Once inside tradutor Turco
1,414 parallel translation
Once inside the room, they allegedly asked her for sex.
Odaya vardıktan sonra, kıza seks yapmayı teklif etmişler.
Once inside, the ants start to attack it, as you might expect.
İçeri girince, tahmin edebileceğiniz gibi karıncaların hücumuna uğruyor.
Once inside, the killer stabs his victims and then abuses them sexually with the knife.
İçeriye girince, kurbanlarını bıçaklıyor ve onlara bıçakla cinsel tacizde bulunuyor.
Once inside, remain intently focused and above all, accomplish your mission swiftly.
Oraya girdiğin anda gözünü dört aç. Hepsinden öte görevini süratle tamamla.
They could potentially spend entire lifetimes inside the field before the Wraith even discovered the place.
İçeride Wraith bulmadan önce potansiyel olarak bütün yaşamlarını harcayabilirler.
Two of your budies went inside not 5 minutes ago.
Sizden ikisi beş dakika önce içeri girdi.
First, you take two tickets and go inside, And then we wait outside and sneak through the fence.
Önce, sen 2 bilet alıyorsun ve içeri giriyorsun, sonra biz dışarda bekliyoruz ve çitlerden içeri sızıyoruz.
Once you're inside, wait for the light to hit Avatar Roku's statue.
İçeri girdiğinizde, ışığın Roku'nun heykeline değmesini bekleyin.
In Jim Marrs'book Inside Job, April claims... "While in the hospital, men in suits visited her more than once."
Jim Marrs'ın kitabı "Inside Job" ta, April, hastanedeyken, "birden fazla kez, takım elbiseli adamlar tarafından ziyaret edildiğini" öne sürüyor.
The Abarai and Madarame you saw earlier are fakes created by placing a near-perfect Konpaku inside near-perfect Reigai. are almost perfect copies of the real thing.
Az önce gördüğün Abarai ve Madarame Kusursuza-yakın bir Konpaku'nun Kusursuza-yakın bir Reigai'e yerleştirilmiş sahteleriydi. karakteristikleri ve kişilikleri gerçeğinin kusursuz kopyası.
For example, in Oklahoma, Tim McVeigh was the foolish patsy ; a truck bomb grabbed the attention of the public ; and demolition explosives that had been placed in the building before the attack were detonated while people were inside.
Mesela, Oklahoma'da, aptal kurban Tim McVeigh idi ; bomba yüklü kamyon halkın dikkatini topladı ; ve saldırıdan önce binaya yerleştirilen patlayıcılar insanlar içerideyken patlatıldı.
On September 11th, Mohammed Atta was the foolish patsy ; airplane crashes grabbed the attention of the public ; and demolition explosives that had been placed in the buildings before the attack were detonated while people were inside.
11 Eylül'de, aptal kurban Muhammed Atta'yadı ; çarpan uçaklar halkın dikkatini topladı ; ve saldırıdan önce binaya yerleştirilen patlayıcılar insanlar içerideyken patlatıldı.
Ah, I transported your grandfather a few years ago, an old eccentric madman who absolutely insisted on being transported deep inside Seides territory.
Ah, dedeni bir kaç yıl önce taşımıştım. Yaşlı, enteresan bir çılgındı. Seides bölgesinin derinliklerine götürülmek için ısrar etmişti.
Well, your friend Steve here left me in a rather extreme position a few months back when I walked into his room and found his dick inside Sarah D'Amato.
Arkadaşın Steve birkaç ay önce odasına girdiğimde kendisini Sarah D'Amato'nun içinde gördüğüm zaman beni çok zor bir pozisyonda bırakmıştı.
She's never been inside a trailer before.
Daha önce bir çekiciye hiç binmedi.
Get inside before
Önce içeri gir.
So since I got here before him, I came inside cause you wasn't here...
Ondan önce geldiğim için de içeri girdim, sen yoktun ve...
Tonight, I felt something deep inside me, I've never felt before.
Bu akşam içimde, derinlerde daha önce hiç hissetmediğim birşey hissettim.
Eventually, he reached the rank of capo inside the Carlotta crime family, but due to some internal slipup, his cover was compromised.
Sonsuz bir uykuya yatmadan önce sizi kimse tanıyamaz
Once I'm inside, I'm puttin'chrome to Israel's head and backing out hot. Anybody get gully, you know.
Ve odaya girince de onun beynine kurşunu doldurucam
This man tells me that his sons were taken away by Khande Rao's troops a few months ago, to help construct an inner wall inside the fortress.
Bu adam, oğullarının birkaç ay önce Khande Rao'nun adamları tarafından götürüldüğünü söyledi. Kulenin içine bir iç duvar yapmak için.
Since that night that we spent together, before I went inside... I haven't been able to think about anything else.
Hapise girmeden önce, beraber geçirdiğimiz o geceden beri başka bir şey düşünemez oldum.
Tell her to come inside before dark.
Hava kararmadan önce gelmesini söyle.
We've just received a video feed confirming that another hostage has been executed inside the main terminal at Ontario Airport.
Az önce, Ontario Havaalanı ana terminalinde başka bir rehinenin idam edildiğini doğrulayan bir yayın aldık.
Once you're inside the security perimeter of the fashion show, it's difficult to keep track of who's doing what.
