The three of us tradutor Turco
2,565 parallel translation
Maybe the three of us should have a drink sometime.
Belki üçümüz bir ara bir şeyler içmeliyiz.
The three of us?
Üçümüz mü?
Do you want to go back to the three of us living in a motel?
Yine o motelde yaşadığımız günlere mi dönmek istiyorsun?
- Because it's just messy with the three of us.
- Çünkü üçümüz varken işler sarpa sarıyor.
So we can have our own Valentine's day here, the three of us? Yeah!
Yani sevgililer gününü burda üçümüz kutlayabiliriz.
I think the more pressing question will be, why the three of us and only two guns?
Bence asıl önemli soru üç kişi için niye iki silah var?
It's the three of us, working together. That's why it works.
Üçümüzün uyum içinde çalışması sayesinde iş görüyor.
Anyhow, now that I know, maybe the three of us grab brunch?
Her neyse, şimdi öğrendiğime göre belki de üçümüz kahvaltı edebiliriz.
We're here, and, you know, the important thing is for the three of us to... get into it and... and have fun.
... ve, bilirsin işte önemli olan şey üçümüzün oraya girmesi, beraber eğlenmemiz.
Angie, "My Single is Dropping" is the reason I wanted the three of us to meet.
Angie, üçümüzün buluşmasını isteme nedenim zaten "45'liğim Düşüyor."
It was special to the three of us.
Üçümüz arasında bir özeldi o!
We went swimming one time. The three of us.
Bir keresinde üçümüz yüzmeye gitmiştik.
What, so it'll just be the three of us?
Ne, sadece üçümüz mü?
We have such an amazing life, Joel. The three of us.
Bizim harika bir hayatımız var, Joel.
Of course, everybody was telling the band that they thought we were great, but I don't think the three of us ever believed a word of anything anyone was telling us.
Tabii ki herkes grup üyelerine müthiş olduklarını söylüyordu ama üçümüzden birinin bile milletin söylediklerinin tek kelimesine inandığını sanmıyorum.
It was different, just having the three of us there, we were starting to form a good identity for the band.
İşin içinde sadece üçümüz olunca durum farklıydı grubun kimliğini güzel bir şekilde oturtmaya başlamıştık.
Let's just keep this between the three of us for now.
Bu mesele üçümüzün arasında kalsın şimdilik.
For the three of us who started the restaurant.
Restoranı kuran üçümüz için.
The three of us had already snuck half way to the palace.
Üçümüz zaten sarayın yolunu yarıladık
- The three of us. This is our family.
- Üçümüz bir aileyiz.
Okay, that's fine for you two, but what about the three of us?
Pekâlâ, bu sizin için iyi haber,... ya üçümüz ne olacağız?
No. Dad did, and he took a picture of the three of us.
Babam aldı ve üçümüzün bir resmini çekti.
But the three of us together will beat that machine!
Ama üçümüz birlikte o makineyi alt edeceğiz!
I keep the one of the three of us- - that summer on the boat.
O yaz teknede çektirdiğimiz resmi sürekli saklıyorum.
The three of us were just fine.
Biz üçümüz böyle iyiydik.
It'll just be the three of us again.
Sonra yine üçümüz oluruz.
Yeah, well, neither is the three of us living here together, but I went along with it.
Evet, peki, üçümüzün beraber yaşaması da öyle ama buna dayanabiliyorum.
You know, the three of us together.
Bilirsin, üçümüz birlikte.
I'm pretty confident that between the three of us, we can save his soul.
Üçümüzün arasında kalsın, onun ruhunu kurtarabileceğimize oldukça eminim.
If you'll slow down, get in the right-hand lane, and the three of us get together, then no one will sound like
Eğer yavaşlayıp sağ şeritte üçümüz beraber gidersek o zaman kimse "biip" diye bir ses çıkarmayacaktır.
This will help... if you'll slow down, get in the right-hand lane, and then the three of us get together, then no one will sound like [bleep]
Bu yardımcı olacak. Eğer yavaşlayıp sağ şeritte üçümüz beraber gidersek o zaman kimse "biip" diye bir ses çıkarmayacaktır.
If the three of us go up and explode the roof, the tornado will bring everything away.
