English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ O ] / On the record

On the record tradutor Turco

1,906 parallel translation
You're gonna have to go on the record about the people who burned you.
Seni yakanlarla ilgili, kayıtlara geçecek şekilde ifade vereceksin.
Delmar's testimony ratting out the Rafferty brothers is already on the record, so...?
Delmar'ın, Rafferty kardeşleri ispiyonlayan ifadesi zaten kayıtlardaydı.
Nevertheless, I'd like to get one on the record so you can understand why I did what I did.
Yine de bunu neden yaptığımı anlaman için söylemek istiyorum.
Sam said that these things on the record, they're from ages ago, so they probably don't count. Great.
Muhtemelen bunu önemsememişler.
On the record?
- Kayıt altında mı?
Chief didn't keep anyone around very long, So Marcus is coming up on the record.
Şef kimseyi etrafında uzun süre tutmadı bu yüzden Marcus kayıtların üzerine geldi.
Look. If you expect me to help you get back in... you're gonna have to go on the record about the people who burned you.
İşine geri dönmen için, sana yardım etmemi istiyorsan seni yakanlarla ilgili, kayıtlara geçecek şekilde ifade vereceksin.
Get it on the record.
Kayda alın.
Are you telling me, after all's said and done, you don't want your story on the record?
Bütün bu olan bitenden sonra, hikayenin yazılmasını istemediğini mi söylüyorsun?
Are you telling me, after all's said and done, you don't want your story on the record?
Bunca olan bitenden sonra hikayenin yazılmasını istemediğini mi söylüyorsun?
Nothing's on the record.
Her şey kayıt dışıdır.
Uh, just to put it on the record,
Kayıtlara geçsin diye söylüyorum.
You've got to go on the record now.
Her şeyi resmiyete dökmen gerek.
I'm sure they can. But about the hawks, and I want this on the official record. I would never exaggerate or fabricate a bird sighting.
Eminim onaylarlar, ama şahinlere dönersek... bunun resmi kayda geçmesini istiyorum gözlemlediğim kuşlar hakkında asla yalan söylemem.
I'll be going on record with the school nurse later today.
Okul hemşiresine kayda geçmesini söyleyeceğim bugün.
If I leave now, record a birthday greeting on the way, score some fancy cologne at the newsstand, I'll be exactly on time.
Eğer şimdi çıkar, kartı yolda kaydeder gazete bayiinde de parfümümü sıkarsam tam vaktinde orada olurum.
Just for the record, when you enter 5,318,008 on a calculator, upside-down it spells "boobies" "
Bilin diye söylüyorum da 5,318,008 sayısını hesap makinesine yazıp ters çevirince "memeler" yazıyor.
Although, for the record, on one occasion, she licked her thumb to remove raspberry jelly from the corner of my mouth.
Yine de aklında bulunsun, bir seferinde ağzımın kenarına bulaşan ahududu reçelini temizlemek için parmağını yalamıştı.
If you hypothetically wanted to record an eternal message that could be decoded by a creature that had eventually evolved enough intelligence to decode it, the place to put that message would not be on some monument or in some text, which might be swept away, but actually on the DNA of the creature itself.
Varsayım olarak, eğer ebedi bir mesaj bırakmak isteseydiniz ve bu mesajı bıraktığınız varlık evrim geçirerek sonunda o mesajı çözebilecek zekaya sahip olsaydı, mesajı yerleştireceğiz yer bir anıt veya bir metin olmazdı çünkü belli bir süre sonra yok olabilir, ama aslında bu yer bilakis
It would be technically possible to record the entire knowledge of a civilization on the DNA in our bodies.
Teknik olarak, bir medeniyetin tüm bilgilerin vücudumuzdaki DNA'da kayıtlı bulunması mümkün.
Jack, just for the record, my name is not to be on that paperwork.
Jack, şunu belirteyim ki evraklarda benim adım olmayacak.
Gee, Gus, I wish there was some kind of record of exactly what time he entered and exited on the day of the murder.
Vay canına, Gus, keşke cinayet günü Ben'in tam olarak ne zaman girip ne zaman çıktığını gösteren bir kayıt olsaydı.
While you were annoyingly talking to Kim for the ninth time today, I was on the phone with Harvard, who said that there is no record of Declan going there.
Sen bugün can sıkıcı biçimde Kim ile dokuz kez konuşurken ben de Harvard'la telefonla görüşüyordum. Declan'ın orada okuduğuna dair hiç bir kayıt yokmuş.
The ink on your record card still hasn't dried.
Daha sicil kaydındaki mürekkep kurumadı.