Moda gösterisinin emniyet şeridi içinde, kimin ne yaptığını izlemek zordur.
Once the inside stops...
Bir kez içi durursa...
I just bit the inside of my lip.
Daha önce böyle bir acı hissetmemiştim.
Shouldn't we see the inside first, sweetie?
Önce içerisini görmeyecek miyiz, tatlım?
The whole point was to erase any trace of Wraith inside you, not to keep reminding you of it... and trust me, you're a hell of a lot better off now than you were before.
Bütün amaç içindeki her türlü Wraith izini silmekti, sürekli hatırlatmak değil... ve güven bana, şu an daha önce olduğundan çok daha iyisin.
You'll have plenty of time to yell at the boys once you beat this thing, but right now you've got billions of germs inside of you that you need to focus your hatred on. Honey, come on.
Brick kiliseye kabul edilmedi mi?
I need to go out now, but you can come in, come inside first!
Şimdi dışarı çıkmam gerek... Ama sen içeri gelebilirsin, önce bir içeri gir!
They're gonna wait for you to go inside before they make a move.
Harekete geçmeden önce senin içeriye girmeni bekleyecekler.
Once you're inside, you'll hear the alarm beeping.
İçeri girdiğinde, alarmın öttüğünü duyacaksın.
Marshall believes the chip was placed inside Renee almost 30 years ago.
Marshall çipin Renee'nin içine yaklaşık 30 yıl önce yerleştirildiğine inanıyor.
... converts matter into energy at the event horizon... once the initial vortex has subsided, of course... and just because my sex organs are on the inside instead of the outside doesn't mean that I can't handle... provided, of course, that sufficient energy has been channeled to the device and that the correct coordinates have been calculated.
İlk girdap içine çöktüğü andan itibaren, elbette ve sadece cinsel organlarım dışarıda değil de içeride diye bu işi beceremeyeceğim düşünülemez, elbette, aygıta yeterli enerji aktarılır ve doğru koordinatlar hesaplanırsa.
But before we can sort anything out, you have to back off. 500 yards. I'll go inside and check on her.
Ama bir şeyler yapabilmemiz için önce en az 450 metre uzaklaşman gerekiyor.
Daddy? Once we get inside, wh-what are you gonna do?
Baba, içeri girdiğimizde ne yapacaksın?
Russo was inside the building five minutes before the break, which was five minutes long.
Russo, ara verilmeden beş dakika önce içerideymiş. Sadece beş dakika ara verilmiş.
Yeah, but only once we're inside the house.
Evet, ama sadece evin içerisinden.
Once the car was inside the wash, I, uh, just turned and walked away.
Araba ilk bölmeye girer girmez döndüm ve yürüyüp gittim.
How about we get the rope and then I go inside and get ball?
Hele önce şu halatı bir alalım da ben sonra gider topu getiririm. Ne dersin?
Let's start by getting him inside.
Önce içeri sokalım.
They spent several hours inside the house.
Birkaç saat önce evde birlikte vakit geçiriyorlardı.
Right before I died, I felt something inside me settle. It was just past midnight.
Ölmeden hemen önce, içimde bir şeylerin yerli yerine oturduğunu hissettim.
We're detecting exotic atomic particles inside his lab that I've never seen before.
Laboratuarında daha önce hiç görmediğim yabancıl atomik partikülleri saptadık.
And once he's felt the soft pink velvet on the inside of the box, he's not gonna go back to rubbing his dick on the outside of the lid.
Ve kutunun içindeki yumuş, pembe kadifeyi bir kere hissettikten sonra aletini vajinanın dışına sürtmeye geri dönmek istemez.
Whoever it was knew the fact that the autopsy is done before analyzing items from the scene, He knows our business inside and out,
Olay yerinden toplanan parçaların analizi bitmeden önce otopsinin tamamlandığını kim biliyorsa üzerinde çalıştığımız şeyi de çok iyi biliyor demektir.
Previously on "dexter"... what happened changed something inside you, dex.
"Dexter"'da daha önce... Sana olanlar senin içinde birşeyleri değiştirdi, Dex.
Once we were inside, he pinned me against the machine and put his hand over my mouth.
İçeri girdiğimizde beni makineye doğru sıkıştırdı ve elini ağzıma soktu.
I've got images of a girl being tortured burned inside my brain over the strains of this once-carefree choice of music.
Bakalım. Bir zamanlar aldırmadan dinlediğim, şimdiyse, işkence edilen bir kızın görüntüleri eşliğinde beynimi sulandıran bir müzik var.
So, you guys got plans once you're inside the city?
Şehirde ne yapacağınıza dair bir planınız var mı?
inside 950
inside out 19
inside job 21
inside me 38
inside voice 18
inside you 29
insider trading 23
inside and out 54
once upon a time 600
once again 1042
inside out 19
inside job 21
inside me 38
inside voice 18
inside you 29
insider trading 23
inside and out 54
once upon a time 600
once again 1042
once or twice 100
once and for all 239
once in a lifetime 20
once more 250
once a week 102
once is enough 17
once in a while 156
once a month 91
once a day 16
once there 37
once and for all 239
once in a lifetime 20
once more 250
once a week 102
once is enough 17
once in a while 156
once a month 91
once a day 16
once there 37