The two of you tradutor Turco
10,896 parallel translation
Oh, no, it's down to the two of you.
Hayır, asıl sizin sayenizde oldu.
I actually do it, and the two of you make a federal case out of it.
Ben odamı temizliyorum ve siz ikiniz bunu bir federal davaya çeviriyorsunuz.
I know the two of you well enough. I can connect the dots.
İkinizi yeterince tanıyorum, boşlukları ben doldurabilirim yani.
The two of you? That's romantic.
- İkiniz mi?
And we know the two of you have been in contact with each other.
Ve ikiniz de birbirinizle temas halinde olduğunu biliyoruz.
The two of you remained friends until her... her recent demise.
Onunla yakın zamandaki ölümüne kadar arkadaş olarak kalmışsınız.
And it begins right here today with the two of you.
Adalet arayışımız bugün burada sizinle başlıyor.
Cell phone left behind with its SIM card broken. The two of you are considering the possibility he was involved in an identity scam?
SIM kart kırık ile Cep telefonu geride bıraktı.
I hope the two of you haven't been waiting long.
İkinizin uzun bekleme henüz umuyoruz.
I want the two of you inside before he gets here.
O buraya gelmeden ikinizin girmiş olmasını istiyorum.
How the hell did the two of you trap Liam in his own trunk?
İkiniz Liam'ı nasıl kendi arabasının bağajına soktunuz?
The two of you would split the profits, but when you found out that he was just gonna give that painting away, you got a little pissed.
Karı ikiniz bölüşecektiniz ama tabloyu öylece vereceğini öğrenince biraz sinirlendin.
If the two of you can't figure this out on your own, then you're doing it in therapy, and that's an order... no ifs, ands, or buts.
İkiniz kendi aranızda hal edemiyorsanız, terapide hal edersiniz ve bu bir emirdir. Eğerler ve amalar yok.
I'm sorry, but I am going to recommend that the two of you split up as partners.
Üzgünüm, ama size ortaklıkdan ayrılmanızı tavsiye edeceğim.
Oh, it's that bad between the two of you?
İkinizin arasında olanlar bu kadar kötü mü?
Well, I have a suspect to interview, and the two of you need to figure this out.
Benim sorgulamam gereken bir şüpheliyim var, sizinde bunu çözmeniz gerekiyor.
The only thing better than seeing the two of you fight together would be seeing you fight each other. " The most dangerous woman in the galaxy versus
İkinizi birlikte savaşırken görmekten daha iyisi birbirinizle savaşırken görmek olmalıdır. "Galaksideki En Tehlikeli Kadın" a karşı
It will take some time for the two of you to work as one.
İkinizin bir olarak çalışması zaman alır.
I don't know what's going on between the two of you.
İkinizin arasında ne olduğunu bilmiyorum.
Because I'm your father and I can't have the two of you sleeping together in the same room like it's no big deal.
Çünkü ben senin babanım ve ikinizin aynı odada yatmasına mühim bir şey değilmiş gibi bakamam.
So, the two of you were both at work last night after the office closed.
Dün gece ofis kapandıktan sonra ikiniz de mesaiye kalmışsınız.
Did the two of you kill her together?
Birlikte mi öldürdünüz?
Convince the judge Nia died of natural causes and that Sinclair has some vendetta against the two of you.
Nia'nın eceliyle öldüğünü, Sinclair'in size kin güttüğünü jüriye kabul ettirmeliyiz.
The fact that there's been any contact between the two of you since I left is crazy.
Gittiğimden beri aranızda geçen şu olaylar bile delice.
Oh, and just so the two of you know, they're sending a boat to pick you up in about an hour.
İkinizi alması için bir saat içinde bir bot gönderecekler.
I could ask the same thing of the two of you.
Aynı şeyi sizin için de sorabilirim.
I'm pleased to see the two of you still work here.
İkinizi hala burada çalışırken görmek güzel.
I hope the two of you have enjoyed yourselves.
Umarım kendi kendinize eğlenmişsinizdir.
We'd love to get some blood samples from the two of you.
İkinizden de kan almaktan mutluluk duyarız.
I mean, you know, after what we saw on TV, it doesn't look like the two of you'll be exchanging Christmas gifts, you know?
Dün gece televizyonda gördük de birbirinize Noel hediyesi verir gibi değildiniz doğrusu.
I want two of you stationed on the roof, two at the front door, and two with my wife at all times.
İkinizin çatıda, ikinizin de ön kapıda mevzilenmenizi istiyorum. İkiniz de sürekli karımın yanında olacaksınız.
You know that space between the two cushions of a couch?
Kanepedeki iki minderin arasındaki boşluğu bilir misin?
Two of you got into it at the hotel for some reason.
İkiniz bir şekilde otele gittiniz.
