, I lost your essay somewhere in the Mont Blanc Tunnel... but I'm sure it was good.
Korkarım, Michael Travis, seninkini Mont Blanc Tünelinde bir yerlerde kaybettim. ... ama eminim güzeldi.
And we sent Denis Rake as a radio operator. "The Mont-Mouchet," like most of the Maquis groups consisted of members from the forced labor group which was based in Auvergne.
Alman birliklerinin geçişini engellemek amacıyla Londra'dan getirdiğimiz paraşütlerle oluşturduğumuz gruba teçhizat sağladık.
What we didn't know was that on the night Denis Rake arrived in France, the Germans made an all out attack
Biz de Denis Rake'i bir telsiz operatörü olarak gönderdik. Diğer pek çok Maquis grubu gibi "The Mont-Mouchet" merkezi Auvergne olan, zorla çalıştırılan grup üyelerinden oluşuyordu.
– In Mont-Mouchet? – That's right.
- 30 yıl sonra sıradan bir isim.
Five young salt-marsh lambs from Mont St. Michel.
St. Michel dağlarının bataklığından 5 adet taze kuzu.
It was the mistake Napoleon made, charging Mont-Saint-Jean without knowing it was a trap.
Bütün suç Napolyon'da, tuzak olduğunu bile bile Mont-Saint-Jean'a çıktı.
You can see it on Mont Blanc.
Mont Blanc'ı aşağıda görebilirisin.
They think you're in Mont-Saint-Michel on a field trip for three days.
Üç günlüğüne Saint-Michel Dağına gittiğini sanıyorlar.
Your mom wanted to know why I wasn't in Mont-Saint-Michel.
Annen niye Saint-Michel'de olmadığımı sordu.
- Why are you at Mont-Saint-Michel?
- Niye Saint-Michel'desin?
That's a really nice jacket.
Gerçekten çok hoş bir mont.
That jacket you're wearing is T-Bird property.
Üzerindeki mont, T-Bird'e ait.
- Jacket.
- Mont.
What a pretty pen! A Parker? No, a Mont Blanc...
- Burası, değil mi?
- A red jacket and jeans.
- Kırmızı mont ve jean.
- Red jacket, striped shirt, blue jeans.
Kırmızı mont, çizgili gömlek ve jean.
Are you coming with us tomorrow, to Mont St. Michel?
Bizimle yarın Mont St. Michel'e gelir misin?
Mont St. Michel?
Mont St. Michel?
The girls went to Mont St. Michel.
Kızlar Mont St. Michel'e gitti.
I was at Mont St. Michel, he was sailing.
Ben Mont St. Michel'deyken, o denize açılıyordu.
Blouse.
Mont.
Where did you go today?
Masaru'ya ucuzluk dükkânlarından mont aldım ve...
– I was told by Mrs. Michelin who was in the same cell as my wife.
Marinette Menut Sokağı 1914-1944 Almanlar tarafından işkence edilip öldürülen Mont Mouchet kahramanı
Mr. Albajara?
- Hayır, Mont Blanc 03 00 : 06 : 46 : 04 Çok güzel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]