What about the false arrest on my record?
Peki ya benim sicilimdeki hatalı tutuklanma?
My husband is about to remove the largest chordoma on record.
Kocam kayıtlara geçmiş en büyük kordomayı çıkartmak üzere
You know my record on the bench.
Kaç tane davaya baktığımı sen biliyorsun. - Devletin hakları.
And for the record, I happened to fall asleep on the sofa.
Ve bil diye söylüyorum kanepede uyuyakalmışım.
Look I'll get somebody to check out the Crimson Orb but my focus remains on finding Matt Palmer and for the record I apologize for calling you kids.
Birilerine Kızıl Küre'yi araştırmasını söyleyeceğim ama ben hala Matt Palamer üzerinde duruyorum bu arada size çocuk dediğim için bağışlayın beni.
According to the txdps database, within a 3-mile radius, there are 317 creeps officially on record, and I really like your tie.
Teksas Halk Güvenliği Birimi verilerine göre, 5 km yarıçapındaki bir alan içinde, resmen kayıtlı bu tip 317 kişi var, ve kravatını gerçekten beğendim.
I know you've heard the rumors... of a sighting on campus last night... of a monster from one of my novels, but I want to set the record straight.
Biliyorum ki geçen gece benim romanlarımdan bir yaratığın kampüste görüldüğü hakkında dedikodular duydunuz ve ben bu işi yoluna koymak istiyorum.
May I, off the record, commend you on an exceptionally fine speech?
Kayıt dışı olarak tebrik ederim, olağanüstü bir konuşmaydı.
Now, off the record, I think you may be on to something,
- Şimdi, kayıt dışı, bence belki siz bir şeyin peşindesiniz,
Hodges, what is going on? The rook here just set... the new department push-up record.
- Bu çaylak az önce bölümün şınav rekorunu kırdı.
on the record?
Yazılı hem de, öyle mi?
You know, for the record, Liz and I are supposed to be enjoying a nice romantic couple's massage right now in this very room on these very tables.
Biliyorsun, Liz ve ben şu anda, bu odada ve bu masalarda romantik bir çift masajı yaptırıyor olmalıydık.
Well, then we'll start with the last address on record.
Pekala, öyleyse biz de bilinen son adresiyle işe başlarız.
If you run a search on the same date, you'll find Jang Hye-jin's death record
Aynı tarihte bir araştırma yaparsan, Jang Hye-jin'in ölüm kayıtlarını bulursun.
Theyfound his name on the sailing record
Adının tekne kayıtlarında olduğunu öğrendiler.
Uh, the only marks on his record are from juvie.
Kayıtlardaki tek arkadaşları ıslahevinden.
An old story of the first flight. The most ancient civilization that we have on record, the Sumerian culture, has left us evidence of what's called a shem. MARTELL :
Kayıtlarımız doğrultusunda, En eski antik medeniyet,
It's on the cover of my new record.
Yeni albümümün kapağında.
Meet musicians, record the music, but I can't concentrate on work.
Müzisyenlerle tanışmak, müzikleri kayıt etmek fakat işime odaklanamıyorum.
- So you're saying, on record, That you're no longer the virgin we all know and mock?
Kayıda geçsin, senin bakir olduğunu hepimiz biliyoruz.
If the guy's got a record, and I'm sure he does they'll have his tattoos on tile.
Adamın sabıkası varsa, ki eminim vardır dövmesi de dosyalarda geçiyordur.
And if you both say in a court... that Tanjo has been taking payoffs from this man... then his name will go on record... and the UN has to do something.
Ve mahkemede her ikiniz de... Tanjo'nun bu adama ödeme yaptığını söylerseniz ismi kayıtlara geçer ve böylece Birleşmiş Milletler'in birşeyler yapması gerekir.
Go on the record.
Açıklama yapmamı.
"Stop the car!" And then we'd listen to the record and then drive on up to the gig.
"Arabayı durdur" dedik, parçayı dinledik... ve konsere gittik.
When George was ready to make a record, he'd just say he's got some new songs, and, uh, would I be wanting to, you know, come and play on'em.
Albüm yapmak için hazır olduğunda George... bazı yeni parçaları olduğunu söyledi. Bana da çalmak isteyip istemediğimi sordu. Living In The Material World çıktığında, albümün arkasına...
When he put out Living In The Material World, on the back of the record he put, " Jim Keltner Fan Club...
"Jim Keltner Fan Club'a damgalı çıplak fil gönder"
You put a documented liar on the stand. A man with a record of putting innocent people in prison!
Yalancılığı belgelenmiş birisini masum insanları kodese tıkan birisini...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]