The three of you tradutor Turco
3,164 parallel translation
Out the three of you!
Üçünüz de dışarı!
She wanted to arrange a dinner for the three of you.
Üçünüz için bir akşam yemeği planlamak istedi.
If everyone here is as naive as the three of you, in a few years, I'm gonna be running this dimension.
Eğer buradaki herkes, üçünüz kadar saf ise birkaç yıl içinde bu boyutu yönetiyor olurum. Çeviri :
The three of you.
3'ünüzün de.
Yeah, well, be that as it may, the fact remains that as long as it's just the three of you on the board, they can outvote you.
Evet ama öyle olsa bile, yönetim kurulunda sadece üçünüz olduğunuz müddetçe sana karşı oy üstünlükleri olacaktır.
They got to go for it. On behalf of Jets fans everywhere, I'd like to thank the three of you for becoming cops and not coaches.
- Her yerdeki Jet taraftarları için üçünüze de koç olmak yerine polis olduğunuz için teşekkür etmek istiyorum.
And, uh, I also think it's a good idea if the three of you sit down with one of our therapists.
Ayrıca üçünüzün, terapistlerimizden biriyle görüşmesinin iyi olacağını düşünüyorum. - Niye?
The three of you are all going to be involved in the pregnancy and to some extent, the child rearing.
Üçünüz de hamilelik ve çocuk yetiştirme olayının içinde olacaksınız.
If the three of you really want a baby, no matter where it comes from- - if I can't be a part of this, we're not doing it.
Eğer ben de bir parçası olmayacaksam, bunu yapmıyoruz.
Rose, you yourself said, the three of you could handle anything.
Rose, her şeyin altından kalkabileceğinizi sen söylemiştin.
I'm sure part of it is rose's concern about the baby. But don't you think she's also concerned about what this might do to the three of you?
- Eminim Rose bir yandan bebeği de düşünüyor ama üçünüzün ne olacağını da düşünüyor.
The three of you should get an award.
Üçünüzde oscar almalısınız.
There were others aligned with the three of you, waiting to aid and abet.
Üçünüzle suç ortaklığı yapmakta olan başkaları da vardı.
Just like the three of you.
Tıpkı siz üçünüz gibi.
The three of you possess unique abilities I require.
Üçünüz aradığım eşsiz yeteneklere sahipsiniz.
I will fetch you a tooth-picker from the furthest inch of Asia, bring you a hair off the great Cham's beard, do you any embassage to the Pigmies rather than hold three words'conference with this harpy.
Asya'nın en uzak köşesinden bir kürdan getiririm, Kubilay'ın sakalından bir kıl koparırım, Pigmelere istediğiniz mesajı iletirim.
All I know is that of the three people that knew about the Ponzi scheme, one is dead, one is missing, and one is alive, but only because of you.
Tek bildiğim saadet zinciri olayını bilen üç kişiden birinin ölü, birinin kayıp, diğerinin de senin sayende hayatta olduğu.
Mr. Hastings, on the count of three, I'm going to shoot you in the head.
Bay Hastings, üçe kadar sayıp seni başından vuracağım.
You guys get your G.E.D.'s, it'll be like the three blind mice, only two of them got their eyes fixed with that latex surgery and I'll be the only one bumping into things.
Siz lise diplomanızı alırsanız, bu aynı şuna benzer 3 kör fareden sadece ikisinin gözlerinin cerrahi müdahaleyle açılmasına ve benim de sağa sola toslamaya devam etmeme.
But you haven't explained how the three of us are involved in this murder.
Ama üçümüzün bu cinayetle ne ilişkisi var anlatmadın.
♪ you wanna get it, boy ♪ I give you to the count of three ♪
* Başla artık, üçe kadar vakit veriyorum sana *
♪ you wanna get it, boy ♪ I give ya to the count of three ♪
* Başla artık, üçe kadar vakit veriyorum sana *
Well, according to the incident report, you got into an argument with Junior, and he had three of his guys beat you to a pulp.
Peki, olay tutanağına göre Junior'la bir tartışmaya girmişsin ve üç adamı seni fena halde benzetmiş.
By your own admission, if you give the patient steroids, two of the three outcomes could make him worse.
Senin iznin altında hastaya steroid verildiği takdirde üç sonuçtan ikisinde hastanın durumu kötüleşiyor.
If you're not sick, then our test, accurate 99.5 % of the time, yielded a false positive three separate times.
Eğer hasta değilsen o zaman % 99,5 oranında doğruluğu olan testimiz üç kere yanlış pozitif sonuç verdi.
The past 20 years you've had three wives, hundreds of colleagues, thousands of patients.
Son 20 yılda üç kez evlendin yüzlerce iş arkadaşın, binlerce hastan oldu.
Three of you morons out on the same day?
Üç moron da aynı gün mü dışarı çıktınız?
No, I'm saying that my time with you has been the best three years of my life, and I wouldn't change a second.
Hayır, seninle geçirdiğim zaman, hayatımın en iyi üç yılıydı ve bir saniyesini bile değiştirmem diyorum.
We're just trying to work out how it went from a fistfight in the stands to a dead guy in the parking lot, and you passed out a couple of miles away in a ditch with a blood alcohol level three times the legal limit.
Sadece tribündeki bir kavganın nasıl otoparkta bir cesetle bittiğini ve birkaç km ötede limitin üç katı alkol almış hâlde bayıldığını merak ediyoruz.
After three hours of stand, sit and kneel, you're looking at the crucifix thinking he's the lucky one!
Üç saat ayakta dikildikten sonra oturup dua edilir ve sonra da İsa'ya bakarken ne kadar şanslı olduğu düşünülür.
You telling me you saw Emmy three times in the last eight weeks, and you know nothing about a plan of escaping?
