Way better tradutor Turco
4,933 parallel translation
I thought you did great, way better than me.
Bence harikaydın yani benden çok daha iyiydin.
You were way better than her.
Sen ondan çok daha iyiydin.
You're way better than he deserves.
Onun hak ettiğinden çok daha fazlasın.
Like, way better.
Çok daha iyiyim.
- I deserve way better. - [Sighs]
Çok daha iyisini hakediyorum.
I came up with a way better game.
Daha iyi bir eğlence buldum.
No. You're way better in bed.
Hayır yol daha iyisin Yatakta.
I mean, you're a way better cuddle buddy than Laura.
Yani, sen Bir yol daha iyi kucaklamak dostum Laura daha.
Way better than the rest of his other compression plays, which I apologize for not telling you about.
Diğer sıkıştırma şirketlerinden çok daha iyi ki sana söylemediğim için özür diliyorum.
That wanted picture of you looks way better
Duvarlardaki resmin normal halinden daha iyi.
- Whoa, that's way better!
- Bu çok daha iyiymiş!
And he was way better than you!
Senden çok da iyi sikti beni.
- Which is why Christianity is a way better deal.
İşte bu yüzden Hristiyanlık daha avantajlı!
It's actually way, way better.
Aslında hayallerimin çok çok ötesinde.
Come on! My grandmama can do way better than that.
Ninem bile daha iyisini yapardı.
But you know a better way to express your anger.
Ama öfkeni beyan etmek için daha iyi bir yöntem biliyorsun.
And when they started to malfunction, the powers that be quietly decided in some back room that... the logic-based MXs were... the better way to go.
Ve hata vermeye başladıklarında, güçlü konumda bulunanlar sesizce, gizli odalarda, mantığa dayalı MX'lerin daha iyi olduğuna karar verdi.
I have no better way to explain how the redcoats even learned about- -
İngilizlerin burayı nasıl öğrendiğine dair daha iyi bir açıklamam yok...
What better way to apologize to America than to first say I'm sorry to her sad little face?
Amerika'dan özür dilerken öncelikle o küçük üzgün kızın yüzüne bakarak af dilemekten daha iyi ne olabilir?
Corbin always said it was better that way.
Corbin hep böylesi daha iyi demişti.
What better way to announce our coming out as a couple than a choreographed dance number?
İlişkimizi açıklamak için kareografik bir dans gösterisinden daha iyi bir yol var mı?
You better get a ski mask and a getaway car because that's the only way we gonna be able to afford four babies.
Bir maske ve çalinti araba ayarlasan iyi olur, ancak o sekilde 4 bebege bakmaya gücümüz yeter.
We'd better find a way to make him feel welcome.
O halde yabancılık çekmemesini sağlayacak bir yol bulsak iyi olur.
What better way to cover his tracks than disappear in a fire.
İzlerini gizleyip, yangınla ortadan kaybolmaktan daha iyi bir yol olabilir mi?
What better way to find the true age of the earth than with the uranium atom?
Dünya'nın gerçek yaşını bulmanın, uranyum atomundan daha iyi bir yolu var mı?
- It's better than that way.
- Bu taraftan gitsek daha iyi.
Can you think of a better way to stop the bloodshed?
Bu kanı durdurmanın daha iyi bir yolunu biliyor musun?
There's got to be a better way to make a living.
Ekmek kazanmak için daha iyi şeyler var.
I wanna get to know you better, and I don't want anything to get in the way of that.
Seni daha yakından tanımak istiyorum bu yolda önümüze çıkan bir şeyin olmamasını istiyorum.
What better way to warn you of Nostradamus's visions, than by fulfilling his latest prophecy?
Seni Nostradamus'un görülerine inandırmak için, sonuncusunun gerçekleşmesini sağlamaktan daha iyi bir yol var mıydı?
But you can find a better way to live with this.
Ama daha iyi bir bulabilirsiniz Bu yaşamak için bir yol.
And with everyone assuming that Jordan was the one with the telekinetic abilities, what better way to throw people off his scent?
