Still missing tradutor Turco
967 parallel translation
So, I need you to report to me what memories I'm still missing since you're always watching me like a hawk.
Sekreter Kim de izinde olduğu için her zaman beni izlediğine göre hafızanı bir yokla.
And Schmul Meier Is still missing One more wealthy man removed
Ve Schmul Meier kayıptır hala gitmiştir bir zengin daha.
Wynant, her employer, is still missing.
Kadının patronu Wynant ise hala kayıp.
Douglas plane from Baskul with Conway and four others aboard still missing.
Baskul'dan, içinde Conway ve dört kişiyle kalkan Douglas tipi uçak hala kayıp.
If still missing, will report to Winnipeg.
Eğer cevaplamazsan, Winnipeg'bildireceğim.
If still missing, will report to Winnipeg Standing by
Cevaplamazsan, Winnipeg'bildireceğim Beklemedeyim
And Ellen's still missing!
Ellen da hala kayıp!
50 MILLION IN ORLY GOLD BULLION ROBBERY... STILL MISSING
50 MİLYON DEĞERİNDE KÜLÇE ALTIN SOYGUNU
He's interested in food while the Captain is still missing.
Yüzbaşı hala kayıp, o ise yemek derdinde.
Mr. Sato, the driver and Officer Hiramoto are still missing.
Bay Sato, şoför ve polis memuru hâlâ kayıp.
He's still missing.
- Onu hala özlüyor.
The others are all in custody, but the goods are still missing.
Onun dışındakiler göz altına alındı, ama mallar hala kayıp.
Sandor is still missing.
Sandor hâlâ kayıp.
He and the girl are still missing.
- Hayır, o ve kız hâlâ kayıp.
The body of one of your sisters is still missing.
Kız kardeşlerinden birinin cesedi hala kayıp. Hala hayatta olabilir.
But I feel something's still missing.
Ama hâlen bir şeyin eksik olduğunu hissediyorum.
Sir, our captain is still missing, and I now demand that I be allowed to transport to Gideon as we agreed.
Efendim, kaptanımız hâlâ kayıp. Ben de şimdi, anlaştığımız gibi, Gideon'a ışınlanma talebinde bulunuyorum.
So? - The missing driver of the van is still missing.
- Kamyonetin şoförü hâlâ kayıp.
And because something is still missing, he paints a fourth and a fifth until he paints a picture of the artist painting a picture of the artist painting a picture of the artist painting a picture of the artist painting a landscape.
Hâlâ daha bir şey eksik olduğu için, dördüncüsünü ve beşincisini yapar manzara resmi yapan ressamın resmini yapan ressamın resmini yapan ressamın resmini yapan ressamın resmini yapana kadar.
Listen, Mr. Forrester is still missing, we have to conclude the matter.
Dinle, Bay Forrester hâlâ kayıp, sorunu çözmemiz gerekiyor.
The holdup money is still missing.
Çalınan para hâlâ bulunamadı.
Unfortunately we're still missing Gerald McBrian, the High Priest a regular at all the asylums for the criminally insane...
Ne yazık ki, Gerald McBrian hala kayıp. Başrahip, cezai ehliyeti olmadığı için... akıl hastanelerinin gediklisi diyebileceğimiz birisi...
Maybe he'd be better use if he'd help us collect... the few little items were still missing.
Belki hâlâ ihtiyacımız olan birkaç kalemi toplamamıza... yardım ederse, daha yararlı olabilir.
Mohamed Larbi Slimane, famous 3rd World leader, kidnapped yesterday in Paris, is still missing.
Ünlü lider Mohamed Larbi Slimane, dün Paris'te kaçırıldı.
It's still missing something...
Hala bir şey eksik...
The three who have been withdrawn, plus the three still missing on the rock- -
3 içine kapanık... artı 3 kişi hala kayalarda kayıp- - İki Bayan Appleyard.
Very well. No, Leila is still missing. She disappeared more than three months ago.
Müşterilerim arasında sadist bir katil varsa... dünyanın her yerinde ki kızlarımı öldürmeden evvel bir an önce tutuklanmasını tercih ederim.
- They're both still missing.
- Hala iki kayıp var.
