English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / The crime scene

The crime scene tradutor Turco

4,699 parallel translation
Yeah, the crime scene and all, really turned the place upside down.
Suç mahalli falan derken ev, alt üst olmuş.
Patrol secured the crime scene.
Olay yeri emniyete alındı.
" The unfortunate creature discovered at the crime scene,
" Olay yerinde bulunan talihsiz yaratığın,
Your fingerprints are all over the crime scene.
Suç mahalli parmak izlerinle dolu.
Do you look at the crime scene photos at the same time as you look at the photos of the girls?
Olay yeri fotoğraflarına kızların fotoğraflarıyla aynı zamanda mı bakıyorsun?
You had a crew working near the crime scene.
Olay yerine yakın bir yerde çalışan personeliniz varmış.
Well, Mr. Scare'Em Straight and I found the victim's carry-on bag down the road from the crime scene.
Peki, Bay korkutmak'Em Düz ve buldum Kurbanın carry-on torba aşağı suç mahallinden yol.
We're with the crime scene unit.
Biz suç mahalli birimine ile vardır.
So, a witness places your van at the crime scene at the time of Helen's murder.
Yani, bir tanık yerler olay yerinde kamyonet zaman Helen'in cinayet at.
We just walked the crime scene.
Olay yerinden yeni geldik.
Actually, I was rather hoping to take a look at the crime scene.
Aslında, olay yerine bir bakmak... istiyordum.
Why would the killer risk moving the body back here from the crime scene?
Anlamıyorum. Katil, bedeni neden olay yerinden buraya taşıyarak risk alsın ki?
Or maybe the killer didn't want us to find the crime scene because there's something here that ties him to the murder.
Belki de katil olay yerini bulmamızı istemedi. Çünkü belki burada onu cinayete bağlayacak bir şey vardı.
He told us he didn't know Ted, and there he is at the crime scene.
Ama olay yerinde görüntüsü var!
We'd like each of you to volunteer a cheek swab, and we'll test it against some DNA we found at the crime scene.
Her birinizin gönüllü olarak örnek vereceğinizi ve olay yerindeki DNA ile test ettireceğinizi düşünüyorum.
Well, how the hell did his DNA get to the crime scene?
Peki, olay yerinde DNA'sı ne arıyordu?
All units to the crime scene now.
Derhal olay bölgesine intikal edin.
So, no luck on the serial number, but we got a hit off the canvass of the crime scene.
Seri numaradan bir şey çıkmadı. Ama olay yerinde ki araştırmadan bir görgü tanığı bulduk.
Now we just have to connect him to the crime scene.
Şimdi tek yapmamız gereken onun olay mahalliyle bağlantısını bulmak.
Were you tampering with the crime scene, Lady F?
- Suç mahallini mi kurcaladınız, Bayan F?
Did you go to the crime scene?
Olay yerine gittin mi?
Um, yes... at the crime scene.
Aslında evet... cinayet mahalinde.
And all you had to do was match the crime scene to the video, which is why you transferred Madison's blood to the ceiling.
Tek yapman gereken cinayet mahalini video da olduğu gibi düzenlemekti Bu yüzden de Madison'un kanını çatıya bulaştırdın.
Is there any fiber or DNA evidence linking Deshaun to the crime scene?
Deshaun'u olay yeri ile ilişkilendiren herhangi bir fiber analizi veya DNA kanıtı var mı?
Like return to the crime scene.
Gibi suç mahalline geri dönmek.
Based on the crime scene, I don't think this is the work of a sexual predator.
Suç mahalline bakarsak, bu bir cinsel tacizcinin işi değil.
She was arrested on the day of the murder in a stolen truck near the crime scene.
Cinayetin işlendiği gün cinayet mahallinin yakınında... -... çalıntı kamyonetin içinde bulunduğu için tutuklanmış.
They've managed to type mitochondrial DNA from the degraded blood sample found on the scissors that ties them to the crime scene.