Yani sen diyorsun ki son 8 haftada 3 defa Emmy'i ziyarete gittin, ve kaçış bplanı hakkında hiçbir şey bilmiyorsun, öyle mi?
Because, as I said to this reporter, those are three of the most honest and beloved judges on the bench, and, you know, that would put you in a very difficult position at the courthouse, with all those judges very angry... - at you.
Çünkü, gazeteciye de söylediğim gibi,... onlar şu anda dava yöneten, sevilen ve en dürüst üç yargıç, siz de bilirsiniz ki, bu yargıçların size öfkelenmesi sizi adliye sarayında oldukça zor bir duruma sokar.
So, happy three-month anniversary, and happy two-week anniversary of you going to the bathroom when I'm here.
Yani, üçüncü ay dönümümüz kutlu olsun ve ben buradayken tuvalete gidebilmenin de ikinci haftası kutlu olsun.
By properly shading the creases of the skin, you'll create the illusion that the figure is lifelike and three dimensional.
Ciltteki kırışıklıkları doğru şekilde gölgelendirerek vücudun gerçekçi ve üç boyutlu görünmesini sağlarsınız.
Three days in a new town and you're already handcuffed in the back of a police car.
Üç gündür bu kasabadasın ve şimdiden bir polis arabasının arkasında kelepçelerle oturuyorsun.
There's also the risk of death, a death that he is gonna meet in three months anyway if you don't do this surgery.
Boyundan aşağısı için, evet. Ayrıca ölüm riski de var. Bu ameliyatı yapmazsanız üç ay içinde zaten ölecek.
Me? I'm the youngest of three, older sister, brother, and like you,
3 kardeşin en ufağıyım
When this doesn't happen, and then you're sitting on this side of the desk and they're looking at you three assholes going, "Which one did it?"
Siz masanın bu tarafına oturduğunuzda bu böyle olmayacak Siz üçünüz birbirine bakacaksınız.
So what, I don't scrub three-quarters of the way up my elbow for 20 minutes the way you do.
Senin gibi 3 çeyrekliği dirseğimde tutuyormuş gibi 20 dakikada ellerimi yıkayamam.
If there are no further questions, the People of Illinois ask that you vote a true bill to indict Mr. Gardner on the charges of conspiracy to commit bribery and interfering with a judicial officer, class three and class two felonies.
Eğer başka sorunuz yoksa, Illinois halkı sizden Bay Gardner'i rüşvet vermek ve adli görevliyi de bu işe dahil etmek suçlarından üçüncü ve ikinci dereceden, mahkeme ithamnamesini oylamaya davet ediyor.
Come on, if you can't sing in front of two or three strangers, how will you sing to a hundred people at the party?
Hadi, iki üç yabancının önünde şarkı söylemezsen, partide yüz kişiye nasıl söyleyeceksin?
You turn three shades of green at the sight of it.
Her seferinde şansın yavet gitti.
You're the one who went missing three days, one of which was my opening night.
Sen üç gündür kayıp olan birisin ki onlardan biri de açılış gecemdi.
And if you caught a tiny piece of the leaves, you get the infamous three day diarrhea.
Ve şayet ufak bir yaprak parçasıyla yakalanırsanız, kötü taninmiş 3 gün ishali olursunuz.
You fit the description of a man an eyewitness described murdering three people there this morning.
Bu sabah orada 3 kişiyi öldüren adamın görgü tanığı tarafından verilen eşkâline benziyorsun.
This is the exact environment that you will be facing for the next three weeks of your life.
Önümüzdeki üç hafta karşı karşıya kalacağınız çevre koşullarıyla aynı.
The next three weeks of your life are going to be the most miserable you've ever faced.
Önümüzdeki üç hafta, karşılaştığınız en sefil durumda olacaksınız.
He's just put three million Euros in the boot of the car and you're asking me if this is a good idea.
Bax arabanın bagajına 3 milyon avro koydu ve sen bana bunun iyi bir fikir olup olmadığını soruyorsun.
All right. Actually, before that, those of you who saw our Christmas special will remember we left our three cars on plinths high in the Himalayas on a road between China and India, so that people passing between these two great economic superpowers
Aslında, bundan önce, Yılbaşı özel programını izleyenler Himalayalar'ın yüksek tepelerinde Çin ve Hindistan arsındaki bir yolda sütunları üzerinde üç araba bıraktığımızı hatırlayacaklardır.
Dr. Holt, you're aware that the defendant, Jake Preston, was charged five months ago with three counts of murder and arson for the fire you just saw?
Dr. Holt Jake Prestonun az evvel gördüğünüz gibi 5 ay evvel olan... üç kişinin ölümü ve yangın çıkarma.. suçlarından dolayı suçlu bulunduğunun farkındasınız değil mi?
Oh, so then you already know that terrorist chatter has gone up considerably in the past three days. Talk of Jihad retaliation.
Bu terörist tehlikesinin son 3 günde... arttığından haberin vardır.
the three musketeers 30
the three of us 225
the three 74
of yours 40
of you 197
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the time is now 61
the truth 1031
the three of us 225
the three 74
of yours 40
of you 197
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the time is now 61
the truth 1031
the time has come 121
the time will come 16
the time 110
the truth is 1715
the truck 50
the truth hurts 29
the twins 60
the train 84
the term 42
the toilet 49
the time will come 16
the time 110
the truth is 1715
the truck 50
the truth hurts 29
the twins 60
the train 84
the term 42
the toilet 49
the time masters 23
the table 26
the two of us 218
the truth will come out 23
the third 84
the tv 53
the time is 69
the trees 59
the teacher 58
the thing is 2099
the table 26
the two of us 218
the truth will come out 23
the third 84
the tv 53
the time is 69
the trees 59
the teacher 58
the thing is 2099