Who are they from tradutor Turco
261 parallel translation
Who are they from?
Kimden bunlar?
- Who are they from?
- Kimden gelmiş?
Who are they from?
Kimden gelmiş?
Who are they from, Abby?
Kimden Abbyden mi?
Lovely cards. Who are they from?
Güzel kartlar, kimden?
If he should happen to ask about your family... the way people are interested in where other people come from... you might tell him who they were.
Eğer ailen hakkında soru soracak olursa ki insanlar her zaman başkalarının soyunu sopunu merak ederler ona kim olduğunuzu söyleyebilirsin.
Perhaps these men will now tell us who they are and where they come from.
Belki bu adamlar bize kim olduklarını ve nereden geldiklerini söylerler.
Well, it won't be long till we know who they are and from where they operate.
Kim olduklarını ve nereden harekete geçtiklerini öğrenmemiz uzun sürmeyecek.
It's funny. From faces I can tell what people think, what they do, sometimes even who they are.
Yüzlerden insanların ne düşündüğünü, ne yaptığını anlarım.
They think of Grandfather and their brothers... and of their father too... who on one such morning never returned from sea. What are you looking at? Our brothers.
Bunun gibi bir sabahta asla dönmeyen dedelerini ağabeylerini ve babalarını düşünürler.
Each seeks help from her neighbor... and they beg for God's mercy for the wretches who are in danger.
Herkes, tehlikede olan canlar için dua ediyor.
Up from the railroad yards with their faithful escort of early-rising young fans who've been waiting since daybreak to follow these living tanks as they lumber and sway to the circus grounds, where the stakes are being driven that will anchor the big top
Demiryolundan yürümeye başlarlar yol boyunca sabah vaktinde uyanıp şafak vaktinde olanları sabırla beklemeye başlayan sirk izleyicileri sıralanmıştır bu dev hayvanlarının sirk alanına ağır adımlarla hareket edişini izlerler. Çadır kazıkları çakılmaya başlayınca hummalı bir çalışmanın ilk sesleri duyulur sirk bir yardımlaşma ve pratiklik örneğidir.
They are from those who remember his kindness.
Bunlar onun iyiliğini hatırlayanlardan gelenler. Babanız karşılaştığı herkese karşı iyiydi.
I do not care who you are or what you are or what they may say about you, but I want to hear from your own lips that you are not a traitor, that you would not lead these people in revolt against me.
Kim olduğun ya da ne olduğuna aldırmıyorum... ama hain olmadığını ve bu insanları bana karşı ayaklandırmayacağını kendi dudaklarından işitmek istiyorum.
I'm not any different from the men who rode in and took over this town, only they don't pretend to be anything but what they are.
Bu kasabaya gelip istediklerini alan o adamlardan farklı değilim. Yalnız onlar olduğundan farklı görünmeye çalışmıyorlar.
We know that there are people going to commit this robbery, we know also that they must get out of the way the people who are trying to prevent them from committing this robbery.
Bazı insanların bu soygunu yapacaklarını ve bu soygunu yapmalarına engel olmak için önlerine çıkan insanlardan kurtulmak isteyeceklerini de biliyoruz.
Those pupils who claim they are from... notable clans are all bloody useless.
Bunlarda onur diye bir şey yok hepsi birer tavşan gibi korkak.
Who are they? Where are they from?
- Kim bunlar?
In France, from Gen. De Gaulle down, they say you are a dangerous enemy who is trying to ruin French interests in Algeria and in the Arab world.
Fransa'dan Gen'e. De Gaulle yanlıları sizlerin, Fransa'nın Cezayir'deki ve Arap dünyasındaki çıkarlarını baltalamak isteyen tehlikeli bir düşman olduğunuzu söylüyor.
Are they the same enemies who stole the Eiffel Tower from you?
Bunlar Eiffel Kulesini sizden çalan aynı düşmanlar mı?