Listen up... Some weekend permission slips are still missing.
Bazı hafta sonu izin kağıtları hâlâ gelmedi.
Moldavia is safe, like in armor, but one piece is still missing.
Moldova da adeta bir zırh gibi güvenli, ama bir parça hala eksik.
Still missing Hero Linghu?
Yiğit Linghu'yu hala özlüyor musunuz?
Our women are still missing.
İyi de kızlar hala onların elinde.
There's still one or two pieces missing but I know this much.
Hâlâ bir iki parça eksik ama bildiklerim var.
The elements over there on the shelves and we believe that there are some elements still unknown but we assume that... these missing elements have the same character as those we know already.
Bu elementler orada raflarda Ve inanıyoruz ki hala keşfedilmemiş elementler var Fakat farzediyoruz ki...
There's still some staff members missing, Dr. Edwardes.
Bazı çalışanlar yok şu anda, Dr. Edwardes.
Yes, sir, I did, and there's still one missing.
Evet efendim, kontrol ettim ve bir tanesi kayıp.
There's still one passenger missing.
Hazırım. - Bir yolcumuz eksik.
Authorities are certain that the remainder of the gang and the still-missing third are in another truck, still at large.
Yetkililer, çetenin geri kalanının başka bir kamyon vasıtasıyla hâlen bulunamayan altınların üçte biriyle kaçmakta olduğundan emin.
There were still some pieces missing.
Hala bazı parçalar eksik.
The police are still looking for the missing armored car, the driver and the police officer who were in the car -
Şoför ve polis memurunun içinde bulunduğu zırhlı aracı polis hâlâ arıyor -
They had received a distress signal from that planet and discovered, still alive after many years, survivors of a missing vessel, only to find it was all an illusion.
O gezegenden yardım sinyali aldılar ve kayıp bir geminin kazazedelerinin yıllar sonra yaşadığını keşfettiler, ancak bunun yanıltıcı olduğunu gördüler.
You still haven't told me why there's a bullet missing. But I'II find that out too.
Neden bir mermi eksik, hala söylemedin bana Doktor ama onu da öğrenirim.
But still something is missing.
Fakat hâlâ bir şey eksiktir.
the puzzle is almost Full, a professor... but still a piece missing.
Bulmaca tamamlamıyordu ama bir parçası yoktu Profesör. Neden?
But... there's still something v60'very important missing.
Ama... Ama hala... çok, çok önemli bir şeyi... eksik.
What is Don José still missing?
Bay Jose'nin neyi eksik?
You buy the hottest car in town, but still the best is missing.
Şehirdeki en ateşli arabayı aldım ama, en iyisi olabilmesi için hala birşey lazım.
But there's still a left arm missing.
Kafası tamam ama sol kolu kayıp.
And Clare is still missing.
Claire den hala haber yok.
And I'm still sufficiently old-fashioned and sufficiently protective of the Rainbird name to want to seek the missing heir in a private and secret fashion, rather than go to detective agencies and put notices in the newspapers.
Hala kafi düzeyde eski kafalıyım. Ayrıca hala Rainbird adını kayıp varisini bulmak için dedektif tutup gazetelere ilan vermeden gizlice bulmaya çalışacak kadar korumak istiyorum.
Obviously, we still have a piece missing.
Bildiğin gibi, hala bir parça eksik.
missing 252
missing something 21
missing persons 46
missing person 19
still 4121
stiller 42
still got it 62
still friends 19
still in bed 17
still nothing 186
missing something 21
missing persons 46
missing person 19
still 4121
stiller 42
still got it 62
still friends 19
still in bed 17
still nothing 186
still working 28
still alive 122
still here 218
still there 93
still the same 29
still me 27
still awake 22
still sleeping 19
still waiting 37
still breathing 27
still alive 122
still here 218
still there 93
still the same 29
still me 27
still awake 22
still sleeping 19
still waiting 37
still breathing 27
still hot 20
still working on it 47
still does 23
still no 38
still going 25
still looking 54
still am 36
still no pulse 27
still are 18
still asleep 18
still working on it 47
still does 23
still no 38
still going 25
still looking 54
still am 36
still no pulse 27
still are 18
still asleep 18