This one's nice tradutor Turco
107 parallel translation
This one's quite nice.
Bu oldukça hoştur.
Children always love them and this is an exceptionally nice one.
Çocuklar her zaman bayılırlar, üstelik olağandışı güzelliği olan bir parça.
This one's nice And it's worth the price
Bu da çok hoş Fiyatı da makul
Now I think this one's nice.
- Sanırım, bu güzel olan.
Besides, it's awfully late, so if you'll keep quiet about all this, we'll put Harry back in the morning, nice and clean, and no one will be any the wiser.
Çok geç oldu. Eğer bu konuda konuşmazsanız yarın sabah Harry'i tertemiz gömeriz. En akıllıca olanı bu.
There's an awful lot of nice people in this world, Monk, and I just wanna be one of them.
Dünyada birçok iyi insan var Monk ve ben onlardan biriyim.
Do this nice and clean, so no one's embarrassed.
Uslu davran, kimse mahcup olmasın.
This one's nice.
Bu güzel.
One of the nice things about doing this telethon in addition to raising money, is discovering new talent.
Bayanlar baylar, bu bağış programının güzel tarafı yani para toplamak dışında, yeni yetenekleri de keşfetmek.
- This one's nice too.
Bu da güzelmiş.
This one's nice :
Bak bu güzel :
AND I SAW THIS TANK DRIVE UP AND ONE OF DINSDALE'S BOYS GETS OUT AND HE COMES UP, ALL NICE AND FRIENDLY LIKE AND SAYS DINSDALE WANTS TO HAVE A TALK WITH ME.
Dinsdale'in adamlarından biri çıktı kibar ve dostça bana doğru geldi ve Dinsdale'in benimle konuşmak istediğini söyledi.
This ain't such a nice song but it's the only one I know well enough I can sing drunk.
Bu o kadar iyi bir şarkı değil ama sarhoşken bile sözlerini hatırladığım tek şarkı.
I ain't felt the call yet, but if I was to meet a gal as nice and pretty as this one here I expect I could be persuaded.
Daha kararımı vermedim. Ama buradaki gibi güzel ve hoş bir bayanla tanışmış olsaydım, ikna edici biri olmayı umardım.
- A little blurry, but this one's very nice.
- Biraz flu ama çok güzel. - Öyle.
- Or I could always wear this one. - That's nice.
- Ya da bunu giyebilirim.
This one used to be a nice town, but now it's beautiful.
burası güzel bir şehirdi, ama artık çok daha güzel.
Let's be nice to her this one time.
Bir seferlik Kelly'ye iyi davranalım.
- This one's nice.
Güzele benziyor.
Nice try, Smallville, but this one's mine.
Ama bu iş benim.
Oh, oh, that's nice. No one's ever touched me like this before.
Kimse bana daha önce böyle dokunmadı.
It's nice to know we have at least one friend in this town.
Bu kasabada en azından bir arkadaşımız olduğunu bilmek güzel.
This one's nice and secluded on the end of the cul-de-sac with woods behind.
Burası güzel ve sakin bir ev. Arkasında ağaçları ile bir bahçesi var. Balık tutar mısın?
- That's really nice. - Let's ty this one.
Şimdi de bunu açalım.
I thought it would be nice at this point Having done tHe Leone pictures and Higb plains Drifter but this was one where tbere's more saga-esque tban a Iot of tbe films I bad done before.
Leone filmlerinde ve Avare'de oynadıktan sonra... bunda oynamamın iyi olacağını düşündüm... ama bu filmde... daha önce çektiğim pek çok filmde olduğundan daha çok destansılık vardı.
Be nice if this paint transfer had just one special property.
Lütfen bu boya kalıntısı özel bir modele ait olsun.
This one's nice. I like it.
Bu güzelmiş, bunu beğendim.
This one's nice. Or maybe you want First Contact.
Şu güzel... ya da belki bunu istersin "İlk Temas"
This one's nice.
Hayır, bu Lucy değil.
It's nice when she gets up in the morning... like she comes and wakes you up, and you look at her... and she has this very special smile on her face... and she leans to me like this... looks at you, and as soon as you open your eyes... one day she says to me, "I love you to the moon."