Olay yerinde bulunan makastan mitokondrial DNA çıkarmayı başarmışlar.
I'm not allowed to show you the crime scene pictures that I have here, but... you should have some idea of the kind of man you say you love that you're protecting.
Şu an burada bulunan suç mahalli fotoğraflarını sana göstermeye yetkim yok ama kafanda sevdiğini söylediğin adamın ne tarz birisi olduğu hakkında fikir oluşmalı. Koruduğun hani.
Hey, listen, I can't give you a statement. I haven't even seen the crime scene.
Bilgi veremeyeceğim çünkü olay mahallini henüz görmedim.
And as a real estate agent, she had access to the crime scene. Let's see if
Ayrıca emlakçı olduğu için olay yerine girmesi kolay olmuştur.
We take your fingerprints and we compare'em to the ones we found at the crime scene.
Parmak izinizi alacağız ve suç mahallinde bulduklarımızla karşılaştıracağız.
That's exactly how we found the crime scene.
Biz de olay mahallini tam olarak bu şekilde bulduk.
Hey. Since when does the captain of SWAT show up at a homicide crime scene?
Ne zamandan beri SWAT komutanı, bir cinayet mahallinde boy gösteriyor?
- THIS IS THE SCENE OF A CRIME NOW.
- Burası suç mahali.
And our crime-scene team found no prints, no shell casings or fibers, and no DNA other than the victims'.
Ve olay yeri inceleme ekibimiz de hiçbir ize rastlamadı. Ne mermi kovanı var, ne de kurbanlarındakinden başka DNA.
The scene of the crime.
Olay yeri.
Are these crime scene photos of the victims?
Bunlar kurbanların olay yeri fotoğrafları mı?
Blake, go to the gas station crime scene, and as soon as we can find Sita Patel, Reid and I will talk to her, see if she interacted with the unsub.
Blake, benzin istasyonu olay yerine git ve Sita Patel'i bulur bulmaz Reid ile onunla konuşmaya gideceğiz, şüpheliyle bağlantısı var mı bakacağız.
Okay, so then the killer put him in the shower to wash off the trace evidence from the original crime scene.
Tamam, o zaman katil olay yerindeki delilleri yok etmek için kurbanı duşa soktu.
Andrew Donnelly's DNA was found at the scene of the Magpis mue', but he did not commit the crime.
Andrew Donnelly'nin DNA'sı Saksağan'ın olay yerinde bulundu ama ortada suç yoktu.
Who are you, and why the fuck are you in my crime scene?
Sen kimsin ve suç mahallinde ne yapıyorsun?
- The murderer returns to the scene of the crime.
- Katiller cinayet mahaline geri dönerler.
A rogue cup, planted at the scene of the crime?
Ruj lekeli fincan suç mahalline yerleştirildi mi?
He placed himself at the scene of the crime.
Suç mahallinde olduğunu söyledi.
There's a crime scene down at the lake.
- Gölde bir cinayet mahalli bulunmuş.
Andrew Donnelly's DNA was found at the scene of the Magpie's murder, but he did not commit the crime.
Andrew Donnelly'nin DNA'sı Saksağan'ın olay yerinde bulundu ama ortada suç yoktu.
Or we leave them and wait to see if the criminal returns to the scene of the crime.
Ya da bırakalım ve suçlunun olay mahalline geri dönmesini bekleyelim.
Based on evidence I'm currently reviewing, I'm starting to feel that Costa was abducted the night before the final murder, had the victim's DNA planted on his person and was transported to the last crime scene.
Elimdeki rapora bakarsak Costa'nın son cinayetten önceki gün kaçırılıp kurbanların DNA'sının üzerine yerleştirildiğini ve suç mahaline bırakıldığını düşünüyorum.
The house is a crime scene.
Bu ev de suç mahalli.
Keep everyone else out of the forest. There's no sense in contaminating a crime scene. Yes, ma'am.
Kimseyi ormana sokma suç mahallini kirletmenin bir manası yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]