Is it? Dr. Hineman always said it wasn't death you three picked up on, but the quantum fallout of two forces clashing... a murderer, a victim.
Doktor Hineman her zaman der ki sizin üçünüzün gördüğü ölümler değil sadece iki gücün çarpışmasından geriye kalan iki şey.
Because, you know, after two years with the problem we know and after the bad story of Marco,
Çünkü 2 yıllık sorundan sonra Marco'nun kötü hikayesi de eklenince kafasının içinde neler olup bittiğini bilemedim.
I mean... could you be happy here, just the two of us?
Yani burada sadece ikimiz varken mutlu olur musun?
- I thought, uh- - - We gave you the name of the man who created the site two hours ago.
Sana iki saat önce siteyi kuran adamın adını verdik.
You know, what's that story about the two sides that were fighting, and then a guy from one side got with a girl from the other side, and their love sort of brought the groups together?
- Neye? Hikâyeyi biliyorsunuz, birbiriyle kavga eden iki grup vardır... Sonra bir taraftan bir adam diğer taraftan bir kızla birlikte olmaya başlar ve onların aşkı iki tarafı da bir araya getirir falan?
On the day of your anniversary you learn two things.
Yıldönümünüzde iki şey öğreniyorsun.
Get used to it because that's all the jury pool knows about you now, that you two are screwing and that's why you killed your parents, because they found out and threatened to cut you out of the will.
Buna alışın çünkü şu an jurinin bildiği tek şey birbirinizi becerdiğiniz ve bunu aileniz öğrenince de sizi mirastan men etmekle tehdit etti ve öldürdünüz.
Maybe you working here can be the beginning of a new chapter between our two families.
Burada çalışman iki aile arasında yeni bir sayfa açılmasına sebep olur belki.
So, as a working woman... the mother of two, not to mention the wife of the governor... how do you do it?
Çalışan bir kadın olarak iki çocuk annesi olarak, vali karısı olmaktan bahsetmiyorum bile bunu nasıl yapıyorsunuz?
But if you're gonna do this to me, if you're gonna drown me, at least take two seconds to listen to the update of your patients.
Sorun yok ama bunu yapmamı istiyorsan, bütün işlerini bana yıkacaksan en azından hastaların son durumunu dinlemek için iki dakikanı ayırabilirsin.
Ok, now, you said you had contact with two of the agents.
Ajanlardan ikisiyle iletişim kurduğunuzu söylediniz.
Because although that may just be a small lexical distinction for you, for me, it'll determine whether I spend my entire evening on the can with two rolls of triple-ply.
Senin için ufak bir sözcüksel ayrım olabilir ama benim için, akşamı klozette iki rulo peçeteyle geçirip geçirmeyeceğimi belirleyecek.
She planted the sibcest photo of you two, had access to the house.
Ensest fotoğrafı sızdırdı, eve erişimi vardı.
You two are the perfect example of why straight people shouldn't be allowed to breed.
Siz ikiniz eşcinsel olmayanların ürememesi için çok iyi örneksiniz.
And count two, which charges you with first-degree murder in the death of Ursula Hapstall?
Ve ikinci madde sizi Ursula Hapstall'ın ölümü ile suçluyor.
According to your wife, during Chuseok holiday two years ago, in the middle of the night, you came home looking suspicious.
Cesedin kimliğini belirlemeye karar verdik. Bir ilan var, bakmak ister misiniz?
Well, I suppose you're going to have to settle for being the queen of two nations, not three.
Sanırım iki ulusun kraliçesi olmaya alışmalısın üç ulusun değil.
Anyone with medical training will tell you that standard operating procedure is to get a sample of the pathogen, grow it, and test against a variety of fungicides over two to four weeks.
Tıp eğitimi almış herkes sana standart prosedürün patojenden örnek alıp geliştirip, çeşitli mantar ilaçlarına karşı ikiden dört haftaya kadar... -... test etmek olduğunu söyler.
the two of us 218
the two 72
the two of them 40
two of you 22
of yours 40
of you 197
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the two 72
the two of them 40
two of you 22
of yours 40
of you 197
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time is now 61
the time has come 121
the time will come 16
the time 110
the three musketeers 30
the truck 50
the truth hurts 29
the truth is 1715
the twins 60
the toilet 49
the time has come 121
the time will come 16
the time 110
the three musketeers 30
the truck 50
the truth hurts 29
the truth is 1715
the twins 60
the toilet 49
the term 42
the time masters 23
the table 26
the train 84
the time is 69
the third 84
the tv 53
the trees 59
the truth will come out 23
the thing is 2099
the time masters 23
the table 26
the train 84
the time is 69
the third 84
the tv 53
the trees 59
the truth will come out 23
the thing is 2099