Poor lad tradutor Turco
88 parallel translation
Poor lad.
Zavallı.
Poor lad.
Zavallı adam.
He has a right to if he likes, poor lad.
İstediği kadar yazmaya hakkı var.
Ooh. Did I frighten the poor lad?
Onu korkuttum mu?
My poor lad.
Zavallı sevgilim.
My poor, poor lad that can never be free of him.
Ondan asla kurtulamayacaksın, zavallı sevgilim.
Wants a carbine. You should have seen the poor lad up there. Shaking in his boots he was.
Carbine tüfeği istiyordu... zavallı çocuğu orada görmeliydin... botlarının içinde titriyordu.
- The poor lad needed someone to...
- Zavallı çocuğun birilerine ihtiyacı vardı -
Poor lad, I'm so sorry.
Zavallı adam. Çok üzgünüm.
The police have the poor lad in the bridewell.
Polis o zavallıyı ele geçirdi.
Look at this callous criminal, a son who mourned his mother's death by wanton forays and orgies, and murdered in cold blood a poor lad who had never done him the least harm
Annesinin ölümüne ahlaksız girişim ve seks partileriyle yas tutan ve soğukkanlılıkla kendisine en ufak bir zararı dokunmayan zavallı bir genci öldüren şu duygusuz katile bakın.
Oh, you poor lad.
Ah, seni zavallı delikanlı.
Sir, don't forget the poor lad's misfortune
Efendim, zavallı çocuğun talihsizliğini unutmayın.
Kissing him like that, I'm not surprised, poor lad.
Onu da böyle öpüyorduysan şaşacak bir şey yok!
Poor lad.
Zavallı çocuk!
When I saw the poor lad fall down, and him and that sack. and then the wee ones, they're comin'to help their pa.
Zavallı adamcağızı çuvalı taşırken düştüğünü gördüğümde... sonra çocukları babalarına yardım ederken...
Suddenly the animal plunged and reared, and the poor lad was thrown.
Hayvan birdenbire ileri atılıp şaha kalktı, çocukcağız yere düştü.
Poor lad was still warm when I found him.
Zavallı çocuğu bulduğumda hala sıcaktı.
If that poor lad should die... I'll have murdered him.
Eğer zavallı Hippolyte ölürse, onu ben öldürmüş olacağım.
Poor lad.
Zavallı çocuk.
Envy, poor lad.
Kıskanıyor olmalı, zavallı delikanlı.
That poor lad.
Zavallı çocuk.
- The poor lad is starving.
- Zavallı açlıktan ölüyor.
For God's sake, look at the poor lad.
Tanrı aşkına, zavallıya bak.
My poor lad
Zavallı çocuğum.
Poor lad
Zavallı oğlan.
At least the poor lad'll have a proper burial
Zavallıcık en azından münasip bir şekilde gömülecek.
you put her on the internet writing a poor lad's letter to mama.
Benim için anneme bir mektup yazar mısınız? " Zavallı delikanlının annesine mektup yazarken ki halini internete koyarız.
Karsten, poor lad...
Karsten, zavallı delikanlı.
Poor lad was in here last night.
Zavallı çocuk geçen gece buradaydı.
Let's tuck this poor lad in.
Haydi şu perişan oğlanı uykusuna yatıralım.
Poor lad passed out at some point.
Zavallı çocuk bir noktada kendinden geçmiş.
They put the poor lad out of his misery with a Phillips head screwdriver.
Yıldız tornavidayla çocuğun acısına son vermişler.
And that is what is lacking here, faith in the poor lad's story.
Burada eksik olan da bu, zavallı çocuğun hikayesine inanan yok.
Poor lad.
Varoş güzelim benim!
Oh, dear, the poor lad.
Tanrım, zavallı delikanlı.
You need that newspapers write "poor lad didn't get his stars"
Gazetelerde "fakir oğlanın yıldız almadı" yazmasına ihtiyacın var
But, unfortunately, much of this poor lad's demise... well, it must remain a mystery.
Maalesef bu zavallının hikayesi sır kalacak.
Poor, brave lad.
Zavallı, yiğit delikanlı.
Poor lad!
Zavallı adam.
And how did poor old Jean take it?
Peki ya zavallı Jean nasıl karşıladı?
It's us. We have slept in a stable and those poor cows never stopped defecating.
Gece ahırda uyuduk... ve şu sefil inekler... durmadan dışkıladılar.
I'm an honest hard-working lad, but poor, and I must support my father who is stark raving mad.
Dürüst, sıkı çalışan ama fakir bir delikanlıyım, çıldırmış babama yardımcı olmam gerekiyor.
I'm an honest hard-working lad, but poor, and I must support my father who is stark raving mad.
Ve çıkarttığını o hayvani ve efemine ulumalardan da.
What about that poor schlub you humiliated? Hey, man, excellent show.
Peki aşağıladığın o zavallı adama ne demeli?
Dr. Legaspi has demonstrated not only poor judgment but a reckless attitude towards patients and a blatant disregard for authority. She's out.
Dr. Legaspi sadece kötü yargılarda bulunmakla kalmadı, hastalarına karşı pervasız bir davranış sergiledi, meslektaşlarını aşağıladı, otoriteye saygısızlık etti.
I just wanted you to know we are paying poor Mrs. Collins'legal fees.
Zavallı Bayan Collins'in kanuni masraflarını bizim karşıladığımızı söylemeye geldim.
Poor lad.
Lanet Ruslar bütün hırsızlık vakalarını oğlanın üzerine yıkacaklar. Zavallı delikanlı.
"Cupid is a knavish lad, Thus to make poor females mad"
Aşk böyledir işte. Zavallı kızları deliye çevirir. "
Poor lad.
- Zavallı çocuk. - Ama annesini görmüştü?
First you're patronizing some poor woman and her blanket, then you start berating a cherub.
Önce zavallı bir kadını ve battaniyesini küçümsedin, sonrada bir meleği aşağıladın.
poor lady 18
ladies 5171
lady 3151
ladies and gentlemen 5575
ladder 39
lads 1184
lady gaga 29
lady catherine 25
lady bracknell 16
ladies first 192
ladies 5171
lady 3151
ladies and gentlemen 5575
ladder 39
lads 1184
lady gaga 29
lady catherine 25
lady bracknell 16
ladies first 192
lady lola 17
lady mother 22
lady mary 65
laddie 137
lady stark 25
lady sarah 16
lady anne 32
lady grantham 59
lady ashley 29
lady rochford 23
lady mother 22
lady mary 65
laddie 137
lady stark 25
lady sarah 16
lady anne 32
lady grantham 59
lady ashley 29
lady rochford 23