Word will spread tradutor Turco
53 parallel translation
The word will spread quickly
İsim bir anda yayılacak.
The word will spread that brother has killed brother.
Ve kardeşin kardeşi öldürdüğü söylentisi yayılacak.
There'll be eight guys who think I'm good at sports and word will spread.
Sekiz kişi benim iyi bir sporcu olduğumu düşünecek ve laf yayılacak.
Word will spread.
Bu yayılacaktır.
And word will spread.
Ve haber yayılacak.
Now ruined. Word will spread.
Dedikodular yayılacak.
Aye, word will spread. Before long... every soul in Middle Earth will know the Dragon is dead.
Doğru, çok yakında Orta Dünya'daki herkes ejderhanın öldüğünü öğrenecek.
See, eventually, word will spread, and you and Elena will have to move away.
Eninde sonunda bu duyulacak ve Elena ile birlikte kaçmak zorunda kalacaksınız.
Word will spread of your death.
Ölüm haberin dört bir yana yayılacak.
Word will spread.
Söylentiler yayılacak.
I've spread word that they're won'thless, that my father will never be able to pay them off.
Babamdan asla alamayacakları paraları dağıttım çalışanlara.
All I gotta do is just spread the word around those friends and those newsboys will show up tomorrow just as good as new.
- Dostlarım var. Yapmam gereken tek şey, o dostlarıma haber uçurmak olacaktır. Ve o gazeteci çocuklar, yarın sabah turp gibi ortaya çıkacaklar.
I fear this blind masseur will spread the word about our master's condition.
Korkarım ki bu masör ustamızın durumunu bütün dünyaya yayacak.
And they will spread the word that Rome has accepted them as equals, then we will have our human frontiers.
Eğer bunu yaparsak şu söz her yere yayılacaktır : Roma, onları eşit insanlar olarak kabul etti. Ve böylece medeni sınırlarımız olacaktır.
You two will spread the word that it was a misunderstanding.
Siz ikiniz, durumun yanlış anlamadan kaynaklandığını etrafa yayacaksınız.
Those of you who stand around me and those of you who will presently spread my word abroad if my horse the last of the Jahils, wins the Buzkashi of the king from that day forward, he shall belong to Uraz my son.
Siz, burada toplanmış olanlar ve sözlerimi her yana yayacak....... olanlar, sizi tanık tutuyorum. ... Eğer yetiştirdiğim son atım Cahil Kral Buzkaşisini kazanırsa o günden sonra atım Cahil Uraz'ın oğlumun atı olacak.
And when I announce our alliance against those who seek to dishonor my house... and our Republic, they will make sure word is spread throughout the court.
Aile şerefimi ve cumhuriyeti lekelemek isteyenlere karşı ortaklığımızı açıkladığımda, haberin tüm divanda yayılmasını sağlayacaklar.
Will you spread the word?
Herkese söyle.
Tens of boys will be ready... to pay a bride-price for Paro. I only got to spread the word.
Tek bir lafıma bakar.
Word on the street will spread quickly.
Haber sokağa çabuk yayılır.
Word of mouth will spread instantly across the Net.
Net aleminde söylentisi yayılacak.
I am living proof that there is a higher justice... and when I win my freedom... it will be my duty to spread the word... to all of those who have lost hope.
Ben daha yüce bir adeletin var olduğunun canlı kanıtıyım ve özgürlüğüme kavuştuğumda umudunu kaybetmiş olanlara bunu duyurmak benim görevim olacak.
And also, I want you to know and spread the word that I will have my digital camera.
Ve ayrıca bilmenizde yarar var sanırım, tüm gece boyunca kameram görevde olacak.
Spread the word far and wide that tomorrow will be a most joyous day in Nottingham, for the villainous outlaw Robin Hood will be hanged along with his thieving young friend and his beautiful but treacherous consort.
