English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Sen

Sen tradutor Turco

911,902 parallel translation
What the fuck are you doing?
Ne yapıyorsun sen?
Come here, you!
Sen buraya gel!
You and I are both fucking prisoners.
Sen ve ben ikimiz de lanet mahkumlarız.
Who are you?
Sen de kimsin?
Are you gye-sik?
Gye-sik sen misin?
We were fucking bored without you.
Sen yokken burada sıkıldık.
You used to be a gangster, but you're turning into a bully.
Sen eskiden gangsterdin, ama bir zorbaya dönüşüyorsun.
This was arranged in order to keep you quiet, so you behave.
Sen sessiz ve uslu kal diye buraya naklin ayarlanmıştı.
Kwon, stay up!
Kwon, sen kal!
You!
Sen!
You're a reporter.
Sen bir muhabirsin.
And you watch your damned mouth.
ve sen, lanet çenene sahip ol.
- Who the hell are you?
- Sen de kimsin?
You too get out!
Sen de defol!
You take all the cream?
Bütün kaymağı sen mi alıyorsun?
You or that bastard?
Sen mi o piç kurusu mu?
Hey, song'( U-qw - you do it.
Hey, Song sen yap.
There's something between you and that lk-ho bastard.
Sen ve o lk-ho piçi birşeyler çeviriyorsunuz.
You keep your mouth zipped, too.
Sen de ağzını sıkı tut.
You come and sit too.
Sen de gel otur.
Who the fuck are you?
Kimsin sen?
Then what about you?
Peki ya sen?
I think you understand too.
Bence sen de anlıyorsun.
You caused this shit.
Bu pisliğe sen sebep oldun.
I treat a scumbag convict well, and now you think you're something?
Pislik bir mahkuma iyi davranıyorum ve sen de bir bok mu olduğunu sanıyorsun?
You ain't ever seen a wagon train long as this, Eli... hundreds of us, fulfilling a divine prophecy.
Sen hiç yük treni de görmemişsindir Eli. Kutsal kehaneti yerine getiren bizim gibi yüzlercesi var.
So, it's just you out here all alone?
Yani burada sadece sen mi varsın?
You've lost family, too.
Sen de aileni kaybetmişsin.
How you been otherwise?
Ya sen nasılsın?
I know you and Sally are close.
Sally ve sen birbirinize çok yakınsınız biliyorum.
You're my brother first.
Her şeyden öte sen benim kardeşimsin.
That's not your decision, Finn.
Bunu sen bilemezsin Finn.
What're you sayin', Daddy?
Sen ne diyorsun baba?
You'll go back up to Austin with the family, finally give Sally what she wants.
Sen ailenle Austin'e gideceksin. En sonunda Sally'nin istediği olacak.
Would you be having fun? Your things'll make you feel better.
Sen olsan eğleniyor olur muydun?
Will you bring them yourself?
Onları sen getirir misin?
What you're doin'to me is wrong, and you know it.
Bana yaptığın şey yanlış ve sen bunu biliyorsun.
You brought this on yourself.
İşleri bu noktaya sen getirdin.
Who are? What are you talkin'about?
Kim, ne anlatıyorsun sen?
You better stay with the car.
Sen arabada kalsan daha iyi.
Or are you?
Yoksa sen mi?
You're gonna protect us.
Bizi sen koruyacaksın.
You are going to stop him.
Babanı sen durduracaksın.
So you just went and got married, just like that?
Sen de gidip evlendin mi? Başka seçeneğim yoktu.
This is our way. You know this.
Burada işler böyle yürür, sen de biliyorsun.
You can have two of them.
İkisini sen alabilirsin. Böyle olmaz.
You all right?
Sen iyi misin?
You love that dollhouse.
O oyuncak evi seversin sen.
_
Bu gerçekten sen misin?
- Stay back.
- Gelme. - Ne yaptın sen?
He pushes me off a cliff, and you get four horses?
O beni kayalıklardan itiyor sen de dört tane at alıyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]