When you're older tradutor Turco
247 parallel translation
When they get older and you can't give them as much as other children, they're ashamed of you.
Büyüdüklerinde ve diğerleri kadar kadar veremediğinde senden utanıyorlar.
When you're older, I'll take you to Kentucky and Virginia.
Biraz daha büyüdüğün zaman, seni Kentucky ve Virginia'ya götüreceğim.
When you're older, you'll find that's the only way.
Büyüdüğünde ne demek istediğimi anlayacaksın.
When you're older, you'll look back at this... and you'll laugh at yourself... for thinking that this is so important.
Büyüdüğün zaman, bu günleri hatırlayıp... bu işi bu kadar büyüttüğün için... kendi kendine güleceksin.
When you're older, Jim.
Büyüdüğün zaman Jim.
But when you're older...
Fakat daha yaşlı olduğunuzda...
- I'll tell you when you're older.
- Bunu sana sonra anlatırım.
When they're older, they like other things, best of all if you're rich.
Yaşları ilerledikçe, başka şeylerden hoşlanırlar, en çok da zenginliğinden.
When you're older, you'll realise how unfair you've been, how unfair you've all been to me.
İnsanların hayvan sürüsü gibi bir arada yattığını itaat etmekten başka bir şey bilmediklerini söylemişti.
I will, when you're a little older.
Biraz daha büyüdüğünde tabi söyleyeceğim.
- I'll teach you to fly when you're older.
- Büyüyünce uçmasını öğretirim.
Of course, when you're older, you'll understand that.
Büyüyünce bunu anlayacaksın.
Not when you're older.
Yaşlandığın zaman olmaz bu.
You'll understand these things better when you're older.
BunIar büyüyünce daha iyi anIayacaksn.
I honestly don't know ; when you're older, you're supposed to know it all.
Gerçekten bilmiyorum ; herhalde hepsini yaşlanınca öğreniyorsun.
You'll be a lady-killer when you're older.
Büyüdüğünde tam bir kadın avcısı olacaksın.
Stewart, when you're older, perhaps you'll respect authority.
Biraz daha büyüyüp tecrübe kazandığınızda belki otoriteye saygı duymasını öğrenirsiniz.
When you're older everything is complicated.
Yaşlandıkça her şey karmaşıklaşıyor.
Looks like you're going to make a lot of money when you're older.
Yaşlandığında çok para kazanacaksın.
You'll not dare be so foolish when you're older.
Arkasında aptala dönersin sonra
They cry at you when they're young, they yell at you when they're older, they borrow from yous when they're middle-aged, and they leave you alone to die... without even paying you back!
Küçükken sana ağlarlar, Yaşlanınca sana bağırırlar, senden borç alırlar, ve seni ölürken yalnız bırakırlar... borçlarını bile ödemeden!
It's true, manual work can be a solution, but you'll understand when you're older.
El işinin faydalı olacağı doğru ama büyüyünce sen de anlayacaksın.
No... when you're older.
Hayır... büyüdüğünüzde.
When you're younger, you're afraid to say those things but when you get older, 15 -, 20 years later you can say all those things that you should have said 15 -, 20 years ago.
Komik değil mi? Gençken böyle şeyleri söylemeye korkarsın, ama biraz daha yaşlanınca 15-20 yıl önce söylemen gereken şeyleri söyleyebiliyorsun.
Because you're much older than the boys I date,'cause you're drunk, and because when I went there tonight to see a United States astronaut give a lecture, I didn't expect him to prowl after us all night long.
Çünkü çıktığım erkeklerden daha yaşlısınız ve sarhoşsunuz ve de sadece bir Amerikan astronotunun dersini izlemeye gittim, tüm gece boyunca peşimize takılacağını ise tahmin edemezdim.
I'll explain that when you're older. - Tell her now.
- Büyüdüğünde anlatırım.
You will be with people your own age when you're older.
Büyüdüğün zaman yaşındakilerle beraber olacaksın.
You'll find a way when you're older.
Büyüyene kadar bekle.
You'll understand when you're older.
Büyüdüğün zaman anlarsın.
When you're older.
Büyüdüğün zaman.
You might not understand, but... When you're older, there are people you're gonna meet who make you feel... like, connected.
