English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / Better yet

Better yet tradutor Turco

925 parallel translation
Better yet, in the reservoir.
En iyisi su deposuna.
Better yet, go and find him.
Daha da iyisi, gidip bulun onu.
Or better yet, why don't you come out and see for yourself.
En iyisi, neden kendin gelip görmüyorsun?
well, that's better yet.
Daha iyi o zaman.
Don't do like I do, do like I say. Better yet, do like she say.
dediğim gibi yapın.
Next time there's a mix-up, you'd better stop him or I'll bust you to a cowhand. Better yet, I'll fire you.
Bir dahaki sefere onu durdursan iyi olur yoksa kendini yine çoban olarak bulursun.
Is Mommy better yet, Daddy?
Annem iyileşmedi mi, babacığım?
Or better yet, why don't you bring it up?
Ya da daha iyisi neden kendin getirmiyorsun?
Better, better yet, please cast me aside.
En iyisi, en iyisi sen beni bir yana bırak.
Or better yet, we'll travel as fast as possible to Vienna. Come.
Daha iyisi, derhal Viyana'ya gidelim.
- Or better yet... let them try me for...!
- Ya da daha iyisi beni bunun için de yargılasınlar.
Better yet, we'll hire a carriage and ride through town...
Hatta ne yapalım biliyor musun? Bir arabaya atlayalım ve birlikte turist gibi bir şehir turu yapalım tamam mı?
Let me give it away. Or better yet, destroy it.
En iyisi yok edeyim mi?
Or better yet, we'll call a plumber.
Ya da en iyisi bir tesisatçı çağırırız.
- Better yet.Save the bullet.
- Şimdi halletmek iyi olacak.Mermiden tasarruf ederiz.
Better yet, lie down.
İyisi mi, yat aşağı.
Or better yet, in terms of money.
Ya da daha doğrusu, kazandırdığı paraya göre.
Or better yet I could get it for myself.
Ya da daha iyisi kendim alabilirim.
Better yet, that he come in person.
Birebir görüşmeniz, şu an için daha iyi.
- Better yet in the USA.
- Henüz Amerika kadar iyi değil.
Now, Demme, give a yell every now and then. Better yet, give an owl's hoot. That way, we'll be sure to find you.
Demy, arada bir bağır, hatta baykuş gibi öt ki yerinden emin olalım.
We cancel it and go quietly off to bed or better yet, to the Bolshoï opening!
İptal edip usluca yatağa gideriz veya daha iyisi, Bolşoy açılışına!
Better yet, eliminate them when they're born.
Aslında en iyisi, doğdukları anda imha etmek.
Better yet, I think I'm crazy!
Daha doğrusu ben deliyim!
Better yet, a crew that nobody knows.
Daha da iyisi, kimsenin tanımadığı bir ekip.
You might, from your appearance, be the wife of Lucifer yet you shall not get the better of me.
Görünüşünden belli ki şeytanın karısısın ama yine de bana galip gelemezsin.
Here's a new one. I just thought maybe if you weren't asleep yet, you'd better have it.
Henüz uyumamışsan bunu sana vermenin daha iyi olacağını düşündüm.
I don't think you'd better go yet.
Bence gitme zamanınız gelmedi daha.
No man ever got the better of me... yet.
- Daha beni alt edecek bir erkek çıkmadı.
He'd better rest a bit longer. You daren't move him yet.
Biraz daha dinlense iyi olur.
I am myself indifferent honest, but yet I could accuse me of such things that it were better my mother had not born me.
Ben doğru adamımdır az çok, yine de öyle şeylerle suçlayabilirim ki kendimi anam doğurmasaydı keşke derim.
- On film, it'll be better yet.
Önce filmde görmeliyim. - Filmde, daha da güzel olacak.
Yet already I know this country better than you.
Yine de bu ülkeyi senden iyi biliyorum.
If not, better yet.
Dönmezse daha iyi.
I think you'd better rest now. Not too much excitement just yet.
En iyisi sen biraz dinlen, bu kadar heyecan yeter.
My father is a butcher. Better yet!
Daha da iyi!
Speak quietly, it's better that they don't know yet.
Sessiz konuş, henüz bilmemeleri daha iyi.
Not yet, and that's why you'd better get out of this bed.
Henüz değil ve sen bu yataktan çıksan iyi olacak.
Thank you, it's terribly considerate and kind of you, and I appreciate it, and I've always said there should be a closer interrelationship between the student and the faculty based on better learning, yet the Purple Pit is off limits to the faculty of the university.
Teşekkür ederim. Çok düşünceli ve naziksin. Memnun oldum.
- I better go. - You haven't seen anything yet.
Ve yemin ederim bir daha asla bu hayvanat bahçesine ayak basmayacağım!
You wanna ride that wagon for a while yet. you better let me fix it right.
Bu arabayı bir müddet daha sürmek istiyorsunuz, doğru dürüst tamir etmem için zaman tanıyın.
Not yet, but maybe something better.
Daha değil, ama belki daha iyisi oldu.
"deliberate council, but for better council yet... " that which is privy to the King's person.
Kralı şahsen ilgilendiren özel meselelerde de... daha isabetli tavsiyelerde bulunacağına güvenmektedir.
Well, we artists, we love praise, yet we love truth better.
Biz sanatçılar övülmeyi severiz, ama gerçeği duymak daha iyidir.
There was no one better in his day and there's work in him yet.
Bu zamanda onun gibisi zor bulunur ve tabi onun kadar çalışanı.
You'd better not activate the unit yet.
Şimdilik faaliyete sokma o zaman.
Well, you better let Desiree fight her own battles, because she ain't lost one yet, pal.
Bence bırak, Desiree kendi savaşını kendi yapsın. Bu güne kadar hiç birini kaybetmedi, dostum.
And yet I feel I... I know him better than my own soul.
Ancak sanırım onu onu kendi ruhumdan bile daha iyi tanıyorum.
THE SUN WAS NOT UP YET We'll get to the city together, and take the train from there. You'd better wait, will you?
GÜNEŞ DAHA DOĞMADAN
No, it is better not to know - and yet-there may be hope
Hayır, bilmemek daha iyi. En azından bir umut olabilir.
Better not come out just yet.
- Henüz çıkman iyi olmaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]