One call tradutor Turco
4,995 parallel translation
One call from a cellphone would do the trick.
Telefondan bir çağrı yaptın mı olur işte.
Max here is gonna make one phone call, and the FBI is going to explode into this town.
Max, hemen bir arama yapacak ve buranın her yerini FBI basacak.
One phone call, joanie.
Tek bir telefonuma bakar, Joanie.
One phone call, Joanie.
Tek bir telefonuma bakar, Joanie.
I bet you make one phone call home, half the jimmies in Smoketown will be jumping in their escalades, racing to get to you first.
Eve bir telefon etsen, iddiaya varım ki Smoketown'daki Jimmy'lerin yarısı Escalade'lerine atlayıp, yanına önce gelmek için yarışır.
Well, while you were busy coming up with that one, I was busy monitoring a phone call Hayat Parsa received from an unidentified caller on a pay phone.
Sen bu konuyla ilgilenirken, ben de Hayat Parsa'ya ankesörlü telefondan gelen, kimliği belirsiz aramayı incelemekle meşguldüm.
Also, she made one phone call, 13 minutes later, at 11 : 01, to a different local number.
Ayrıca, o bir telefon görüşmesi yaptı, 13 dakika sonra, 11 : 01, farklı yerel bir numaraya.
If I saw just one call from her, instead of Zafer's 50 missed calls I'd get up on my feet and get better that very second!
Zafer'in 50 çağrısı yerine bir kere aradığını görsem, ayağa kalkarım, yemin ediyorum iyişelim.
You said one call.
Bir arama demiştin.
I'd do anything not to have been there, not to have picked up that call, because for all I know it's going to take away the one good thing in my life, and that is being a police officer.
Şu an orada bulunmayıp, o çağrıya cevap vermemek için her şeyi yaparım. Çünkü tek bildiğim bunun hayatımdaki tek iyi şeyi elimden alacağı. O da polis memurluğu.
One theory would be that you were trying to conceal to your wife that you were receiving a call from DI Denton.
Komiser Denton'dan aldığınız aramayı eşinizden gizlemeye çalıştığınıza dair bir teori var.
Because that's the one thing that would prove she was part of the ambush conspiracy before she got the emergency call that night.
Çünkü o cihaz yardım çağrısını almadan önce saldırının bir parçası olduğunu kanıtlayacak tek şey.
Call one.
Ara artık.
I'll call her and explain I'm not the one you're looking for.
Onu arayalım, ha? Konuşayım. Doğru kişi olmadığımı söyleyeyim.
The Trags must call on one.
Traglar birlikte hareket etmeli.
So you're not the one they call the White Ghost, Spin Pairay?
Yani onlar Beyaz Hayalet, Pairay Spin çağrı biri değildir?
I need to speak to the one they call the White Ghost.
Ben birine konuşmak gerekir onlar Beyaz Hayalet diyoruz.
Of all the small towns to call home... you probably shouldn't have picked one full of vampires.
Evim diyebileceğiniz tüm küçük kasabalar arasında muhtemelen vampirlerle dolu olanı seçmemeniz gerekirdi.
One of youse call the surgeons.
Biriniz cerrahları cağırsın.
I have wondered how father found us, what foolish mistake that we had made to destroy our time in the one place that we could finally call home.
Sonunda yuvamız dediğimiz yerde nasıl bir hata yaptık da bizi buldu diye.
You chafe under the control of my son Niklaus and would do just about anything to get rid if him, even call the one man on this earth who hates him more than you do, but I couldn't understand what you hoped to gain...
Oğlum Niklaus'un kontrolü altında yıpranıyorsun ve ondan kurtulmak için hemen her şeyi yapabilirsin. Hatta bu dünyada, senin ondan nefret ettiğinden daha çok nefret eden tek bir kişiyi çağırabilirsin. Anlayamadığım şey karşılığında eline ne geçecek?
The one they call the destroyer, the one who's burnt cities far more charming to the ground in pursuit of his children...
Fakat "yok edici" diye anılan oğlunu bulmak adına çok daha çekici şehirler yakmış olan adamı çağırmak...
You're my blood, one that I'd be proud to call son.
Sen benim kanımdansın. "Oğlum" derken gurur duyduğum kişisin.