Şimdi sen bunu anlamayabilirsin, ama biraz büyüyünce tanışacağın insanlar seninle ilgilenen insanlar olacak.
You're gonna have a lot of pain when you get older.
Yaşlandığında her yerin ağrıyacak.
Brandon, do you mind if I save it for when you're older?
Brandon, sakıncası yoksa büyüdüğünde anlatsam?
One day, when you're older and wiser, you'll understand.
Bir gün, daha yaşlı ve bilge olduğunda, sen de anlayacaksın.
I'll tell you when you're older.
Şşşt! Büyüdüğünde anlatırım.
- I want to hear your witty banter. - You can't have fun in bed. Oh, son, when you're older, you'll know better.
- bizde partideki esprilere katılmak istiyoruz - evet, yatakta eğlenemeyiz oh, evlat, biraz daha yaşlandığında, daha iyi anlayacaksın
When you're a little kid, you watch everybody's older sister get hitched, and you think, " God, when is it gonna be my turn?
Küçük bir çocuk olduğum zamanlarda, Herkesin ablası evlenirken izlerdim. ve o anı düşünürdüm. "Tanrım, ne zaman benim sıram gelecek?"
- I'll tell you when you're older.
- Biraz daha büyü söylerim.
I pretend I'm interested in power tools... going to silly car-chase movies... and things I'll tell you when you're older.
Elektrikli aletler ilgimi çekiyormuş gibi yaparım... o arabaların birbirini kovaladığı aptal filmler... ve büyüdüğün zaman sana söyleyebileceğim şeyler.
- When you're older, you'll understand.
Büyüdüğün zaman sebebini anlayacaksın. Tamam.
- And there's this girl... - Oh, there'll be plenty of time for parties when you're older.
Partilere gitmek için bol bol vaktin olacak.
You're going to be a vegetable when you're older.
Yaşlandığınızda birer sebzeye dönüşeceksiniz.
Another time, when you're older and wiser.
Başka bir zaman sen daha yaşlı ve daha anlayışlı olduğunda.
r A girl who's a yea is. older than he e, Honey, when you're Matt's ag you can go out with someone older.
Ondan bir yas büyük olan biriyle e, Tatlim, Matt'in yasina geldiginde sen de kendinden büyük biriyle cikabilirsin.
Look, maybe when you're a little older, a dog will come.
Bak, belki biraz daha büyüdügünde, bir köpek gelecektir.
It's just, you develop a sense... when you're older... if things are gonna work out or if they won't.
Büyüdüğünde işlerin yolunda gidip gitmeyeceğini hissedersin.
When you're older, you'll have the chance to prove yourself.
Yaşın geldiğinde, Kendini kanıtlama şansın olacak
Bart, when you get a little older, you're going to learn that sometimes romances don't turn out exactly the way you'd like them to.
Bart, biraz daha büyüdüğünde, bazen romantizmin umduğum gibi çıkmadığını öğreneceksin.
One day when you're older, you'll understand.
Bir gün gelip büyüdüğünde anlayacaksın.
When you get older you're gonna thank me, cos you'll have so many friends.
Büyüdüğünde bana teşekkür edeceksin. Çünkü bir sürü arkadaşın olacak.
Yes, you are, but we'll talk about that when you're older.
Evet ama bununla ilgili biraz daha büyüdüğünde konuşuruz.
when you're gone 25
when you're ready 256
when you're right 37
when you're done 105
when you're a kid 24
when you're dead 37
when you're alone 31
when you're 91
when you're married 16
when you're young 31
when you're ready 256
when you're right 37
when you're done 105
when you're a kid 24
when you're dead 37
when you're alone 31
when you're 91
when you're married 16
when you're young 31
when you're here 16
when you're with me 16
when you're in love 21
when you're finished 34
when you're burned 80
when you're there 17
you're older 19
older 123
older sister 23
older man 27
when you're with me 16
when you're in love 21
when you're finished 34
when you're burned 80
when you're there 17
you're older 19
older 123
older sister 23
older man 27
older brother 40
when they 28
when we first met 137
when you 160
when the saints go marching in 18
when were you born 26
when i was younger 134
when i was a child 198
when are you leaving 116
when he died 111
when they 28
when we first met 137
when you 160
when the saints go marching in 18
when were you born 26
when i was younger 134
when i was a child 198
when are you leaving 116
when he died 111