Ve herkesin güçlere sahip olanın Jordan olduğunu sanması sayesinde bu işten kolayca paçasını kurtarabilecekti.
You better find another way to make some cash,'cause today ain't your payday.
Para kazanmanın başka bir yolunu bulsan iyi olur. Çünkü bugün senin için ödeme günü değil.
Make friends with the hotel managers, figure out a way we can be better than the competition.
Otel müdürleriyle dost olmam rekâbette öne geçmek için bir şeyler ayarlamam gerekiyor.
♪ looking for a better way ♪ ♪ for me ♪
Kendim için daha iyi yollar arıyorum
There's a better way of saying that.
Bunu söylemenin daha iyi yolları var.
And you better hope she stays that way.
Ve dua et yaşamaya devam etsin.
So, what better way to reconnect than by working together every day?
Birbirimizle kaynaşmanın her gün beraber çalışmaktan daha iyi bir yolu olabilir mi?
You better not stand in the way of this.
- Bana engel olmazsan iyi edersin.
Neither have I. The way I figure, with both of us riding, it gives us a better chance to win that Harrison Bear there for Noel.
Ben de. İkimiz de yarışırsak o Harrison Ayısı'nı Noel için kazanabiliriz.
There's gotta be a better way to get your Christmas shopping done.
Noel alışverişinin daha kolay bir yolu olmalı.
Choose a better way.
Daha iyi bir yol seç.
In what way "better"?
Nasıl "daha iyi"?
Besides, what better way to hide from the FBI than a place that is impossible to find?
Ayrıca, FBI'dan saklanmak için bulunması imkânsız bir yerden daha güzel neresi olabilir?
What better way to say "Sorry for bringing bedbugs into the house", than by pre-planning the design of a much-needed loft workspace.
"Eve tahtakurusu getirdiğim için özür dilerim" demenin en iyi yolu fazlasıyla ihtiyaç duyulan Bir çalışma alanını planlamak olsa gerek.
All right. We gotta find a better way to get some intel on these Espheni positions.
Pekâlâ, Espheni'nin konumlarında bazı istihbari bilgileri almak için daha iyi bir yol bulmalıyız.
'Cause I've got a better way.
Çünkü daha iyi bir yol biliyorum.
I wouldn't ask if I knew a better way to do this.
Dinle. Daha iyi bir yolunu bilsem bunu gerçekten istemezdim.
The only way to cut into their market share is by doing what they do better or cheaper or both, and you can do that if you stick with what you've got.
Piyasadan pay almanın tek yolunun onların yaptıklarından daha iyi veya daha ucuzunu ya da her ikisini de yapmak olduğunu ve elindekiyle yetinirsen bunu yapabileceğini biliyorsun.
Me? I prefer it that way because the sex is better when you don't complicate it.
Açıkçası ben öyle olmasını tercih ediyorum çünkü başka şeyler dahil olmadığında seks daha iyi oluyor.
Eva, you'd better hurry because we've got to get petrol on the way.
Eva, acele etsen iyi olur çünkü benzin alacağız daha yolda.
better 1689
better safe than sorry 106
better than sex 19
better than me 42
better luck next time 114
better watch out 24
better than ever 45
better late than never 142
better you than me 22
better than what 22
better safe than sorry 106
better than sex 19
better than me 42
better luck next time 114
better watch out 24
better than ever 45
better late than never 142
better you than me 22
better than what 22
better than you 74
better than nothing 32
better than good 18
better than anyone 25
better than 39
better be careful 25
better get going 29
better and better 18
better still 66
better not 94
better than nothing 32
better than good 18
better than anyone 25
better than 39
better be careful 25
better get going 29
better and better 18
better still 66
better not 94
better than okay 22
better than that 75
better go 43
better yet 239
better now 93
better idea 20
better be good 17
better be 31
better hurry up 22
better hurry 60
better than that 75
better go 43
better yet 239
better now 93
better idea 20
better be good 17
better be 31
better hurry up 22
better hurry 60