Sabah uyurken beni uyandırmak için yanıma gelir. - Ona bakarım ve çok özel bir gülüşünü görürüm. - üzünü bna doğru bu şekilde yatırır.
This one came out real nice.
Bu gerçek gibi çıkmış.
There's a really good reason for all of this, and one day you guys are gonna sit down at a nice seafood dinner and laugh about this, but until then, you really need to trust her.
Tüm bunlar için gerçekten iyi bir sebebi var, bir gün siz ikiniz bir deniz restoranına oturacaksınız ve bunları hatırlayıp güleceksiniz, fakat o zamana kadar ona gerçekten güvenmelisin.
I appreciate all the anger that's in this room, and God knows I'm not one to shy away from a fight, but I suggest that instead of starting a union, we form a special committee to maybe paint Mr. Cochran's house so he'll want to be nice to us.
ve Tanrı biliyor ki... böylece bizi anlayacaktır.
- No one's ever been this nice to me.
Hem, şimdiye kadar kimse bana, bu kadar iyi davranmamıştı.
- No one's ever been this nice to me.
Hiç kimse bana bu kadar, iyi davranmamıştı.
- No one's ever been this nice to me.
Kimse bana bu kadar iyi davranmamıştı.
This one's trained up nice and docile.
Bu eğitimli güzel ve uysal.
- This one's nice too.
- Bu da güzel.
I had my reasons for wanting this job, one of them, was working with you and please, do not say that's nice.
Benim de bu iş için. Biri, seninle çalışmaktı. Lütfen, "Çok hoş" deme.
This is Hyde's fault'cause he's the one who got dumped by Jackie, so we had to be nice to him.
Herşey Hyde'ın suçu! Jackie'den ayrılan oydu.. Biz de ona karşı iyi olmaya çalıştık.
I'm not sure. I found this in one of Sophie's old tins... and I just thought it would be nice to do it in - in her memory.
Sophie'nin eski kutularından birinde buldum... ve onun anısına demleyeyim hoş olur diye düşündüm.
This one's really nice.
Bu gerçekten hoş.
Well, it's nice to see that one person in this department doesn't think i'm crazy.
Bu departmandan birisinin benim deli olmadığımı düşünmesi güzel.
Oh, this one's kind of nice.
Şu güzel gözüküyor.
This one's nice and dry.
Güzel ve kuru.
Oh, that's nice. This one's from Tanya in France.
Tanya Fransa'dan yollamış.
you know, there's something really sort of nice about this one.
Bu da güzel bence.
This one's mean and this one's nice.
Bu kötü, bu da iyi.
This one's nice, too.
Bu da öyle.
This one is nice too, there's a 20 % discount
Bu da fena değil % 20 indirimli.
But... this one's nice.
Yine de... Bu seferki hoştu.
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's different 27
this one's my favorite 23
this one's special 17
this one's called 26
this one's mine 73
this one's yours 39
this one's 37
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's different 27
this one's my favorite 23
this one's special 17
this one's called 26
this one's mine 73
this one's yours 39
this one's 37
this one's good 21
nice 6605
nicely done 303
nice to meet you 4926
nicely 34
nicer 18
nice try 940
nice to meet you too 134
nice job 563
nice to see you 972
nice 6605
nicely done 303
nice to meet you 4926
nicely 34
nicer 18
nice try 940
nice to meet you too 134
nice job 563
nice to see you 972
nice one 592
nice shot 303
nice guy 145
nice meeting you 395
nice shoes 81
nice and easy 314
nice talking to you 103
nice hat 67
nice catch 108
nice to see you again 321
nice shot 303
nice guy 145
nice meeting you 395
nice shoes 81
nice and easy 314
nice talking to you 103
nice hat 67
nice catch 108
nice to see you again 321
nice car 134
nice place 288
nice move 87
nice to see you too 69
nice work 1264
nice shirt 88
nice dress 74
nice outfit 80
nice house 87
nice moves 29
nice place 288
nice move 87
nice to see you too 69
nice work 1264
nice shirt 88
nice dress 74
nice outfit 80
nice house 87
nice moves 29