Talk to the hand tradutor Turco
81 parallel translation
Talk to the hand, okay?
Elime anlat.
- Talk to the hand.
- Sen benim elime anlat.
- Talk to the hand...
- Sen onu elime anlat...
Talk to the hand.
Elime anlat.
Talk to the hand!
Elime anlat!
Talk to the hand!
Elime dikkat et!
Talk to the hand!
Oyalan biraz!
Talk to the hand.
Mikrofona konuş.
Talk to the hand,'cause the face don't want to hear it.
Ele konuşun, çünkü yüz daha fazla duymak istemiyor.
Talk to the hand.
Yönetime söyle.
But I've been hearing good things about Talk to the Hand.
"Külahıma Anlat" hakkında olumlu eleştiriler duyuyorum.
Talk to the hand, grandma.
- Külahıma anlat büyükanne.
Or I don't know. "Talk to the hand" or something like that.
Veya bilmiyorum. "Elinle konuş" veya onun gibi birşey.
- Talk to the hand.
- Sen onu elime anlat.
Talk to the hand.
Elimle konuş.
Actually, talk to the hand, the face is busy.
Aslında, ellere konuş, yüz meşgul.
I promise the next time she tries to get me, I'll say, "Talk to the hand," you know?
Söz veriyorum, Rory bir daha yanıma yanaşmaya çalıştığında "Elimle konuş" diyeceğim.
Are you saying you want to talk to the hand?
Elle konuşmak istediğini mi söylüyorsun?
Come on, fat boy why don't you talk to the hand.
Haydi, şişman çocuk. Neden elimle konuşmuyorsun?
Talk to the hand, sister.
Elime konuş, kardeşim.
Whoa, dude. talk to the hand.
Ahbap mikrofona konuş.
But I say talk to the hand, call waiting, because he's out.
Derim ki, ele konuş, bekleyen çağrı. Çünkü herif fena kızdı.
Talk to the hand, sister.
Külahıma anlat, kardeşim.
You know what if this were 1990 I would say talk to the hand.
90'lı yıllarda olsaydık onunla konuş derdim.
I said, "Dad and Marisa are about to- -" and then you stopped me, and then you said, "talk to the hand", and I said, "no one says that anymore" - -
Hatırlıyor musun? Ben tam "Babam ve Marisa.." dedim sen de lafımı kesip, "duvara anlat" dedin, ben de "tamam tek kelime etmiyorum" dedim.
- Talk to the hand. Lured me back to your apartment with an agenda.
Beni kandırıp evine götürürken niyetin belliymiş senin.
Talk to the hand, the face ain't listening.
Bu sözlerin havaya gidiyor.
And I was all, like, "talk to the hand." Jenna, come on out.
- Ve ben de ona külahıma anlat diyordum.
"Talk to the Hand'd."
"Külahıma anlat" ladım.
Talk to the hand because the Brent isn't listening.
Avcuma konuş Çünkü Brent dinlemiyo.
So talk to the hand.
Elime konuşmaya devam edebilirsin.
Talk to the hand.
Elimle muhatap ol.
Take your hand out of that bowl of Fritos, throw away your National Enquirer, and pick up the phone, hold it up to your face... and dial 555-TALK.
Elinizi çerezlerden çekin. National Enquirer'ı da bırakın ve telefonu alın. Yüzünüze yaklaştırın. 555-SOHBET'i tuşlayın ve bana bu ülkeyi içine düştüğü durumdan kurtarmak için ne yapacağımızı söyleyin!
But... on the other hand, if you leave me alone, and put the Nagus back the way he was when you met him, I guarantee that you'll never have to talk to another Ferengi again.
Ama diğer yandan, beni rahat bırakır, Nagus'u da ilk karşılaştığınız hale geri döndürürseniz size garanti veririm bir daha asla bir Ferengi'yle konuşmak zorunda kalmazsınız.
Patsy I have to talk to again, because that is the wretched hand that life has dealt me,
Patsy'yle konuşacağım çünkü o hayat krupiyesinin bana verdiği berbat el.
That lumbering field hand is the First Minister of Bajor and he knows more about how to talk to me than you ever will.
