We got a situation tradutor Turco
500 parallel translation
Chief, we got a situation here that is absolutely incredible.
Şef, şu anda inanılmaz bir durumdayız.
- We got a situation.
- Ben Jerr. Burada bir mesele var.
We got a situation up blue team sighted.
- Eski Jip'in yanında bir durum var.
- We got a situation over here!
- Burada bir sorunumuz var!
I think we got a situation developing on the southbound lane.
Sanırım güneye giden yolda bir olay gelişiyor.
We got a situation here.
Bir sorunumuz var.
We got a situation here that you need to know about.
Bilmen gereken bir durum var.
Now, Mr. Parrish... We've got here what you might call a peculiar situation.
Şimdi, Bay Parrish... farklı bir durumla karşı karşıyayız diyebilirsiniz.
Looks like we've got a situation here.
Burada bir durum var gibi.
I've known other girls in the same situation toss it off with bad jokes like, "I've got a bun in the oven", or "Captain, we've got an extra passenger on board."
Bu güne kadar seninle aynı durum da, "fırında çörek var" ya da "kaptan ekstra bir yolcumuz var" gibi kötü şakalar yapan kızları çok gördüm.
Teresa, I didn't mean that, but we've got a situation right now.
Teresa, özür, öyle demek istemedim, şu anda zor bir durum var.
I guess we got ourselves a situation.
Sanırım bu iyi bir durum.
The moat there is solid situation is unclear We have to plan again Our troops retreated, you've got to have a plan
Hendek çok sağlam Durum ise bulanık iyi plan yapmalıyız birliklerimiz geri çekildi, plan için zamanımız olacak mı?
Yes. We've got a situation up here.
Burada bir sorunumuz var.
We've got a... a situation down here.
Burada bir sorunumuz vardı.
We've got a situation out here.
Burada bir sorunumuz var. İnsanları sakin tut.
We've got a situation...
Bir sorunumuz var Çavuş Doberman hemen dönecek!
We got a minor situation out here!
Tüm kapılar kilitlenmiş.
Johnson, we've got a bad situation out here.
Johnson, burada durumlar kötü.
We got a business situation here. These independents get too big, that comes out of our end.
Bu başıboşlar işlerini büyütürse, sonumuzu getirirler demektir.
Murdock, we've got a situation here.
Murdock, burada önemli bir meselemiz var.
We've got a break situation here.
Kaçak durumu söz konusu.
We got a real urgent situation.
Çok acil bir mesele var da.
We've got a touchy situation with these rebels.
Bizim bu isyancılar ile aramızda hassas bir durum var.
Ground, this is Air 4, we got a bad situation.
Yerdekiler, burası Hava 3, kötü durumdayız.
We've got a bad situation here.
Buralarda durum çok kötü.
Can't you see we've got a situation here?
Burada bir sorun olduğunu göremiyor musun?
We've got a situation out here.
Burada bir sorun var.
General, we've got a hostage situation here in a restaurant on 10th Street.
General, burada bir rehine durumuyla karşı karşıyayız. 10. caddede bir restoranda.
Les, we've got a situation here.
Lester, bir sorunumuz var.
Very good. Okay, now we got a special situation right now.
Pekâlâ, şimdi özel bir durumu tartışalım.
We're in the stickiest situation since Sticky the Stick Insect got stuck on a sticky bun.
Yapışkan baston böceği, sıcak çöreğin üzerine yapıştığından beridir, en yapışkan durumdayız.
We've got a situation here.
Burada birsorun var.
We've got a situation.
Acil durum.
Hi, Rexman. Hell of a situation we got here.
Merhaba, wrexman, Burda çok iyiyiz.
- We've got a situation here. - Hand it over to the Berlin police.
Berlin polisi oradaysa sorunu onlara devret.
We've got a tricky situation here.
Burada hassas bir durumdayız.
We got a phone hookup into the situation.
Olay yeriyle direk telefon bağlantımız var.
I think I got us in a situation where we both could get killed.
Bu yaptıklarım ikimizin de ölümüne sebep olabilir.
Look, we got a hijack situation upstairs, okay?
Bak, uçak kaçırıldı, tamam mı?
Hey, Dov, we got a major situation here.
Hey, Dov, bir durum var burada.
Well, we got a special kind of situation here, Frank.
Burada çok özel bir durumla karşı karşıyayız, Frank.
Now, if you look at the situation here what we got here is a roof 75 ° pitch, which is very nice.
Şimdi, buradaki duruma bakarsak sahip olduğumuz bir çatı 75 derecelik eğim, ki oldukça iyi.
Charlie, we got a situation here!
Ne oluyor?
We've got a major crisis situation.
Büyük bir kriz durumundayız.
We got a sticky situation.
Zor durumdayız.
- We got the beginnings of a real situation here.
- Burada gerçek bir şeylerin başlangıcındayız.
We got a hostage situation.
Rehine durumu mevcut.
- We've got a situation...
- Burada bir olay söz konusu.
We got the parachute situation... heat shield, angle of trajectory, and a typhoon.
Paraşüt ısı kalkanı, iniş açısı ve tayfun sorunu var.
We've got a serious animal control situation.
Hayvanları kontrol etmekte zorluk çekiyoruz.
we got a situation here 18
we got this 371
we got' em 96
we got it 766
we got your back 50
we got you 282
we got a problem 417
we got him 659
we got married 70
we got a deal 77
we got this 371
we got' em 96
we got it 766
we got your back 50
we got you 282
we got a problem 417
we got him 659
we got married 70
we got a deal 77
we got something 131
we got to go 657
we got 536
we got to move 144
we gotta go now 71
we gotta 87
we gotta go 1022
we got them 73
we gotta stick together 17
we got a big problem 23
we got to go 657
we got 536
we got to move 144
we gotta go now 71
we gotta 87
we gotta go 1022
we got them 73
we gotta stick together 17
we got a big problem 23