And what about the one that you loved enough to call friend?
Peki ya "arkadaşım" diye bağrına basacak kadar sevdiğin kişiye ne demeli?
We even got you one of those custom necklaces so people know who to call when you get lost.
Hatta sana bu özel kolyelerden bile aldık ki kaybolduğunda insanlar kimi arayacağını bilebilsin.
To accept this call, please press "One."
Bu çağrıyı kabul etmek için bire basın.
One call per inmate.
- Mahkûm başına bir arama hakkı var.
To accept this call, please press one.
Aramayı kabul ediyorsanız, bire basın.
You know, you're the only person I've ever met who can call me an idiot... without actually making me feel like one.
Bana aptal deyip de aptal olduğumu hissettirmeyen tek insansın.
To accept this call, please press one.
"Aramayı kabul etmek için bire basınız"
To accept this call, please press one.
Kabul etmek istiyorsanız, bire basın.
They had no one else to call.
Başka arayacakları kimse yoktu.
And one of the first things I did was to call Aaron.
Yaptığım ilk şey Aaron'ı aramak oldu.
The place I call home, you know, the one I grew up in?
Bilirsin, ev dediğim yer ya da... içinde büyüdüğüm yer bu mu?
He was on call every time one of the family members was brought into the ER.
Aile üyeleri acile götürüldüğünde hep görev başındaymış.
Call me provincial, but I for one think it's inappropriate.
Geri kafalı diyebilirsiniz ama ben bunu uygun bulmuyorum.
You must be the one they call "Berlin."
Sen şu "Berlin" dedikleri adam olmalısın.
Call me "love" one more time, and you lose the other hand.
Bana bir kez daha "aşkım" dersen diğer elini de kaybedersin.
Because if there's one thing that I've always known is that you don't call the pretty girl.
Bildiğim bir şey varsa da o güzel kızı aramaman gerektiğidir.
I don't know what your problem is, but if you take one bite of that candy bar, I'm gonna call the cops.
Sorunun ne bilmiyorum ama o şekerden tek bir ısırık alırsan polisleri ararım.
And call us as soon as you know which one of these royal residencies Ronnie's trying to hit.
Ve Ronnie'nin soyamaya çalışacağı kraliyet evini öğrendiğinde hemen bizi ara.
We need to call an emergency meeting somewhere safe where no one can hear or see, because we have to keep this a secret, because it's a buried...
Kimsenin bizi görüp işitemeyeceği, güvenli bir yerde acil toplantı düzenlemeliyiz çünkü bunu sır olarak saklamalıyız çünkü bu gizli...
This one is your call.
Bu sefer senin kararın.
It was a quick call, but it was the right one.
Çabuk verilen bir karar oldu ama doğru karar buydu.
Now, here's a new part of the show I call, one of the most dangerous super villains there is.
Şimdi şovumuzun yeni bir bölümüne geçiyoruz. "Lideri izle". Kendisi en tehlikeli düşmanlardan birisi.
Well, then... There's only one more guy we can call.
Öyleyse arayabileceğimiz sadece tek kişi kalıyor.
Ohh... there was one call.
- Duymuştum öyle bir şey.
No one can stop them. We call these monsters "hitmen".
... onları kimse durduramaz biz bu canavarlara Tetikçi deriz...
I took one of those little blue pills, and it says after four hours, you gotta call a doctor...
O küçük mavi haplardan birini aldım ve dört saat sonra dedi ki, bir doktor çağırmalısın...
Okay, if we call the FBI, one of two things is gonna happen.
FBI'ı aramamız durumunda şu iki şeyden birisi olacak.
Lydia Davis is one step above a call girl.
Lydia Davis telekızlıktan bir gömlek üstündür.
call 1293
calls 127
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
call of duty 47
callahan 103
calliope 37
calls 127
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
call of duty 47
callahan 103
calliope 37
calloway 20
callaghan 34
callaway 17
call me 1630
callen 415
call me when you land 16
calleigh 63
call me tomorrow 52
call your mother 29
call me later 113
callaghan 34
callaway 17
call me 1630
callen 415
call me when you land 16
calleigh 63
call me tomorrow 52
call your mother 29
call me later 113