O kaba tarla işçisi Bajor'un başbakanı. Ayrıca benimle nasıl konuşacağını senden çok daha iyi biliyor.
I just wanted to shake your hand. Shake the hand. It's like, I saw you talk on TV the other day and the things you said- -
Geçen gün sizi TV'de gördüğüm gibisiniz, söylediklerin adamım, söylediklerin.
Talk to your hand, nigger, that's the only girl you got.
Elinle konuş oğlum, sahip olduğun tek kız o.
I'll even try to spice it up a little, talk about how the night before the telethon, I wanted to sleep like a babe so to cover my bets, I kept a few babes on hand.
Hatta işi biraz tatlandırmak için, sana kampanya öncesi nasıl bir bebek gibi uyumak istediğimi ve bahis için birkaç bebeği birden nasıl elimde tuttuğumu da anlatabilirim.
Talk to him about the hand-over of your team.
Takımını teslim etmek ile ilgili onunla konuş.
On the other hand, I don't want to talk you out of this deal by pointing out your hypocrisy. So, patient's life at stake, blah, blah, blah, blah, blah.
Hem detektifin teklifini reddetmeme karşı çıkıp hem de hastanın hayatını riske atma ikiyüzlülüğüne sessiz kalacağım.
I need to reconnect some wires, and I don't have the steadiest hand, And when you talk to me, it is less steady.
Birkaç kabloyu tekrar baglamam gerek ama titremeyen elim yok, ve siz konustugunuzda daha da titriyorlar.
On the one hand, he's the greatest logician of all time so logicians will claim him, but on the other hand, they don't want, people who are not logicians to talk about the consequences of Gödels work, because the obvious conclusion from Gödels work
Mantıkçılar ; bir yandan, bütün zamanların en büyük mantıkçısı ilan ederler, diğer yandan, mantıkçı olmayanların, Gödel'in çalışmasının sonuçları hakkında konuşmalarını istemezler çünkü,
Look, all you gotta do is call her mother, talk to her, then ask if Milly's there. And if she is, you hand me the phone.
Bak, yapman gereken annesini arayıp, 5 dakikalığına onunla konuşmak, ve Milly oradamı diye sormak, eğer oysa telefonu bana ver.
And eventually gain The upper hand. We'll need to blanket The beach with fliers, Talk to other hotels And bartenders.
Sahile broşürler asmalı ve diğer otellerdeki çalışanlarla konuşmalıyız.
They'll talk to the doctor who can comment on the extra hand
Fazla el hakkında bilgisi olan doktorla konuşacaklar.
- On the other hand, we'll have something to talk about.
Bunu konuşuruz.
You want to talk about the hand of righteousness.
Adaletin elinden mi bahsetmek istiyorsun?
I had a dream that one day I'd be head of a firm so nobody would be able to talk about the big, weird hole in my hand.
Bir gün bir firmanın başında olmayı hayal ettim, böylece kimse elimdeki büyük ve tuhaf delik hakkında konuşmayacaktı.
I'm gonna talk to the head of the division and ask him to hand the case to us.
Teşkilat müdürüyle konuşup dosyayı bize devretmesini isteyeceğim.
On the other hand, I might dump you if you don't talk to me when you have a problem with our relationship.
Diğer yandan ilişkimiz konusunda bir sorunun olduğunda benimle konuşmazsan seni terk edebilirim.
talk to you tomorrow 30
talk to me 2348
talk to you soon 72
talk to you later 250
talk to her 263
talk to my lawyer 20
talk to your father 18
talk to your mother 16
talk to them 86
talk to us 100
talk to me 2348
talk to you soon 72
talk to you later 250
talk to her 263
talk to my lawyer 20
talk to your father 18
talk to your mother 16
talk to them 86
talk to us 100
talk to him 399
talk to you 56
talk to you for a second 17
the hand 48
the handcuffs 17
the hands 26
talk soon 65
talk later 61
talk me 19
talk me through it 21
talk to you 56
talk to you for a second 17
the hand 48
the handcuffs 17
the hands 26
talk soon 65
talk later 61
talk me 19
talk me through it 21