İçimizden üç kişi oraya gidip çatıyı havaya uçurursa, hortum her şeyi alıp götürecektir.
The three of us need to discuss brief and international news.
Güzel. Üçümüz kısa ve uluslararası haberleri tartışalım.
Thought it'd be nice to have one last dinner, just the three of us.
Evet. Üçümüz birlikte son bir yemek yesek güzel olur dedim.
There have to be some things that are open to discussion between the three of us.
Üçümüz arasında bazı şeyler tartışmaya açık olmalı.
Did you not see what happened when the three of us were together?
Üçümüz bir araya geldiğinde neler olduğunu görmediniz mi?
Hey, the way I see it, the three of us stick together, we'll make a pretty good team.
Bana kalırsa, eğer üçümüz birbirimize sahip çıkarsak çok iyi bir takım oluruz.
By the way, the three of us are handicapped.
Bu arada, dördümüz ölecekmişiz.
I mean, the three of us used to hang out all the time back in high school.
Lise yıllarında sürekli üçümüz beraber takılırdık.
I refuse to sit here and see the three of us be miserable, all right?
Burada böyle reddedilmiş üç zavallı gibi oturmamıza karşıyım.
The three of us together?
Üçümüz, değil mi?
We had literally done about an eighth between the three of us before, and then I had a gram left, and I just thought I might as well, the coke wasn't that good.
Önce üçümüz yaklaşık sekizinci kez çekmiştik. Ben de bir gram kalmıştı. Ben, koko iyi değilmiş düşünmüştüm.
On the count of three, I want you to throw the keys to the bloodmobile over to us.
Üç deyince, nakliye aracının anahtarını buraya atmanızı istiyorum.
Okay, we've got a mother of three that's in the morgue, and we think that it's Toller that carjacked her car, so if there's anything at all that you can tell us...
Bize söyleyebileceğin bir şey varsa- -
Like, seriously, any of us could end up in the bottom three...
Sakın kendi ismini söylemeye kalkma, kıvırmış olursun ki hoş olmaz.
But the idea that another dimension beyond the three we know might be hiding from all of us is now at the center of the world's most important scientific investigations.
Fakat bizim bildiğimiz üç boyuttan farklı ve gizli başka bir boyut olabileceği düşüncesi şu an bilim dünyasının en önemli araştırmalarının merkezinde bulunmakta.
Just as a two-dimensional shadow can help us learn the true shape of a three-dimensional cube, we can explore a four-dimensional cube, a hypercube, by looking at its three-dimensional shadows.
İki boyutlu bir gölgenin aslında üç boyutlu bir kübe ait olduğu gerçeğini bize öğretmesi gibi üç boyutlu gölgesine bakarak, dört boyutlu bir kübü,'hiperkübü'keşfetmemiz mümkün.
His brother was in - in prison, Chris, and - and we, me and Chris went - came back to the diagnostics together, and then - and I'm embarrassed, but all of three of us, we had Thanksgiving together,
Kardeşi Chris de cezaevindeydi. Ben ve Chris beraber kilitli bölüme geçince utandım.
He was three years ahead of us when Wade and I joined the football team, and he took it upon himself to make our lives miserable.
Wade ile ben futbol takımına girdiğimizde bizden 3 sınıf büyüktü. Hayatlarımızı mahvetmeye kendini adadı.
This is the second of us who changed almost three.
2 kardeşimiz yok oldu. Nerdeyse 3
In the end, all three of us raised him.
Sonunda içimiz beraber onu yetiştirdik.
the three musketeers 30
the three of you 50
the three 74
three of us 35
of us 249
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time is now 61
the three of you 50
the three 74
three of us 35
of us 249
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time is now 61
the time has come 121
the time will come 16
the time 110
the truth is 1715
the truck 50
the truth hurts 29
the twins 60
the train 84
the toilet 49
the term 42
the time will come 16
the time 110
the truth is 1715
the truck 50
the truth hurts 29
the twins 60
the train 84
the toilet 49
the term 42
the time masters 23
the table 26
the two of us 218
the truth will come out 23
the third 84
the time is 69
the tv 53
the trees 59
the thing is 2099
the teacher 58
the table 26
the two of us 218
the truth will come out 23
the third 84
the time is 69
the tv 53
the trees 59
the thing is 2099
the teacher 58