Bu müjdeli haberi herkese duyurun. Yarın Nottingham için çok neşeli bir gün olacak. Çünkü azıIı kanun kaçağı Robin Hood, genç hırsız dostu ve nişanlısını aldatıp kaçan sevgilisi yarın darağacında asılacaklar.
Word is gonna spread, and people will talk.
Söz dönüp dolaşır, herkese yayılır.
Word will have spread.
- Haber yayılacaktır.
The truth is, as word of our setback begins to spread, The phones will temporarily stop ringing.
Gerçek şu ki, başarısızlığımız yayılmaya başlayınca telefonlar da çalmayı geçici olarak bırakacak.
We will spread the word that he is possessed.
İnsanlara cin çarptığı haberini yayacağız.
All right, I will spread the word about the sale...
tamam, satışı piyasaya duyuracağım...
Uh, hey, officer, spread the word that BPD will pay triple what any pawn shop or fence will pay for anything stripped off this car... no questions asked.
Hey, memur bey, bu aracın içinden çalınan malları tefecilerden veya çalıntı mal satıcılarından, Boston E.M. değerinin üç katını ödeyerek satın alacaktır şeklinde dedikodu yay.
The word will eventually spread you'll be disgraced.
Bu eninde sonunda duyulacak ve sen rezil olacaksın.
And if your clients spread the word then mom will throw me out of the house...
Ya müşterileriniz bundan söz ederlerse O zaman annem beni evden atar...
We will spread the word. What about $ 100?
100 dolar olmaz mı?
This girl, if she has been carved as has been described, Ripper or no, word will have spread.
Eğer bu kız elimizdeki tanıma göre oyulmuşsa Deşicinin işi olsun veya olmasın tüm dünya bunu öğrenecek.
Word will soon spread. Others will follow.
Söylenti yayılacak, diğerleri de aynısını yapacak.
- Will you spread the word?
- Bunu insanlara yayacak mısın?
The circus troupe and I will spread the word among the people.
Bunu sirkteki çalışanlarla yaparız. İnsanlara duyururuz.
And you girls will spread the word, right?
Ayrıca kızlar, herkese atacaksınız değil mi?
Will you spread the word?
Söylediklerimi yayacak mısın?
We will spread the word of this miracle, and not rest until her beatification begins.
Bu mucizeyi etrafa duyuracak, ve onun kutsama töreni başlayana kadar dinlenmeyeceğiz.
Just as word spread that the Palladium was no longer in the city, it will soon spread that it has been restored.
Palladium'un artık şehirde olmadığı söylentileri yayıldığı gibi yeniden geldiği de yakında yayılacaktır.
And with any luck, word of mouth will spread.
Umut ederim, kulaktan kulağa yayılır.
Only then will you be ready to spread the word.
Ancak o zaman haberi yaymak için hazır olacaksın.
If the bodies are found, word of our presence will spread to mikael.
Eger cesetler bulunursa burada oldugumuz haberi dogruca Mikael'a gider.
Because the idea that God would use him as an instrument of his will to spread the word of a new Messiah is is ridiculous.
Çünkü Tanrı'nın, yeni bir Mesih'in mesajını yayması için onu kendi iradesinin aracı olarak kullandığı düşüncesi gülünç.
But word of this victory will spread and it will inspire.
Ama bu zafer dilden dile dolaşacak ve ilham verecek.
If that type see a small Asian woman destroy some wannabe Hydra thug in a bare-knuckle brawl, that type will talk, and word might spread up the ranks.
Ve ufak bir asyalı kadının, Hydra olmak isteyen birini dövdüğü görülürse konuşanlar olur. Ve bu üsttekilerin kulağına kadar gider.
Word of the Ancient One's death will spread through the multiverse.
Dünyanın Ancient One'nının ölüm haberi çoklu evrene yayılacak.
They will spread the word.
Haberi yayacaklar.
Word of this will spread.
Yaptıkların yayılacak.
Word of this will spread.
Bunun lafı yayılacak.