There a problem tradutor Turco
6,048 parallel translation
Look, is there... is there a problem here?
Bak, burada bir sorunumuz mu var?
Is there a problem, Officer?
- Bir sorun mu var memur bey?
Is there a problem with the Project?
Projeyle ilgili bir sorun mu var?
- Is there a problem?
- Bir sorun mu var?
- Sorry. Is there a problem?
- Afedersiniz, bir sorun mu var?
Is there a problem here, Fusco?
Bir sorun mu var Fusco?
There a problem?
Problem mi var?
There a problem?
- Bir sorun mu var?
Is there a problem?
Bir sorun mu var?
Is there a problem?
Bir problem mi var?
Is there a problem?
Sorun mu var?
There a problem here?
-... bir problem mi var?
Is there a problem?
- Sorun mu var?
- Is there a problem?
- Bir problem mi var?
Is there a problem?
- Bir sorun mu var?
"Is there a problem, officer?" Rag. Ether.
"Bir problem mi var, memur bey?" Mendil, eter.
Is there a problem? Oh, no.
- Bir sorun mu var?
Well, is there a problem at the club?
- Kulüp ile ilgili bir sorun mu var?
Is there a problem?
Ne biliyorsun?
Look, is there a problem here?
Ortada bir sorun mu var?
Is there a problem, Ms. Groves?
Bir sorun mu var Bayan Groves?
Is there a problem, Detective?
- Bir sorun mu var Dedektif?
Is there a problem, sir?
- Bir sorun mu var efendim?
There a problem?
Sorun var mı?
Is there a problem here?
- Bir problem mi var?
- Is there a problem?
- Hayır.
Yeah, there's a problem.
Evet, sorunumuz var.
So, there's... there's a problem with the adoption, with Callie's paperwork.
Bir... Evlat edinmeyle ilgili bir sorun var, Callie'nin evrak işleriyle.
- in case there's a problem.
-... sorun olma ihtimaline karşı.
There's a rat problem...
Fare sorunu var...
First step is admitting there's a problem.
İlk adım bir sorun olduğunu kabul etmektir.
If he knows Ned helped William Goffe there'll be trouble.
Ned'in, William Goffe'a yardım ettiğini öğrenirse problem çıkar.
There's another PR- - there's a bigger problem.
Başka bir problem var. Daha büyük bir problem var.
Is there a problem?
- Teknelerle aram pek iyi değildir de.
There's a slight problem with that plan.
Planınla ilgili küçük bir problem var.
There's a problem with the budget?
Bütçeyle ilgili problem mi var? Pazartesiye kadar hazır olması gerekiyor.
I don't see where there's a problem.
Sorun nerede, anlamıyorum.
I mean, don't-don't you see a problem there?
Yani burada bir sorun görmüyor musun?
If there's a problem, I need to know who you are.
Bir sorun varsa kim olduğunuzu bilmeliyim.
Yeah, there's a problem.
Evet, bir sorun var.
Okay, call me if there's a problem.
Tamam, bir şey olursa bana haber ver.
All passengers get off the bus, there's a problem with the engine.
Lütfen tüm yolcular otobüsten insin, motorda bir sorun var.
If only one of you had made one fucking phone call, or told me there's a problem, you'd have saved her life.
İçinizden birisi bir defalığına telefon ediverseydi ya da bana bir sorunumuz olduğunu söyleseydi, şimdi o kızın hayatı kurtulmuş olurdu.
There's a problem with my half of the money.
Paramızın benim payımda sorun var.
He said they're aware that she wants to settle on the house on Friday but... Well, they feel she ought to know there may be a problem with her account.
Cuma günü ev almak istediğini bildiklerini ama hesabında bir sorun olabileceğini bilmesi gerektiğini söyledi.
If there is interest, dissenting voices will not be a problem.
Ortak bir çıkar varsa muhalif sesler bir sorun oluşturmayacaktır.
Never had a problem before with the tri-county jail, but now that Henry's in there...
Tri-County Hapishanesiyle şimdiye kadar hiç sorun yaşamamıştım, ama şimdi Henry içeride...
At the moment, there is a great discussion. In the scientific community, called the "mind-body problem."
Bu noktada, bilimsel cemiyetimizin içinde adı "Zihin-Vücut Problemi" olan bir sorun ortaya çıkıyor.
There are just a lot of little problems.
Sadece bir sürü küçük problem vardır.
But if you think there is a problem with your wife, what better way to show the fairness of your own administration than by... endorsing me?
Eğer eşiniz ile bir sorunum olduğunu düşünüyorsanız,... beni onaylamaktan çok, yönetimdeki adilliğinizde kullandığınız daha iyi yolları göstermeye ne dersiniz?
Debbie, there's a... bit of a problem.
Debbie, biraz sorun var.
there aren't any 65
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no words 34
there are no 25
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no words 34
there are no 25
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51
there are three 23
there are two 35
there are so many 43
there are people here 16
there are only 79
there are more than 22
there are more 31
there are limits 31
there are people 34
there are too many 26
there are two 35
there are so many 43
there are people here 16
there are only 79
there are more than 22
there are more 31
there are limits 31
there are people 34
there are too many 26