English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / When were you born

When were you born tradutor Turco

400 parallel translation
When were you born?
Ne zaman doğdunuz?
When were you born?
Ne zaman doğdun?
When were you born?
- Ne zaman doğdun?
When were you born, Mr Petersen?
Hangi yıl doğdunuz, Bay Petersen?
When were you born?
- Ne zaman doğdunuz?
When were you born?
Doğum tarihin?
- When were you born?
Doğum tarihin?
Tell me Raphael, when were you born?
Söyler misiniz Raphael, ne zaman doğdunuz?
When were you born?
Ne zaman doğdun sen?
When were you born?
Hangi gün doğdun?
When you were born to live on the road
Hayatının yollarda geçeceği belliyken
What they danced when your father married your mother... if you were born in wedlock, which I doubt.
Annen ve baban evlenirken çalan müziğe... eğer evlilikte doğduysan ki, şüpheliyim.
And before you were born, sir, when you were nothing but a toss-up between a girl's and a boy's name, I was a soldier.
Hatta siz henüz doğmamışken daha cinsiyetiniz bile belli olmamışken ben yine askerdim.
And when you wake up each morn... aren't you glad that you were born?
Her sabah uyandığında Doğduğun için memnun değil misin?
I mean, they give you one when you were born. That's not my real name.
- O benim gerçek adım değil.
- When were you born?
- Ne zaman doğdun?
When that baby is born, they'll know that you and I were seeing each other long before the killing.
Bebek dünyada geldiği anda... -... herkes cinayetten önce de seninle görüştüğümüzü anlayacak.
When she left the ranch we lived on when you and Aron were born...
Aron'la sen doğduğunuz sırada oturmakta olduğumuz çiftliği terk ettiğinde...
When you were born we didn't know how to hold in our joy.
Sen doğduğunda mutluluğumuzu nasıl ifade edeceğimizi şaşırmıştık.
Where were you then when Bonnie was born?
Bonnie doğduğunda neredeydiniz peki?
You were not born, my dear, nor you, Mr. Longsworth, when I embarked upon a stage career.
Ben sahne mesleğine girdiğimde, sen daha doğmamıştın, tatlım, ne de sen, Bay Longsworth.
When Yoko was born, you were in drink then.
Yoko'nun doğum gününde kafayı çektiğinde.
I know when you were born and where.
Ne zaman ve nerede doğduğunuzu da biliyorum.
I should have taken you away when you were born, you and Constantin.
Doğduğunda seni uzaklara götürmeliydim, seni de Constantin'i de.
So when this man forced himself on me, they said " When you were born your mother died
O yüzden bu herif beni zorla almak istediğinde dediler ki... " Sen doğduğunda annen öldü.
When you were born, that made me a father and I was so proud.
Doğduğunda baba olduğum için kendimle gurur duyuyordum.
She was ailing when you were born... and she died.
Sen doğduğunda o hastaydı ve öldü.
That means that when you were born, your father was... 11.
Demek oluyor ki siz doğduğunuzda babanız... 11 yaşındaydı.
Now, listen, you pimple head, when I finish with you, you'll wish you were never born.
Şimdi beni dinle kuş beyinli seninle işim bittiğinde, keşke doğmasaydım diyeceksin.
I want you to write down every place you've ever lived, from when you were born until now.
Doğduğundan beri şu ana kadar... yaşadığın her yeri yazmanı istiyorum.
Besides, I took the auspices when you were born and they were very favourable.
Ayrıca, sen doğduğunda fal baktırmıştım fallar çok hayırlı çıkmıştı.
You sea, I've bean so very fortunate in my life, when they, who were born more deserving, have not.
Düşünsene, ömrüm boyunca o kadar şanslıydım ki ama onlar, doğuştan daha çok hak ettikleri halde, şanslı değillerdi.
I should have given you to God when you were born.
Doğduğunda seni tanrıya vermeliydim.
I remember when you were born.
Senin doğumunu hatırlıyorum.
You are the same way you were when you were born.
Doğduğundan beri aynısın.
Were you too that small when you were born?
Sen de bu kadarcık mıydın doğduğunda?
But when you were born you had a twin brother.
Ama sen doğduğunda bir ikiz kardeşin vardı.
Jesus, Fanny, you were only six years old when she was born.
Tanrım, Fanny, o doğduğunda, sen sadece... altı yaşındaydın.
You who were born in the golden day... from the last sunrise in which the green ray of Circe struck... stripping him from his shining harness, when riding from Argos.
Sen, Argos'tan giderken... koşum takımlarından soyan... Kirke'nin yeşil ışığının vurduğu... altın bir günde doğdun.
Merlin the magician brought you to me when you were newly born and bade me raise you as my own.
Büyücü Merlin yeni doğmuş bir bebekken seni getirip... kendi çocuğum gibi bakmamı istedi benden.
When you were born, I was so happy I threw you up and down, up and down.
Sen doğduğunda o kadar sevindim ki, seni havaya atıp...
To protect you both from the emperor... you were hidden from your father when you were born.
Sizleri imparatordan korumak için... .. doğduğunuzda ikinizi de babanızdan sakladık.
See the one we planted when you were born.
Sen doğduğunda ektiğimiz ağcı görürüz.
You're talking about a guy who held my hand in the hospital, who cried when his baby was born. Where were you?
Hastanede elimi tutan, bebeğimiz doğduğunda ağlayan bir adamdan bahsediyoruz.
Begin when you were born... and finish when you blew up the TV's.
Nerede doğduğunla başla ve TV'leri nasıl patlattığınla bitir.
When you were born, I made a blue blanket for you, for you were my son, too.
Sen doğduğunda sana mavi bir battaniye dikmiştim oğlum olduğun için.
I was there when you were born.
Sen doğduğunda ben oradaydım.
YOU KNOW, WHEN YOU WERE BORN I TOOK ONE LOOK AT YOU AND SAID
Sen doğduğun zaman sana bakıp şöyle dedim :
Even when you were born?
Doğumunu bile mi?
When I was born, were you happy, too?
Ben doğunca da mutlu olmuş muydun?
We got a little flat together, begged and borrowed, couple of cots, and when the two of you were born, we were thrilled to bits, because we had two lovely little babies.
Birlikte bir ev tuttuk ve bir çift beşik için yalvardık. Sonra siz ikiniz doğdunuz, biraz korkmuştuk tabi. Çünkü iki küçük sevimli bebeğimiz vardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]