Take a break tradutor Turco
3,159 parallel translation
Well, now you can finally take a break, and you can start working on those hobbies
Şimdi nihayet bir ara verebileceksin. ... ve ne zamandır ertelediğin hobilerine...
I'm gonna take a break.
Ben mola vereceğim.
Why don't you sit down for a little while? Take a break.
Neden biraz oturmuyorsun?
You guys go take a break.
- Gidip dinlenebilirsiniz.
But you're the one who said we should take a break.
Ama ara vermemiz gerektiğini söyleyen sendin.
The real killer used Branch's arrest as an opportunity to take a break and cover his tracks.
Gerçek katil Branch'in yakalanmasını fırsat bildi ve izlerini yok edip cinayetlerine ara verdi.
Let's take a break.
Çok yorulduk, yarın sabah devam ederiz.
- To stop and take a break or...
- Bırakmak, ara verme için falan...
Why don't you take a break?
Bir ara ver istersen.
I'll help you clean up if you take a break and... well, I was up in my attic, and I-I found my great-grandmother's old picnic basket?
Temizlemene yardım ederim ama sen de ara verip... Şey, çatı katına çıkmıştım ve büyük büyükannemin piknik sepetini buldum.
Why don't you take a break?
İstersen biraz ara ver.
Can you take a break from the housewife porn for one sec?
Ev hanımı pornosuna biraz ara verebilir misin?
Let us take a break from talking war and, instead, speak of celebration... your fundraiser.
Savaştan konuşmaya bir ara verelim Ve bunun yerine, sizin bağış vakfının... davetinden konuşalım.
I'm going to take a break from the guild.
Loncaya biraz ara vereceğim.
Take a break for what?
Ara verip ne yapacaksın?
Take a break.
Sen biraz hava al.
Gentlemen, we got to take a break. - We got a homicide.
Beyler, ara vermeliyiz.
Yeah, murderers tend to take a break on the Lord's day.
Katiller de işlerine Tanrı'nın kutsal gününde hep ara verir zaten.
Take a break when you need to.
Gerektiği zaman durabilirsin.
I don't know. Maybe we should take a break, you know.
Belki biraz ara vermem gerekiyor.
But personally, I think we should take a break.
Ama şahsen bir ara vermemiz gerektiğini düşünüyorum.
Sorry, can we take a break?
Pardon, ara verebilir miyiz?
You need to take a break?
Ara verelim mi?
Let's take a break from that.
Buna bir ara verelim.
This looks like a good place to take a break.
mola zamanı.
I mean, come on, she should take a break at some point. Don't you think?
Yani, hadi ama, bir yerde ara vermesi gerekiyor artık.
I'm gonna need to take a break for a few minutes.
Birkaç dakikalığına ara vereceğim, millet.
I have decided it would be in my best interest to take a break from this line of work, at least temporarily.
İlgi duyduğum bu işe en azından geçici olarak bir süre ara vermeyi düşündüm.
Why don't you take a break, Mark?
Neden bir ara vermiyorsun, Mark?
Why don't we take a break?
Neden bir ara vermiyoruz?
Even if you just need to take a break and think things through.
Biraz kafa dinleyip, düşünmek istersen bile.
Let's take a break.
Biraz ara verelim.
I need to take a break.
Bir mola almam gerekiyor.
Your own doctor told you to take a break.
Kendi doktorun biraz dinlenmeni söyledi.
George, why don't we take a break?
George, neden bir ara vermiyoruz?
Take a break, letters page!
Bi ara verin.
Let's take a break for a while.
Hadi mola verelim.
Can you take a break?
İşine biraz ara verebilir misin?
Good, because, after our break-up and Neal flying half a rainbow flag, our group can't take any more stress.
İyi. Çünkü bizim ayrılığımızdan sonra Neal elinde yarı homo bayrağıyla uçarken bu grup daha fazla stresi kaldıramaz.
Okay. Let's all take a little break.
Biraz böleceğim ama bir soluklanalım.
Let's take a break.
Ara verelim.
Take a pizza break on me.
Birer pizza alın, benden.
Let's take a little break.
Biraz ara verelim. - Öyle mi?
Let's take a quick break.
Dinlenme!
RITA : Then I think we need to take a little break.
O zaman, küçük bir ara vermemiz gerektiğini düşünüyorum.
Peter, do you want to take a little break right... when it comes to "skyjack71," I never rest.
Peter, küçük bir mola vermek ister misin? Konu "havakorsanı71" e gelince asla yorulmam.
Okay, everybody, let's just take a little break.
Kısa bir mola verelim.
Let's, uh... we'll... we're going to take a... a little break, and then we will... we'll revisit the topic of leather, okay?
Gelin- - Ufak bir ara alacağız ve sonra deri konusunu tekrar ele alacağız, oldu mu?
♪ Your heart a break ♪ ♪ There's just so much you can take ♪
* Bir şans tanı kalbine * * Bir sınırı vardır dayanmanın da *
And you'll get to respond to that in a moment, Senator Gilbert, after we take this short break.
Kısa bir aradan sonra Senatör Gilbert bu sorunuza cevap verecek.
You mind if I take a look at your files on those other break-ins?
Diğer hırsızlıklarla ilgili dosyalara bakabilir miyiz?
take a nap 62
take a shower 102
take a walk 160
take a seat 906
take a bite 43
take a bath 39
take a guess 81
take a look 936
take a load off 65
take a deep breath 354
take a shower 102
take a walk 160
take a seat 906
take a bite 43
take a bath 39
take a guess 81
take a look 936
take a load off 65
take a deep breath 354