English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / Turn on the tv

Turn on the tv tradutor Turco

304 parallel translation
You can't turn on the TV without seeing kids dancing.
Televizyonda sürekli çocuklar dans ediyor.
Turn on the TV.
Televizyonu aç.
MAY I TURN ON THE TV?
TV açmamın sakıncası var mı?
I'd turn on the TV in the morning, I'd eat dinner in front of it every night eyes glued, hoping to catch a glimpse of you on the news and then praying I wouldn't.
Sabahları televizyonu açar, her gece onun karşısında yemek yerdim. Gözümü kırpmadan, haberlerde sana rastlamayı umut eder... ama rastlamamak için dua ederdim.
Hey, do you mind if we turn on the TV?
Müsaadenizle televizyonu açacağım.
I suggest we just turn on the TV, hang a do not disturb sign on the door go outside then figure out what to do.
Televizyonu açıp kapıya "Rahatsız etmeyin" tabelasını asmamızı dışarı çıkıp ne yapacağımıza karar vermemizi öneriyorum.
I guess I'll turn on the TV.
Televizyonu açayım bari.
Every Saturday when we turn on the TV to watch we see players wearing the blue and gold.
Her cumartesi maç için TV'yi açtığımızda sahada formalı çok oyuncu oluyor. - Sen olmuyorsun ama.
We should turn on the TV and see what the damage is.
Televizyonu açıp, hasar var mı, ona bakalım.
I even turn on the TV at home so it feels like there's someone else there.
Ben bunu yapamam. Evde biri varmış gibi hissedeyim diye televizyonu açarım.
Officer, could you do me a favor and turn on the TV?
Memur bey, bir iyilik yapıp, televizyonu bir açar mısınız?
And I'm gonna turn on the TV... and there Bryant Gumbel will be, and he'll say... " Today we have with us...
- Televizyonu açacağım ve Bryant Gumbel " Yanımızda Pulitzer Ödüllü belgeselci...
Al, turn on the TV.
Al, televizyonu aç.
- Turn on the TV.
- Televizyonu aç.
You turn on the TV, there's an ear operation.
Televizyonu açıyorsunuz ve karşınıza bir kulak ameliyatı çıkıyor.
Never turn on the TV when Father Jack's asleep.
Peder Jack uyurken asla TV'yi açma.
Turn on the TV. Channel 3.
Televizyonu aç, kanal 3'ü.
You know, I've been thinking about this. Every time I turn on the Tv or open a magazine, I see people like me.
Düşünüyorum da, ne zaman televizyonu açsam ya da dergiye baksam, hep bana benzer insanlar görüyorum.
Go back to the bunker, turn on the TV... and wait for my signal.
Sığınağa git TV yi aç... Ve işaretimi bekle.
But then I turn on the TV, and there he is on every lousy channel.
Sonra televizyonu açtım ve oradaydı bütün kanallarda.
Watch me turn on the TV.
Bakın TV'yi nasıl açıyorum.
I get up late and usually turn on the TV, Sort of as a reflex.
Genelde geç kalkar ve bir refleks gibi TV'yi açarım.
Turn on the TV...
Televizyonu aç.
Turn on the TV, Lise.
Televizyonu aç, Lisa.
- Turn on the tv..., kill the men... - Man!
- Televizyonu aç..., adamları öldür...
And then you turn on the TV, and there's just more of it.
Sonra TV'yi açıyorsunuz ve daha fazlası ile karşılaşıyorsunuz.
You know, I've thought about it, Harrison... when I turn on the TV I wish I could watch CNN... and feel like it doesn't affect me personally.
Biliyorsun, düşünüyordum... CNN'i seyretmek isterdim. Kişisel olarak kendimi içinde hissetmeden.
Should I turn on the TV?
Televizyonu açayım mı?
Turn the TV back on.
Televizyonu açın.
One of those amongst to who insist the six episode should be beauty in black and white, well, you turn down the color on your tv.
