English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Still

Still tradutor Turco

259,005 parallel translation
Hey, is this Winnebago still for sale?
Bu karavan hala satılık mı?
We can tell her we came in the side door, because the miscreants might still be out there.
Ona yan kapıdan girdiğimizi söyleyebiliriz çünkü kötü insanlar hala önde olabilirdi.
We're still gonna be seeing a lot of each other.
Yine birbirimize çok yakın olacağız.
I mean, I know we talked about seeing other people, but I thought we we'd still hang out and watch football, maybe mess around a little, but you didn't text or anything.
Başkalarıyla görüşme hakkında konuştuğumuzu biliyorum ama yine de beraber takılıp futbol izleriz, ortalığı dağıtırız sanmıştım. Ama ne mesaj attın ne aradın.
But I'm still dating my ex-wife, so that's cool.
Hala eski eşimle çıkıyorum, bu güzel.
Do you still need a date?
Hala bir partnerin var mı?
It was still giving me trouble, but Herb fixed it up great.
Sıkıntı veriyordu ancak Herb tamir etti.
Yeah. Somebody still wants to hit this.
Hala birileri bunu istiyor.
He got off'cause they could never find the murder weapon, so he's still out there... somewhere.
Kaçabildi çünkü cinayet silahını hiç bulamadılar o hala dışarda bir yerde. Bir yerlerde.
Maybe you can still fit into that.
Belki hala sığarsın.
Yeah, I would get in right now, but it's about to be dark, and that teen who shoplifted from Quiksilver is still on the loose.
Evet, şimdi girerdim ama hava kararıyor ve Quiksilver hırsızı hâlâ yakalanmadı.
You know, the way I see it, there's still something missing from that pool... you.
Gördüğüme göre havuzda hala bir şeyler eksik sen.
Well, by that theory, what are you still doing with Mom?
Bu açıdan bakarsak, hâlâ annemle ne işin var?
The next day, Axl was still bugged by what Brick said.
Ertesi gün Axl hala Brick'in söylediklerini düşünüyordu.
You're still in the upswing.
Hala yükseliştesin.
I can still see her at the kitchen sink doing dishes and humming to herself.
Hala mutfakta yemek yapıp kendi kendine kızdığını hatırlayabiliyorum.
They're still trying to decide whether it was a technical error or our enemies in space.
Sebebi teknik bir arıza mı yoksa uzaydaki düşmanlarımız mı hala anlamaya çalışıyorlar.
I-I-I checked the other hip, to make sure I wasn't confused, and I still had that one weird spider vein that looks like Lester Holt, but the bruise is gone.
Kafam karışmıştır diye diğer kalçamı da kontrol ettim Lester Holt'a benzeyen örümcek damarı duruyor ama çürükler gitmiş.
That's right, I'm still here!
Doğru, hala buradayım!
There was still one person who was not quite done.
Hala bitirmeyen bir kişi vardı.
No, I still want him to get a job, and I definitely want him to get out of my house.
Hayır, hala bir iş bulmasını ve kesinlikle evimden gitmesini istiyorum.
He still thinks he's going to Europe.
Hala Avrupa'ya gideceğini sanıyor.
Is the Velcro still good?
- Cırt cırtı hala iyi mi?
Then he might still be alive!
O zaman hayatta olabilirdi!
We can still make it.
Hala başarabiliriz.
Do young women still wear underslips, I wonder?
Genç kadınlar hala iç çamaşırı giyer mi?
She's still breathing, I take it?
Sanırım hala nefes alıyor?
She can still see and feel and hear everything, she just...
Hala her şeyi duyup hissedebiliyor.
I'm still winning.
Ben hala kazanıyorum
And you still would have missed the gig.
Ve işi hala kaçırmış olacaktın.
You can't expect to still be... Oh, I'm the boss, all right.
Yani, bizim şeyimiz olmayı bekleyemezsin...
Today was fun, man, but I'm still not taking your shit.
Bugün eğlenceliydi dostum ama yine de senin işe bulaşmam.
- And I'm still not doing the job.
- Ben de senin işi yapmayacağım.
Was hoping you'd still be open.
Hâlâ açıktır diye umuyordum.
But still, who answers as if they were being asked to go to the grocery store?
- Yine de kim sanki bakkala gidelim mi tarzı bir soru sorulmuş gibi yanıt verir ki?
But there are still things that need to be reported directly to him.
Fakat doğrudan kendisine rapor edilmesi gereken meseleler var.
Then, they could still be helping him to run away, whether it's the woman or the child.
Öyleyse hala kaçmasına yardım ediyor olabilirler. Gerek kadın, gerekse çocuğu.
I realize that you still haven't found the new person, but I'd like to quit after setting up dinner tonight.
Hala yeni birini bulmadığınızı biliyorum ama bu yemekten sonra gitmek istiyorum.
But no matter how many iterations I run through, my heart still beats this wildly.
Ne kadar tekrarlarsam tekrarlayayım kalbim hala küt küt atıyor.
I'd like to but I still have things to do.
Çok isterdim ama yapmam gereken işler var.
Still, I feel that [despite being a fake] perhaps I still deserveto be loved by someone.
Ama sahte olsam da sevilmeyi hak ettiğime inanıyorum.
It's still a party. I can't wreck the mood.
Partideyiz, havayı mahvedemem.
I can still get around back.
Hâlâ geri dönebilirim.
He still nursing that leg?
Hâlâ bacağıyla mı uğraşıyor?
That still leaves a big chunk here.
Yine de buraya büyük parça kalacak.
You still wanna help me with chem later?
Hâlâ bana kimyada yardım etmek istiyor musun?
Nicky, do they still have you?
Nicky, hâlâ ellerinde misin?
People still go to plays.
İnsanlar hala tiyatroya gidiyor.
I still have dibs on the TV.
TV hala benim.
Not to us, you know, but we still had to suck it up.
Bize göre değildi ama yine de kabullenmek zorunda kaldık.
♬ I'm still dreaming ♬ Is it snowing outside?
- Dışarıda kar mı var

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]