If a man tortures and murders your brother or you son or your father, kills one of those beings who leave an eternal emptiness, and a bleeding wound when they are torn from your heart, do you really think society has given you sufficient
- Birisi işkence yapıyorsa ve bu kişi kardeşimize, oğlumuza... yada babamıza - Kalbinizi yeriden söktüklerinde, sevdiklerinizi öldürdüklerinde geriye sadece kanayan bir yara ve yalnızlık kalıyor
It would be the white man, the princes, the noblemen, the Imam, they are the mosquitoes who will gain nourishment from our blood.
Beyaz adam olsun, prensler, asiller olsun İmam olsun, hepsi kanımızla beslenen sivrisinekler.
As for those who continue to practice paganism... or other condemned practices, if they are caught, they will come to know how this king differs from his predecessor.
Pagan inanışlara ya da benzerlerine inanmayı sürdürenler bunları yaparken yakalandıkları takdirde bu kralın selefinden nasıl farklı olduğunu öğrenecekler.
There are those who speculate that those lights, advanced ships, really, might have come from Earth, giving us great hope that they have a highly developed technology.
O ışıkların daha doğrusu o gelişmiş gemilerin... Dünya'dan geliyor olabileceğini düşünenler var. Bu bize, Dünyalıların yüksek teknolojiye sahip olduğuna dair büyük umut veriyor.
Shelley, I call him he's a great dentist from New York a city in which, as you probably know, general there are thousands of Spanish-speaking people who stand in dire need of extensive bridgework and this man's death, I'm afraid would be a crushing blow to whatever small hopes they might have for a healthier set of teeth and gums.
Shelley, derim büyük bir diş hekimi New York'tan, İspanyolca konusan binlerce... . ... insanın köprü yaptırmaya ihtiyaç duyduğu bir şehirden ve bu adamın ölümü onların küçük umutlarına darbe indirecek sağlıklı diş ve dişetlerine kavuşamayacaklar.
'on the lost planet of Magrathea,'along with their strange companions from Betelgeuse,'who are currently singing a Betelgeuse death anthem'on the very sensible grounds that they are about to die.
Betelgeuse'dan gelmiş ve şu anda bir Betelgeuse ağıdı söylemekte olan, tuhaf yol arkadaşlarının yanında, ölmek üzere oldukları bu yerde kurşun yağmuru altındadırlar.
... it would be a mistake to think that the strikes at the shipyard... and other work places in the Tri-City area... are the results of activities of people who are against socialism... that they arose from sources foreign to the working class... and hostile to the People's Republic.
Tri-City bölgesindeki tersane ve diğer iş yerlerinde olan grevin, yabancı düşman kaynaklarından ortaya çıkan halk cumhuriyetine, işçi sınıfına ve sosyalizme karşı olan insanların faaliyetlerinin bir sonucu olduğunu düşünmek hata olur.
But now there are millions who have no work because those who can, buy all they need from England.
Ama şimdi milyonlarca işsiz var. Çünkü imkanı olanlar tüm ihtiyaçlarını İngiltere'den alıyor.
Niggers who be high when they come from school are the ones.
Onlar okuldan geldiklerinde zenciler gibi yüksek olurlar.
Huh? We don't even know who they are, who sends them, where they come from.
Kim olduklarını, onları kimin gönderdiğini, nereden geldiklerini bile bilmiyoruz.
Look, you didn't hear this from me, but there are a couple of men here in Bangkok who claim they've seen American P.O.W.s in Laos.
Bunu benden duymadınız ancak Bangkok'da, Laos'da savaş esiri gördüğünü söyleyenler var. Sizi onlarla temasa geçirebilirim.
Out. From now on, you will check the prisoners who want to see the doctor and be sure that they are not liars..
Bundan sonra hastayız diyen mahkûmları, evvela siz göreceksiniz.
We don't know who they are or where they come from.
Kimler, nereden geliyorlar, bilmiyoruz.
This is a scandal of unprecedented proportions and there are individuals who stand to reap untold fortunes, billions of your tax dollars from SDI research. And I don't think that they would hesitate for one moment to silence me.
Bu eşi görülmemiş bir skandal ve SDI araştırmaları için ödenen milyonlarca dolar vergiden büyük servet elde eden insanlar var ve onların, beni susturmak için bir an bile tereddüt edeceklerini sanmıyorum.
