Talk fast tradutor Turco
278 parallel translation
Talk fast.
Çabuk ol.
Talk fast, Inglés. The soldiers will soon be coming.
Çabuk konuş, askerler yakında gelirler.
But this time she is going to talk, and talk fast.
Fakat bu kez konuşacak hem de hızlı konuşacak.
Start talking and talk fast.
Konuşmaya başla ve çabuk ol.
Benji talk fast, walk slow.
Benji hızlı konuşuyor, yavaş yürüyor.
Talk fast.
Konuş, hem de hemen.
They talk fast but fight slow.
Hızlı konuşup, yavaş savaşıyorlar.
I'm busy, so I'll talk fast.
Meşgulüm, hızlı konuşurum.
Talk fast'cause everybody talks fast.
Hızlı konuşmalısın orada göreceksin ; herkes hızlı konuşur.
Now, Mr. Jones, talk fast before your friend doubles back.
Şimdi Bay Jones. Arkadaşların geri dönmeden hızlıca anlat.
Well, talk fast.
Çabuk konuş.
We have to talk fast now.
Hızlı konuşmak zorundayız.
I'll talk fast.
Çabuk konuşayım.
Talk fast.
Acele et.
Talk, and talk fast.
Konuş, çabuk konuş.
But talk fast.
Ama hızlı konuşun.
Once I get through with him... he won't be able to talk fast enough.
Onu elime geçirdiğim zaman yeterince hızlı konuşacak gücü olmayacak.
- Talk fast.
- Evet. - Çabuk konuş.
It's David. We gotta talk fast. There's NASA guys all over the place.
Ben David, Hızlı konuşmak zorundayız, hertarafta NASA'nın adamları var.
Talk fast.
Hızlı konuşun.
Boy, can she talk fast.
Bir de ne hızlı konuşuyor.
I'll talk fast so they can't trace the call.
Hızlı konuşurum, onlar da izimizi bulamaz.
And wind up doing one of those scenes where we disagree and talk fast?
Ve kızgınca kavga ettiğimiz o sahnelerden birini mi yapalım?
Police? I'd better talk fast, huh?
Hızlı konuşsam iyi olacak sanırım.
She'll get to the door, I'll talk fast and she'll come back.
Kapıya yönelir, sonra ben dil dökerdim, o da geri gelirdi.
Talk fast.
- Çabuk konuş.
I think fast, I talk fast, and I need you guys to act fast if you wanna get out of this.
Çabuk düşünür ve konuşurum. Siz de çabuk davranmalısınız.
- All right, Jimmy, talk fast.
- Tamam, Jimmy, hızlı konuş.
Don't talk so fast.
Bu kadar hızlı konuşma.
- We're gonna make fast talk.
- Sağol. - Hızlı bir konuşma yapmalıyız.
We have to talk to Santi fast.
Hemen Santi'yle konuşmalıyız. Hayır, polis onun yakasında.
Tell'em we're ready to talk, but they gotta act fast.
Onlara hazır olduğumuzu ama hızlı davranmaları gerektiğini söyle.
Now I know why they call you "Fast Eddie." You talk my kind of talk.
Şimdi anladım neden sana "Hızlı Eddie" dediklerini. Aynı dilden konuşuyoruz.
You talk too fast for me.
Benim için çok hızlı konuşuyorsun.
You've only got four hours, so you'll just have to talk twice as fast.
Ama dört saatin var, iki kat hızlı konuşman gerekecek.
You talk as fast you pull.
Dilin de silahın gibi hızlı.
We have to talk to Santi fast.
Hemen Santi'yle konuşmalıyız.
If I don't talk, I think. I think too fast. If I could just slow down my thinking.
Remington Arms ve İngiliz Imperial Chemical Industries firmaları savaş malzemesi satışını bölüşmek üzere fesat kurmuşlar.
You talk about a motherfucker getting dressed fast, right?
O kadar hızlı giyinen kimse görmemişsinizdir.
Talk about fast.
Bu ne hız.
And then Ruiz shows up with his money, fast talk and big loads.
Ve sonra Ruiz parayla çıkagelir, kısa kısa konuşmalar ve büyük miktarlar.
- You talk too fast!
- Çok hızlı konuşuyorsun!
- Because you talk too fast.
- Çünkü çok hızlı konuşuyorsun.
I would have a gasoline fire. You talk about the fast break you'd see the really fast break.
Hızlı hücum falan diyorlar ya işte siz o zaman hızlı hücumu görürdünüz.
[Sighs] ... fast-talk the chief into signing.
[İç çekme]... iç çekişişin içine doğru kızlı bir konuşma.
Doug Liman who was directing the pilot y know his opinion meant alot to me and so I'm leavin and Doug's like before you leave I wanna talk to ya real fast an I was like oh cool maybe he'll like, a pat on the back
Herhalde sırtımı sıvazlayacak diye döşündüm. Bana berbat olduğumu, sesimi biraz daha ayarlamam gerektiğini ve çok kötü oynadığımı söyledi. Okumalar tek kelimeyle rezaletti.
Let's see you work as fast as you talk!
Bakalım konuştuğunuz kadar hızlı çalışabiliyor musunuz?
- Talk fast, Sinclair.
Konuş Sinclair.
Not so fast. We still have to talk her into it.
Birini daha ikna etmemiz gerekiyor.
Talk about going nowhere fast.
Bu demek oluyor ki hiç bir yere hızlı gidemeyeceğiz.
They talk so fast in that business. Half of it goes right past me. Dan?
Bu işte çok hızlı konuşuyorlar... söylediklerinin yarısını kaçırdım.
fast 937
faster 1890
fasten your seat belts 21
faster and faster 20
fasten your seat belt 23
fast as you can 38
fast forward 42
fast cars 26
fast asleep 26
talk to me 2348
faster 1890
fasten your seat belts 21
faster and faster 20
fasten your seat belt 23
fast as you can 38
fast forward 42
fast cars 26
fast asleep 26
talk to me 2348
talk to you tomorrow 30
talk to you soon 72
talk to the hand 19
talk to you later 250
talk to her 263
talk soon 65
talk later 61
talk me 19
talk to my lawyer 20
talk to your father 18
talk to you soon 72
talk to the hand 19
talk to you later 250
talk to her 263
talk soon 65
talk later 61
talk me 19
talk to my lawyer 20
talk to your father 18