On the back tradutor Turco
22,592 parallel translation
In my opinion if this works, they're gonna pat us on the back and take all the credit.
Bana göre eğer bu plan işlerse, sırtımızı sıvazlayacaklar ve bütün övgüleri kendileri alacaklar.
You can write a better song on the back of a napkin than Christopher House has in the last ten years.
Bir peçetenin arkasına, Christopher House'un, son on yıldır yazdığı şarkılardan daha iyi bir şarkı yazabilirsin.
Let's put it on the back burner.
B planı olarak yaz.
Put it on the back burner.
B planını yaz.
- It's on the back burner.
- B planına yazıldı.
Is there a switch on the back of his neck we don't know about?
Boynunun arkasında bilmediğimiz bir düğme mi vardı yoksa?
The linseed oil and the beeswax on the back of Robert's neck are from car wax, the same kind that was on Robert's car.
Robert'ın boynundaki keten tohumu yağı ve balmumu, araba cilasından geliyor, Robert'ın arabasıyla aynı tür.
The victim was shot from the front, but I noticed red droplets on the back of both his neck and his shirt.
Kurban önden vurulmuş, ama ensesinde ve gömleğinde kırmızı damlalar fark ettim.
The stun gun that Tim gave us back at the base must've been hit by a stray rock on the drive. Shoot.
Tim'in bize üsteyken verdiği sersemletme silahına yoldan seken bir taş parçası çarpmış olmalı.
On the flight back.
- Dönüş yolunda uçakta.
Oh, so now the deal's back on?
Anlaşma şimdi mi aklına geldi?
I noticed on Saturday that the back porch light was out.
Cumartesi arka verandanın ışığının yanmadığını fark ettim.
Well, the good news is we're back on our feet, and we're days away from having this whole trial business behind us.
İyi haber ; ayaklarımızın üzerinde durmaya başladık ve günler sonra bu dava işini arkamızda bırakacağız.
Bob Drag is back on the book.
Bob Drag kitabı basacak.
No! Did you see the bruises on my back from last night's clubbing?
Sırtımda dün geceki kulüpten kalma morlukları gördün mü?
Water-skiing with Dody on your shoulders, and then at the end of the summer, she broke your heart, and you came back to me.
Dody omuzlarındayken su kayağı yapıyordun sonra yazın sonunda o senin kalbini kırdı, sen de bana geri döndün.
Uh, pull back on the probe, close him up, and wait for the bleed to stop.
Sondajı geri çekeceğiz. Kapatıp kanamanın geçmesini bekleyeceğiz.
We could, uh, start off on the dance floor, and if we happen to end up in the back of an'86 Cutlass Supreme, so be it.
Dans pistinden başlayabiliriz olur da 86 Cutlass Supreme model arabamın arkasına kadar giderse iş gitsin o halde.
I'm heading back to the Palace Hotel to check on the package.
Ben paketi kontrol etmek için Palace Otel'e geri dönüyorum.
You know, part of me was surprised to see you. I figured with your wife making a killing putting criminals back out on the street...
Bir yandan seni gördüğüme şaşırdım çünkü eşin sokaklarda suçlulara kök söktürüyordu.
Head and the Heart, let's all, uh... let's all head back out on the stage.
Head and the Heart, hadi... Hadi sahneye dönelim.
I can have them back on the North Sea in a week's time.
- Bir haftada, gemileri kuzey denizine çıkarırım.
You see, Pilcher sent a dozen nomads in a dozen directions out beyond the fence, to report back on everything.
Pilcher çitin dışındaki bir sürü farklı yere bir sürü göçebe gönderdi. Her şeyi rapor etmeleri için.
Back to the back, come on!
Geri çekilin, hadi!
They were a large breed of cattle, went extinct back in the 1600s, apparently.
On yedinci yüzyılda nesli tükenmiş koca bir büyükbaş çeşidi.
The doctors said the burnsare worst on his back.
Doktorlar, sırtındaki izlerin kötü olduğunu söylüyorlar.
The DNA results are back on the remains in the shed.
Barakanızdaki kalıntılardan aldığımız DNA'ların sonuçları geldi.
One of the reports I put in for follow up on the Martha investigation came back with a curious detail.
Martha soruşturmasının devamıyla ilgili verdiğim raporlardan biri ilginç bir ayrıntıyla geri döndü.
Hey. The scans back on our appendix yet?
Apandist sonuçları gelmedi mi?
I rounded on your post-ops, got your labs back, filed the intern applications, and picked up your dry cleaning.
Ameliyat sonrası muayeneleri yaptım, laboratuvar sonuçlarını aldım. İntörn başvurularını dosyaladım ve kuru temizlemeden giysilerinizi aldım.