Yeah. No matter who they are, where they're from, how much they make, none of that means a damn thing.
- Evet, nereden gelirlerse gelsinler, kim olurlarsa olsunlar, hangi dinden olurlarsa olsunlar.
You got people that don't know who they are, where they came from... but you tell them to do something, and they do it.
Kim olduğunu, nereden geldiğini bilmediğin insanlara sahip oluyorsun... ama onlara bir şey yapmalarını söylüyorsun ve yapıyorlar.
Who are they guarding themselves from?
Kendilerini kime karşı koruyorlar?
They are men like the rest of us, my Lord, - who once sucked milk from their mother's breast.
Onlar da bizim gibi bir zamanlar analarının göğsünden süt emmiş insanlar.
And who shall I say they are from?
Peki, kimden diyeyim?
I want you to find out from him who they are.
Ondan kurtulmanın ve onların kim olduğunun bir yolunu bulmak istiyorum.
The day we do not fight for who we are and what we can be is the day they take it away from us, again as they always have before.
Olduğumuz ve olabileceğimiz şeyler için savaşmadığımız gün... Yeniden elimizdekileri alacakları gün olacaktır.
Doctor, we've just gotten reports from two crew members who say they have old scars which are healing themselves.
Doktor, iki mürettebat üyesinin raporlarına göre eski yara izleri kendiliğinden iyileşiyormuş.
No one knows who they are or where they came from but they can sense death.
Kimse kim olduklarını ve nereden geldiklerini bilmez ama ölümü hissedebilirler.
Those sailors out there are just boys, boys who are training to do a terrible thing, and if that ever occurs, the only reassurance they'll have that they're doing the proper thing will derive from their unqualified belief in the chain of command.
Dışarıdaki denizciler sadece çocuk. Felaket şeyler yapmak için eğitilmiş çocuklar. Ne pahasına olursa olsun onlara güven veren şey, doğru şeyleri yaptıran şey :
We are far from the sacred places of our grandfathers, and from the bones of our people, but perhaps there is one powerful being who will embrace this good crew and give them the answer they seek.
Büyükbabalarımızın kutsal yerlerinden ve insanlarımızın kemiklerinden çok uzağız, ve belki de bu iyi mürettebatı kucaklayıp onlara aradıkları cevapları verebilecek güçlü bir varlık vardır.
I don't know who they are or where they're from.
Kimlerdir, nereden gelmişlerdir bilmiyorum.
Up here they are safe from other bears... who would kill them to satisfy their hunger.
Burada, açlığını bastırmak için onları öldürebilecek olan diğer ayılardan uzakta, güvendedirler.
Who are they? What do they want from me?
Kim bunlar, benden ne istiyorlar...
They have a wealth of knowledge, and so do the professors you respect - the ones who are not dead from the heart up.
Tıpkı kalbi taşlaşmamış saygı duyduğunuz profesörlerinizde olduğu gibi.
or if you forget yourself they will know who you are and where you're from.
Eğer ölürsen, veya bi şekilde kaybolursan kim olduğunu nereli olduğunu hemen anlarlar.
So when somebody commits an evil act, they're turning away from who they are.
Biri şeytani bir fiil işlerse, benliğinden uzaklaşır.
who are you 9775
who are you waiting for 22
who are they 845
who are you talking to 380
who are you people 178
who are you working with 31
who are your friends 28
who are you here to see 24
who are you then 21
who are you looking for 117
who are you waiting for 22
who are they 845
who are you talking to 380
who are you people 178
who are you working with 31
who are your friends 28
who are you here to see 24
who are you then 21
who are you looking for 117
who are you here with 21
who are you with 57
who are you anyway 31
who are you wearing 16
who are you really 42
who are you hiding from 17
who are you talking about 163
who are you exactly 33
who are you texting 50
who are you now 26
who are you with 57
who are you anyway 31
who are you wearing 16
who are you really 42
who are you hiding from 17
who are you talking about 163
who are you exactly 33
who are you texting 50
who are you now 26