English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You'll get better

You'll get better tradutor Turco

702 parallel translation
If you don't want to go back to prison for 100 years, you better get me some intel on the Tooth Fairy.
100 yıllığına hapishaneye dönmek istemiyorsan bana Diş Perisi'yle ilgili bilgi versen iyi olur.
You'll feel better when you get out of here.
Burada çıkınca kendini daha iyi hissedersin.
You'll soon feel better when you get out of here.
Buradan kurtulunca kısa sürede iyileşirsin.
You'd better put your shoe on, or you'll get cold feet.
En iyisi ayakkabılarını giy, ayakların üşüyecek.
When you get to my age, you'll learn better sense.
Benim yaşıma gelince anlarsın.
You'll do better if you get off here.
Burada inseniz iyi olur.
If you keep this up, we'll get along much better.
Böyle olmaya devam ederseniz çok daha iyi anlaşırız.
- I'll get along better if you stay outside.
- Girmezsen daha iyi olur.
You said we'll try to get along better.
Artık iyi geçineceğimizi söyledin.
You'll be better when you get to Chicago.
Chicago'ya gidince düzelirsin.
You better get out of those clothes or they'll shoot you for a spy.
O kıyafetten kurtulsan iyi olur yoksa seni casus olduğun için vururlar.
Well, if today's the thing, then you'd better finish your breakfast and get down to the bank because Joe'll be waiting.
Eğer bugünse önemli olan, o zaman kahvaltını bitir ve bankaya git, Joe bekliyor olacak.
I'll get you something better!
Sana daha iyilerini alacağım!
You better get your flaps down, or you'll take off.
Kanatlarınıza hakim olun yoksa havalanacaksınız.
Oh, next you'll be telling me it's good because you can get better pictures in the daytime.
Birazdan bana günışığı iyi, güzel görüntüler çekerim diyeceksin.
I'll get you one, but it'll take time. You better take me up on that coffee first.
Ben bulurum, ama önce kahve teklifimi kabul et.
If it isn't, you'll get your property back in better condition.
Olmazsa mülkünüzü çok daha iyi bir durumda geri alacaksınız.
I imagine better than you think, but I think it would be futile, and if this man is who you say, it'll be hard to get him to talk, don't you think?
Senden daha iyi hayal ediyorum ama... bu boşuna bir çaba olacak. Ve eğer bu adam sandığınız adam ise onu konuşturmak zor olacaktır, değil mi?
You better get him with the first slug, or he'll get me.
Tek seferde haklasan iyi olur yoksa işimi bitirecek.
You'll see how quickly you get better.
Göreceksin, nasıl da çabuk iyileşeceksin.
Now I've lost the elevator. I'll get you a better one.
Asansörü kaçırdım işte.
You'd better get back to your guy now, or he'll wonder what we've got to talk about.
Kocanın yanına dönsen iyi olacak yoksa ne konuşuyoruz diye işkillenecek.
Phillip, you'll feel much better once you get out in the open air.
Philip, açık havaya çıkınca daha iyi hissedersin.
Hey, you really think I'll get better?
Hey, gerçekten iyileşir miyim sence?
Step right over there. You'll get a better look.
Oraya geçin, daha iyi görürsünüz.
Well, you better get yourself some food and we'll start digging.
Öyleyse, biraz yiyecek alalım da hemen işe koyulalım.
When you get to know me better, you'll find out I'm a great man.
Beni tanıdıkça ne kadar harika bir adam olduğumu anlayacaksın.
You'll never get a better offer.
Asla iyi daha iyi bir teklif alamayacaksın.
You'll feel better when you get under the covers.
Güzelce örtündüğünde kendini daha iyi hissedersin.
I hope I'll get better soon, so you'll leave me alone.
Umarım yakında iyileşirim, sen de başımdan gidersin.
You're ill, now... but you'll get better.
Sen hastasın, şimdi... lakin daha iyi olabilirsin.
You'd better step inside or you'll get wet.
İçeri gir bari, yoksa ıslanacaksın.
You'd better sit up, or you'll get picked up by the police.
Sen otursan daha iyi edersin, yoksa polis seni alacak.
You'll never get a better deal, so take it and do your level best.
Daha iyi bir anlaşma yapamazsın, kabul et ve elinden geleni yap.
If you'll forgive me, Gladys... I'd better get back to being gainfully employed.
İzninle Gladys kazançlı işime geri dönsem iyi olacak.
But when you get back home, you'll realize it was better to end it before it began.
Eve geri dönünce başlamadan bitmesinin hayırlı olduğunu göreceksin.
Mere examples, but you'll get a better picture of what we do.
Önemsiz örnekler, ama ne yaptığımızı daha iyi göreceksiniz.
You'll get a better view from my place.
Benim odamın daha güzel bir manzarası var.
You'll get a better picture.
Daha iyi bir fikir edineceksiniz.
Do you think I'll get the better mark? You'll come into the house from the street,
Ayazdan kaçıp eve girersin, ısınırsın ve unutursun avluda kalan karı ve ayazı.
Get two if it'll make you feel better.
Hatta kendini daha iyi hissedeceksen iki tane yaptır.
You'll feel better about everything when you get back home, back to your work.
Eve dönüp işine başladığın zaman kendini daha iyi hissedeceksin.
It'll get better, darling. You must believe that.
Düzelecek, tatlım, İnan bana.
- You'll get along better.
- Daha iyi geçinirsin.
Then I'll get better, you'll see.
O zaman daha iyi olacağım, göreceksiniz.
It'll be better once you get out.
Dışarı çıktığında daha iyi olacak.
You better hang them up, they'll get crinkled down there.
Bunları assan iyi olur, burada iyice kırışacaklar.
Better get your head down, Jake, or you'll never tell him again.
En iyisi sen kafanı indir, yoksa asla ona söyleyemiyeceksin.
It's a bit like a cold shower at first, but once you get used to it, you'll feel better for it.
İlk başta biraz soğuk duş gibi ama alıştıkça daha iyi hissedeceksin.
Well, you better get to bed and get some rest because it is very late, and I'll see you first thing in the morning and then we can discuss your chores.
Yatsan iyi olacak. Çok geç oldu. Sabah bir araya gelir, işlerini konuşuruz.
You'd better make it loud and clear or he'll never get it.
Yüksek sesle ve net olsa iyi olur, yoksa bunu anlamaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]