Turn around tradutor Turco
10,768 parallel translation
So, wherever you are, turn around, come back, and get me the fuck out of here!
Yani her neredeysen derhal geri dönüp buraya gel ve beni buradan kurtar!
You need to turn around and walk out of here.
Arkanı dön, basıp git.
Step away from the window. Turn around.
Arkanı dön.
Turn around.
Geri dön.
Turn around and get on your knees.
Dön arkanı ve dizlerinin üzerine çök.
Turn around.
Arkanızı dönün.
So anything at this point that the director would like to change, this is the time that he has to turn around and say,
Yani yönetmenin değiştirmek istediği bir şey olursa şu an bu isteklerini söylemenin tam sırası.
Whatever you do, don't turn around.
Sakın arkanı dönme.
Turn around.
İşte orada. Arkanı dön.
Why would a firm that's been with me for a decade just suddenly turn around and leave?
On yıldır bizimle olan bir müvekkil durup dururken neden ayrılsın?
If you're still here when I turn around, I'm the one who's gonna be calling the cops.
Eğer arkamı döndüğümde hala burada olursan polis çağıran ben olurum.
And if we don't find a way down, we'll turn around, okay?
Olur da aşağı inecek bir yol bulamazsak, etrafından dolaşırız.
Turn around.
Arkanı dön.
Turn around.
Dön arkanı.
Turn around!
Dön dedim!
Turn around, Leia!
Arkanı dön, Leia!
Now, turn around and go.
Şimdi, ileriden dönüş yapın ve buradan gidin.
♪ Wouldn't turn around and break it ♪ Thank you, John.
Teşekkür ederim John.
We can turn around and walk out of here right now.
Şu an arkamızı dönüp buradan hemen çekip gidebiliriz.
I barely had a chance to turn around before it bit me.
Kafamı o tarafa çevirir çevirmez beni ısırdı.
Turn around.
- Arkanı dön.
Turn around.
Arkanı dön dedim.
Turn around.
- Arkanızı dönün.
Turn around!
Arkanı dön.
This day is about to turn around.
Bugün tersine dönmek üzere.
Don't turn around.
Arkanı dönme.
I'm sorry, ma'am, but unless you have a wristband or a dispensation form, I'm gonna have to ask you to turn around.
Pardon bayan ama kolunuzda bilekliğiniz ve ve idari bir belgeniz olmadıkça sizden geri dönmenizi isteyeceğim.
When I turn around.
Döndüğümde görünür.
♪ I turn around and you're gone ♪
# Arkamı döndüm ve sen gitmiştin
Just turn around and pretend you're having a conversation.
Sadece arkanı dön ve konuşuyormuş gibi yap.
Turn around, slowly!
Yavaşça arkanı dön!
"You guys have to focus on a low-end Mac because that's what's going to turn the company around."
"Uygun fiyatlı bir Mac'e odaklanmalısınız çünkü şirketi düzlüğe çıkaracak şey budur" diyordu.
- Turn the jeep around!
- Cipi geri döndür!
Could turn your whole life around.
Tum hayatını degistirebiliyor..
Around the final turn they come.
Final tura geldiler.
Pay or turn back around.
Öde veya yol al.
Turn it around!
Geri döndür şunu!
Turn around!
Döndür!
- Uh, uh, uh, turn it around, ninja warrior.
Uh, uh, uh, ninja savaşçı, arkanı dön.
Turn it around.
Çevirip çek, çevirip.
You can turn this all around, Ray.
Her şeyi tersine çevirebilirsin, Ray.
Didn't turn up any prints around his neck.
Boynunda herhangi bir ize rastlamadım.
Here, let me turn your foot back around.
Dur da ayaklarını düzelteyim.
Turn your car around and get out of here.
Arabanı çevir ve git buradan.
When it would hit the fan so bad, that there's no other choice but to turn it around, wind up in lockup, or dead.
Girdiği yoldan dönmek zorundadır. Ya hapse girecektir ya da ölecektir.
Brett would say, "That's when you can get them, Dan. " That's when you can turn them around. "
Brett hep şöyle derdi, "O an geldiğinde onlara ulaşabilirsin Dan girdikleri kötü yoldan çıkmalarını sağlayabilirsin."
Huh. I'm gonna turn these bottles around so that way, people can't read the labels.
Şişeleri ters çeviriyorum bu sayede insanlar etiketleri okuyamayacak.
He was... he was slamming around the turn, laying down a perfect stripe, you know?
Hızlıca bir dönüş yapıyordu, böyle çizgi çizgi yaparlar, bilirsiniz.
We can turn this around on him, you and me right now.
Bunu ona karşı çevirebiliriz sen ve ben, şimdi.
But you need to turn our ship around.
Gemimizi geri döndürmen gerek.
They wanted to shut the deal down, turn the ship around.
Anlaşmayı iptal edip, gemiyi geri döndürmek istediler.
turn around slowly 34
around 956
around the world 31
around the corner 75
around noon 17
around me 18
around midnight 41
around here 182
around money 20
turn off the camera 22
around 956
around the world 31
around the corner 75
around noon 17
around me 18
around midnight 41
around here 182
around money 20
turn off the camera 22
turn right 195
turn it off 866
turn off the lights 57
turn on the light 36
turn it around 56
turn the page 31
turn left 178
turn on the lights 56
turn it up 174
turn back 89
turn it off 866
turn off the lights 57
turn on the light 36
turn it around 56
turn the page 31
turn left 178
turn on the lights 56
turn it up 174
turn back 89