- get back on the field, huh?
-... inanmıyor öyle mi?
So if you could just write me a scrip this one time so I can go back to work and I can finally put this stabbing sensation that's on the entire left side of my body to rest just for a while.
Bu yüzden bana sadece bir reçete daha yazarsan ve ben de işe dönersem bu vücudumun sol yanını esir alan olaya bir son verip huzur bulabilirim.
If the vaccine worked on you, could it change back Ock's Goblin army?
Bu aşı sende işe yaradıysa, Ock'un Goblin ordusunda da işe yarayabilir mi?
What if, what if she was right, and the stalker broke back in for one last memento. To a sealed crime scene?
Peki ya, peki ya o haklıysa, ya onu izleyen kişi şuç mahaline geldiyse Bu maymunu kim aldıysa ön kapıdan gelmemiş.
I would like you to take a message back to the hbc. On my behalf.
Benim adıma HBC'ye mesaj iletmenizi istiyorum.
- Jessica, if you're not back on your feet by the end of the month, I won't be able to hold off the board.
Jessica, eğer ay sonuna kadar ayağa kalkamazsanız yönetim kurulunu tutamayacağım.
Free, armed, and back on the "Raza."
Özgür, silahlı ve "Raza" yla
I'll see you back on the ship.
Ben gemiye dönüyorum.
I was on my way back from the tavern.
Meyhaneden geliyordum.
Now, you want to activate all the taste buds front and back, top and the sides.
Ön, arka ve yanlardaki tüm tat alıcıları çalıştırmak istersin.
All those online purchases made on adrian's credit cards Might be these guys trying to get back in the black.
Adrian'ın kredi kartıyla yapılan alışverişler borç tahsili olabilir.
where's the remote? Put the remote back on the table right now, Or I will arrest you for theft.
Kumandayı masaya hemen geri koy yoksa seni hırsızlıktan tutuklarım.
Well uh, back in 1986 the police found your fingerprints on two different ATM machines here in Los Angeles.
- Şöyle ki, 1986 yılında polis Los Angeles'ta iki ayrı ATM'de size ait parmak izleri bulmuş.
Make your call, then put the phone back down on the desk and stand up slowly.
Aramanı yap, sonra telefonu masaya bırakıp yavaşça ayağa kalk.
Uh, Rysty, your mother is on her way back from the FID interview.
Rusty, annen GAB sorgusundan dönmek üzere.
If I don't hear the name of the z-brotherhood's shot-caller in the next minute, I am sending you back to jail with a note on your ass saying that "i told the police about Erin Simms!"
Bir dakika içinde Z-Kardeşliği'nin başındaki adamın adını duymazsam seni hapse geri yollarım, hem de kıçında "Polise Erin Simms'ten bahsettim." yazan bir notla!
After the war, we'll have an entire group of loyal Harley-Davidson enthusiasts, men to went to hell and back on a machine that they know inside and out, that they love.
Savaştan sonra, sadık Harley Davidson hayranları grubu olacak. Cehenneme gidip içini ve dışını bildikleri, sevdikleri makineyle geri dönen adamlardan oluşacak.
! We're gonna need to put him back on the ventilator.
Tekrar solunum aletine bağlamamız gerekiyor.
Okay, we need to bring this back to the point because you have frankly been wasting my time on a needless witch hunt.
Bu konuyu tekrar gündeme getirmek zorunda kaldık çünkü cadı avıyla vaktimi boşa harcıyorsun.
I say we move on to the human hand back scratcher.
Ben insan elli sırt kaşıyıcıya dönelim derim.
Are you back on the bottle, son?
- Yine mi içkiye başladın, evlat?
on the whole 55
on the tv 16
on the table 116
on the other hand 1607
on the floor 300
on the 426
on the plus side 107
on the roof 79
on the ground 440
on the way home 32
on the tv 16
on the table 116
on the other hand 1607
on the floor 300
on the 426
on the plus side 107
on the roof 79
on the ground 440
on the way home 32
on the contrary 1002
on the other side 107
on the bench 17
on the other 48
on the right 145
on the beach 77
on the house 231
on the dot 66
on the internet 51
on the record 70
on the other side 107
on the bench 17
on the other 48
on the right 145
on the beach 77
on the house 231
on the dot 66
on the internet 51
on the record 70
on the surface 75
on the side 64
on the one hand 116
on there 23
on the street 102
on the sidewalk 17
on their way 28
on the inside 58
on their own 19
on the phone 192
on the side 64
on the one hand 116
on there 23
on the street 102
on the sidewalk 17
on their way 28
on the inside 58
on their own 19
on the phone 192