Sort it out tradutor Turco
1,376 parallel translation
Drop me somewhere and I'll sort it out myself.
Neyse beni bir yere at, başımın çaresine bakarım.
Yes, you are. If you show me your ticket, we'll sort it out.
Evet küstahlaşıyorsunuz.Eğer biletinizi bana gösterirseniz, sorun çözülür.
You sort it out.
Kendiniz çözün.
OK, I think I can sort it out.
Tamam, sanırım bu sorunu çözebiliriz.
I'll sort it out after I get back from Moscow.
Moskova'dan dönünce halledeceğim.
Look, if you did nothing, and this is a mistake, we'll sort it out in court. If you're innocent, you'll be freed.
Bakın, bu suçları işlemedinizse, bir yanlışlık varsa, hepsi mahkemede çıkar ortaya, suçsuzsanız beraat edersiniz...
Till the suits sort it out.
İşler yoluna girene kadar.
I tried to sort it out from inside the company.
Meseleyi şirket içinde halletmeye çalıştım.
"Try and sort it out in your mind".
"Dene ve bunu aklına yerleştir".
We will sort it out amicably after seeing the movie.
Biz filmi seyrettikten sonra dostluğumuzu dile getireceğiz.
Let them sort it out.
Bırakalım onlara anlatsın.
I'll sort it out for the pass.
Kart işini ben hallederim.
- Let's sort it out now!
Hadi şu işi hemen burada bitirelim!
You nip back to Thailand and we'll sort it out from there.
Sen Taylanda geri git, bunu sen ordayken halledelim.
Look, I'll sort it out.
Bakın bunu halledeceğim.
But, no, it's the barrio, so you figure, "Hey, they'll sort it out themselves."
Ama durun orası Latin mahallesi. Kendi sorunlarını aralarında hallederler onlar.
I'll sort it out.
Halledeceğim.
- You guys sort it out.
- Bunu aranızda halledin.
I need you to sort it out for me.
Ve bu işi halletmeniz lazım.
I'll sort it out for...
O zaman işleri...
Look, take it back, we'll sort it out tomorrow.
Yarın, gelir alırım, hallederiz bi şekilde bunu.
- Give me the keys, I'll sort it out.
- Anahtarları ver, ben ilgilenirim.
Well, we'll try to sort it out.
Ayarlamaya çalışırız.
I'm sure we'll sort it out.
Eminim üstesinden geleceğiz.
and who believes it and who runs out sort of laughing and splashing into the billows of celebrity and whose heroine sodden corpse is washed up a few weeks later in the shallows of the tabloid.
O da dahi olduğuna inanmaya başlarsa gülmeyi ve dalga geçmeyi unutup şöhretin şişirdiği yelkenle dalgalara karışıyor ve birkaç hafta sonra, eroinle boğulmuş cesedi boyalı basının sığ sularında kıyıya vuruyor.
It was sort of aggressively wondering out loud why it was that Enron, as a financial services company in effect, could not release a balance sheet with its earning statement, like most financial institutions do.
Aslen bir finansal hizmetler. ... şirketi olan Enron un neden. ... çoğu mali kuruluş gibi.
It's more.. just... I have some stuff I've got to sort out by myself.
Daha çok kendi kendime çözmem gereken şeyler var.
Do me a favour, go and sort yourself out and tell me about it when we get home.
Sen git şu üstünü değiştir, evde anlatırsın olanları.
Sort of wish I'd ordered a cappuccino now, could have strung it out longer.
Bir cappuccino ısmarlamış olmayı isterdim, etkisi daha güçlü.
Though I don't believe for a moment that people in our country... would want you to represent their interests... if you were doing it instead of talking about saving the lives... of millions and millions of children... who will definitely die next year if you all don't sort things out.
Ama bana kalırsa, önümüzdeki yıl ölmesi muhtemel milyonlarca... çocuğun hayatını bu işi çözerseniz kurtarabilecekken... halkımızın kendi çıkarlarının... savunulmasını isteyeceğini sanmıyorum.
It used to be some sort of water funnel, and the water drained in from above and funneled out of these passageways here.
Bir çeşit su tüneli gibi kullanılmış ve su, geçtiği yerleri delerek bu geçitleri oluşturmuş.
We'll sort something out. I don't want a cut. It's yours.
Onu şey yaparız canım, ben almam, siz alırsınız.
Sort of kicks the crap out of your "evidence," now, doesn't it?
Artık sizin o "kanıt" süprüntülerine gerek yok, değil mi?
Some sort of dust came out, and then I shut it.
Toz Bir tür, çıktı ve sonra l da kapattı.
I know, but it's sort of been wiped out of my head, like it's forbidden.
- Biliyorum. Ama sanki zihnimden silinip atıldı. Yasaklanmış gibi.
- Well, you know, I took this test... and it sort of turns out that I'm technically mentally retarded.
Şeyy, biliyorsun, bu testi bende aldım... ve sonucunda teknik olarak zeka geriliğim olduğu ortaya çıktı.
My instinct said just show up and let Ellis be Ellis and Jim be Jim, and it'll all just sort itself out.
Yani biliyor muydun... İçgüdülerim yönlendirdi. Bırak Ellis, Ellis olsun Jim, Jim olsun ve her şey hallolur.
I'll sort it out, I promise!
Bir yolunu bulacağım, söz veriyorum!
Guess it just sort of came out.
Sanırım birden bire ortaya çıkıverdi.
I don't know. It just sort of worked out.
Bilmem bir şekilde işler bitti.
So you're telling me that there's some sort of recording out there? And that it... documents... your relationship with your daughter?
Yani ortada bir kayıt var ve... senin kızınla ilişkini mi gösteriyor?
I know I shouldn't have, but it turns out she does this sort of thing all the time.
Biliyorum, konuşmamalıydım ama anladığım kadarıyla bu tür şeyleri hep yaparmış. O bir sahtekar.
I just need some time to sort things out before we talk about it.
Sadece konuşmadan bazı şeyleri çözmek için zamana ihtiyacım var.
Having successfully sorted out Sugar, it was now time to sort out stella.
Sugar meselesini de hallettikten sonra, sıra Stella'ya gelmişti.
Well, the people are... They're getting very nervous. I'm sure it'll sort itself out soon.
Evet, insanlar... hepsi çok gergin.Ama eminim yakında ortalık yatışıcak.
And he sort of sets them up in the first place while he stays out of it.
Bir şekilde olayları ayarlarken dışında kalabiliyor.
I... it's just sort of like, I don't know, watching a Henry Moore sculpture but a little bit out of focus, you know?
Ben... sanki şey gibiydiler, nasıl desem, bir Henry Moore heykelini izlemek gibi ama birazcık flu hali, anlatabildim mi?
So they gave you information and it was up to the robotechnologists to sort it all out?
Yani sana bilgiyi verdiler, onu bulup çıkarmayı da roboteknolojistlere mi bıraktılar?
Try to sort the rest of it out by tonight, please.
Lütfen, bu akşama kadar gerisini toplamaya çalışın.
Take one of these. It'll sort you out.
- Gordon, şundan bir tane al, iyi gelir.
She sort of had a nervous freak out after it all happened.
Olan bitenden sonra neredeyse kafayı sıyırdı.
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299