İçinizden hala 6 bölümün siyah beyaz daha güzel olacağı konusunda ısrar eden olursa, televizyonun rengini kısabilirsiniz.
National TV, and he catches the ball and he doesn't bother to get out of the way, he just runs over everybody, ( imitates rushing sound ) for a TD and turn around and the camera's on him
Onu televizyonda seyredersiniz. Topu kapar ve kimseyi umursamadan koşar. Kameralar ona döner ve o der ki, "Merhaba anne!"
- Who? - Wanna turn on the TV?
Kim?
Tomorrow night, shortly after dinner, I'll turn the TV on.
Yarın akşam, yemekten hemen sonra, televizyonu açacağım.
People who stay inside, double-lock their doors... and turn the TV up as loud as they can... so they won't be able to hear what's really going on.
İnsanlar evde kalıp, kapılarını iki kere kilitleyip, TV'nin sesini açıyorlar, böylece olanları duymuyorlar.
I'll turn the TV on for you!
- Tv'yi açayım senin için.
So, grab your fire extinguishers, turn the TV on. It's DTV time!
yangın söndürücülerinizi alın tv'yi açın dans tv zamanı!
Don't ever turn the TV on, boy, I'll be there. I'll be there waiting for you. I'll look over your shoulder, you little bastard.
Sakın televizyonunu açma, seni orada bekliyor olacağım.
You give me that ice cream every two hours, give me that morphine about... every ten minutes, and turn on the fucking TV.
Her iki saatte bir dondurmayı verin morfini de yaklaşık on dakikada bir ve açın şu siktiğimin televizyonunu.
She'll turn the TV on.
Televizyonu açacak.
I turn on the goddamn TV and I hear his voice, ya-ta-ta-ta, at me all the time!
Lanet TV de bile onun sesi var, ya-ta-ta-ta, her an benimle!
Now turn the TV back on.
TV'yi aç.
Turn the TV back on.
Televizyonu aç.
Dad once told me about the old days. People would actually walk over to the TV and turn it on.
Babam bir keresinde televizyonu yanına kadar gidip açtıkları eski günlerden bahsetmişti.
I was gonna turn on the TV.
Televizyonu açacaktım.
If they prefer to be lied to, they can just turn on the television.
Yalan istiyorlarsa, TV izlesinler.
Go for a walk or C : Pour a drink and turn on the ball game? "
İçki koyup TV'de maç izler. "
You won't be able to turn on a TV, board a bus open a lunch box, or put on your own underwear without seeing the Gorgonites raging war with the Commando Elite!
Televizyonu açtığınızda, otobüse bindiğinizde... sefertasınızı açtığınızda ya da don giyerken... Gorgonitler ve Elit Komandoların savaşıyla karşılaşacaksınız.
First turn the power on, then press 'TV', then select Channel 4...
Önce aç, sonra TV'ye bas daha sonra Kanal 4'ü seç.
Angel's in front of the TV with a big blood belly, dreaming'of the glory days..... when Buffy thought this creature - of-the-night routine was a turn-on.
Angel ise koca kan göbegiyle sürekli televizyonun karşısında oturacaktı. Angel eski güzel günlerini hayal ederken Buffy "gecelerin yaratığı" numarasının hâlâ çekici olduğunu düşünüyor olacaktı.
I want you to leave the TV on I want you to sleep with it on in the bedroom until I call you and tell you can turn it off
Televizyonu açık bırakmanı ve ben seni arayıp kapatmanı söyleyinceye kadar yatak odasında o şekilde uyumanı istiyorum.
Come on. I mean, he can't just ignore you all night, stay glued to the TV like some zombie... and then expect you to turn it on like a lightbulb.
Anlatmak istediğim, seni bütün gece rahatsız edemez, bir tür zombi gibi TV'nin başına yapıştın kalamaz... ve sonra seni ampule döndürmesini bekleyemezsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]