They want me tradutor Turco
4,198 parallel translation
Honestly, it's like they want me to steal the gigantic death ray.
Dürüst olmak gerekirse, sanki büyük ölüm ışınını çalmamı istiyorlar.
- But they want me back on Sunday. - For what?
- Beniyse Pazar günü tekrar çağırdılar.
They want me quiet.
Beni susturmak istiyorlar.
Stop with the pep-talks and telling me everything's gonna be ok,'cause you know what they want me to do next?
Bana yaptığın şu moral konuşmalarından ve her şeyin iyi olacağını söylemekten vazgeç çünkü daha sonra benden yapmamı isteyecekleri şeyi biliyor musun?
They want me to lie.
Yalan söylememi isteyecekler.
They want me to come and see a patient.
Gitmemi ve bir hastayı görmemi istiyorlar.
But they want me to quit. It costs too much.
Çünkü çok masraflı.
They want me to go in for a meeting.
Toplantıya bekliyorlar.
They want me to meet a nice girl.
Güzel bir kızla tanışmamı istiyorlar.
They want me to work tonight.
Bu gece çalışmamı istiyorlar.
They want me to upload a photograph of myself with a shoe on my head as it is a ritual of humiliation for the tribe.
Beni gruba aşağılama ritüeli için başımın üzerinde ayakkabıyla çekilmiş bir fotoğraf göndermemi istiyorlar.
They want me to take a lie detector test.
Beni yalan makinesi testine sokmak istiyorlar.
They want me to take another polygraph tomorrow.
Bana yarın başka bir yalan testi yapmak istiyorlar.
And now they want me in D.C.?
Şimdi de DC'de mi istiyorlar beni?
They want me to run White Collar division?
White Collar birimini yönetmemi mi istiyorlar?
They want me to check in every 15 minutes.
Her 15 dakikada bir beni kontrol edecekler.
They want me to cut it. Make it my first single.
Benim çıkarmamı istiyorlar, ilk single'ım olmasını.
So they want me dead.
Yani benim ölmemi istiyorlar.
- They want me to ignore him.
- Onu görmezden gelmemi.
My mother sent me to a place where they look after you until the child comes and then, if I want, they can take care of the baby.
Annem cocuk olana kadar bize bakacak bir yere yolluyor beni, Sonra, eger isterse, bebegin bakimini ustelenecek.
It sounds like they want to adopt me.
Beni evlât edinmek istiyor gibiydiler.
They want to recall me.
Beni görevimden almak istiyorlar.
The people who gave me this technology, they are very serious and they do not want to be revealed.
Bana bu teknolojiyi veren kişiler çok ciddiler ve ortaya çıkarılmak istemiyorlar.
Now they want to kill me.
Şimdi de beni öldürmek istiyorlar.
That's how I know that they didn't want to get rid of me.
Bunun sayesinde benden aslında kurtulmak istemediklerini biliyorum.
They want to give me the Presidential Medal of Freedom.
Bana Başkanlık Yıldızı Madalyası vermek istiyorlar.
Ryan's dead, and they want to give me a medal.
Ryan öldü ve onlar bana madalya vermek istiyorlar.
They want to replace me.
Beni göndermek istiyorlar.
They didn't want me to be upset.
Üzülmemi istememişlerdir.
Of course they are, because what I want you to do to me is against the law.
Kuşkusuz ediyordur çünkü bana yapmanı istediğim şey yasaya aykırı.
Bureau didn't want me getting sucked into the carnage, so they pulled me off the case.
Büro benim bir kıyımın içinde yer almamı istemedi ve davadan aldı.
I want to catch up with everyone in my class, but they are never going to catch up with me, because I am not a kid anymore and I haven't been for a very long time, and there's no use in trying to get closer to these people.
Çünkü ben artık çocuk değilim, çok uzun bir süredir değilim. Bu insanlarla yakınlaşmaya çalışmanın yararı yok.
Help me prove that people can change if they want to, and we'll all be hanging in no time.
İstedikleri takdirde insanların değişeceğini kanıtlamama yardım edersen sorunumuz kalmaz.
They make me want to puke.
Gördükçe kusasım geliyor.
Listen, I don't want to cause you any more undue stress, but Henry's back in the building, and on a more personal note, they booted me out too.
Dinle, seni daha fazla gereksiz strese sokmak istemem, ama Henry binaya geri geldi,... ve ufacık bir not daha, beni de binadan attılar.
Then they gave them to me in the car but I gave them to grandma because I didn't want them at all.
Sonra çiçekleri arabada bana verdiler. Ama ben anneanneme verdim çünkü çiçekleri istemedim.
Hey, anyone want to tell me when they're getting my niece out of here?
Yeğenimin ne zaman buradan çıkarılacağını söylemek isteyen biri var mı?
Believe me, they want something else entirely.
İnan bana, onlar çok başka bir şey istiyor.
Many of them are still with me, free to do whatever they want, whenever they want to.
Çoğu hâlâ benimle. Ne zaman ne isterlerse yapmakta özgürler.
They didn't want me to change the building away from what it was.
Binanın eski halinin değişmesini istemediler.
Whenever I try to talk to women, they look like they want to punch me.
Ne zaman bir kadınla konuşmaya çalışsam beni dövecek gibi bakıyorlar.
Sir, right now they are not your biggest fans. And trust me, B613 is not the kind of enemy that any world leader would want to have.
Efendim, sizin en sıkı taraftarınız olmadıkları bir gerçek ama inanın, B613 ne sizin ne de herhangi bir dünya liderinin... sahip olmak isteyeceğiniz bir düşman değil.
I helped them in a crisis, and now they want to recruit me.
Bir sorunda onlara yardım ettim. Şimdi beni işe almak istiyorlar.
"Complicated" is what all the married guys tell me when they want to sleep with me.
"Karışık" evli adamların benimle yatmak istediklerinde söyledikleri şey.
It would explain why they didn't want me to get to Dekker.
Dekker'a ulaşmamı neden istemediklerini açıklardı.
I want their info, they're giving it to me straight up.
Bilgilerini istiyorum bana doğrudan veriyorlar.
They're gonna want me even more now.
Beni şimdi daha çok isteyeceklerdir.
And you can threaten me all you want, but they're entitled to representation, and you know that.
İstediğiniz kadar tehdit edin beni, ama temsilcilik hakkına sahipler, ve siz de bunu biliyorsunuz.
I called them about the smut out there and they told me if I didn't want my parents watching then I should spend more time with them.
Bu rezilliği yayınlayan şirketi aradım ve bana ne dediler biliyor musunuz? Ailemin bunları izlemesini istemiyorsam onlarla daha çok vakit geçirmem lazımmış!
They maybe want me to run it.
Belki benim yürütmemi isteyecekler.
Tim called my parents, and they said they didn't want me anymore.
Tim ailemi aramıştı, onlar artık beni istemediklerini söylediler.