English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You and your

You and your tradutor Turco

143,721 parallel translation
You and your family are not liked there.
Sen de ailen de orada pek sevilmiyorsunuz.
So you and your mom were together at these times? Yes.
- Bu işaretlediklerinde annenle birlikte miydin?
And if you and your brother had just given me what I needed.
Ve siz ve kardeşiniz bana ihtiyacım olanı verdiyse.
You went and saw your father again? Yes.
- Babanı tekrar ziyarete mi gittin?
- You are a real kick. - Yep. And I'll kick your ass if you're not careful.
- Öyleyimdir, dikkatli olmazsanız alasını görürsünüz.
You implicated yourself by downloading that list and getting it to your father, but that would require your father turning on you, and he wouldn't turn on you, would he?
Listeyi indirip babana vererek kendini töhmet altında bıraktın gerçi babanın sana ihanet etmesi gerek, böyle bir şey yapmaz herhalde değil mi?
And... if your dad asks anything more of you, Maia,
Bir şey daha... Baban senden başka bir şey daha isterse kesinlikle hayır demelisin Maia.
I hope they cut off your nipples and rape you in a pool of blood.
Umarım meme uçlarını keserler ve kanla dolu bir havuzda sana tecavüz ederler.
- Maia, your dad is gonna call you in the next day or two and ask you to meet him to talk.
- Maia, baban birkaç gün içinde seni arayıp onunla görüşmeni isteyecek.
You're worried that we're getting too serious, so you turn down a date with me, and then you invite your boy toy to a place where I might see him, thus ending our "relationship." Am I right?
Ciddiye bindiğini düşünerek randevu teklifimi reddediyorsun ardından görebileceğim bir yerde yatak arkadaşınla takılıp ilişkimizi sonlandırdığını göstermeye çalışıyorsun.
Problem is, now you're here, arguing with me, which kind of proves your plan didn't work out, and our relationship isn't over.
Sorun şurada ki şu an burada benimle tartışıyor olman planının yolunda gitmediğini ilişkimizin bitmediğini kanıtlıyor.
Either you're working with them, or your daughter knew you were wearing a wire and misled you.
Ya onlarla birlikte çalışıyorsun ya da kızın dinleme cihazı taktığını biliyordu ve seni yanlış yönlendirdi.
And isn't this why you arranged for the Rindell daughter to... get a job at your new work, so they wouldn't expose your culpability?
Yeni şirketinizde Rindell kızına bu yüzden iş ayarlamadınız mı? - İşlediğiniz suçları açığa vurmasın diye?
And, um, anything that comes into your mind about your parents or your Uncle Jackson, you just spill it, okay?
Ailenle ya da amcan Jackson'la ilgili aklına herhangi bir şey gelirse benimle paylaş olur mu?
So you have bruises on your back and your thighs?
Sadece sırt ve kasıklar. Sırtında ve kasıklarında da yaralar mı var o halde?
And you had dinner with your parents?
- Akşam yemeğini ailecek mi yediniz?
And your housekeeper said she served you dinner right at 5 : 30.
Evinizdeki çalışanınız da size beş buçukta servis açtığını söylüyor.
And, then, on October 23 you went with your mother to her dental checkup.
23 Ekim'de ise annenle diş muayenesine gitmişsiniz.
And in that same time frame, did you ever suspect your parents - of their Ponzi scheme?
Peki aynı zaman aralığında saadet zinciri konusunda hiç ailenden şüphelendin mi?
And that's when your parents gifted you the Rindell Foundation?
Ailenin Rindell Vakfı'nı sana hediye ettiği zaman bu muydu?
I know these months have been hard on you, and you feel, rightly or wrongly, guilty for your parents'actions.
Geçmiş birkaç ayın sana zor geldiğini biliyorum ve doğru veya yanlış olsun ailenin hareketleri yüzünden suçluluk hissediyorsun.
I think you knew about your parents'Ponzi scheme, and I'm going to recommend prosecution by the U.S. Attorney's Office.
Bence ailenin saadet zincirinden haberin vardı ve savcılığa gidip dava açılmasını önereceğim.
You're listening to your conscience now, and everyone sees that.
Artık vicdanını dinliyorsun... ve herkes bunu görüyor.
You spend your whole life a thieving pirate, and the one time I need you to be that guy, you get cold feet.
Tüm hayatını hırsızlık yapan bir korsan olarak geçirmişsin... ve senden bir kez o adam olmanı istediğimde... bundan çekiniyorsun.
I'll bet he was imagining your little face when you opened the front door and found him standing there, sober, victorious, with your brother in his arms.
Bahse varım onu kardeşinle beraber... kapıda ayık, başarmış bir şekilde gördüğünde... küçük yüzünün... alacağı ifadeyi hayal ediyordu.
There's one way for you not to lose your family... and that's to let it grow.
Aileni kaybetmenin tek yolu... büyümesine izin vermektir.
Where you from? So I understand that you're gonna take your portion of the divided assets and pay for college?
Sanırım mal paylaşımından kalanla üniversite masraflarınızı ödeyeceksiniz.
And how are you coping since your... travels?
Yaptığın seyahatlarından sonra durumun nasıl peki?
And I have a brilliant idea. You expect me to let you go undercover with your stripper wife?
Striptizci eşinle seni gizli göreve yollamamı mı istiyorsun?
Come on, Candy. Well, look, if you change your mind and wish to take me up on this splendid lead, then, you know, you can always text me, or I'm on Wobble now as well.
Tamam, eğer fikrini değiştirir ve bu müthiş ipucunu takip etmek istersen her zaman bana mesaj atabilirsin, hem artık Wobble bile kullanıyorum.
And that's why you chose an idiotic, bedazzled tweener as your partner.
O yüzden mi göz kamaştıran aptal boş beleş bir insanı aldın geldin.
Um, well, my husband, you see, has a lot of money. And so, if you were to... swing things my way, then I'd make it worth your while.
Demem o ki işleri benden yana ayarlarsan karşılığını alacağına emin olabilirsin.
You want what's best for your son and you'll do anything to make sure he's happy.
- Oğlun için her şeyin en iyisini istiyorsun ve onun için herşeyi yaparsın.
Right, you've got that look on your face when you're saying something insightful and waiting for me to figure it out.
Evet, kavraması güc bir sey söyleyip benim anlamamı bekledigin zamanlar yaptıgın surat sekli bu.
All the pain and heartbreak that you have over what happened with your mother.
Bu tüm acı, ve kalp carpıntısı... annenle aranızda gecenlerden dolayı.
Please tell me you're not still planning on having your mom and God destroy each other.
Lütfen hala Tanrının ve annenin birbirleirni yok etmesini planlamadığını söyle bana.
So tell me, how, how do you have your job and stay sane?
Söyle bana nasıl bu işi yapıp hala akıl sağlını kaybetmedin?
And, Charlotte, thank you so much for your help. But now that one of your clients is our main suspect, it's best you go.
Ve, Charlotte, yardımın için çok teşekkürler ama şimdi müvekkillerinden biri ana şüphelimiz olduğuna göre gitmen senin için en iyisi.
The detective and I will go, so thank you so much for your help.
Dedektif ve ben gideceğiz. Yardımın için teşekkür ederim.
But you told Amenadiel and your mom that y... you were going with them to Heaven.
Ama Amenediel ve annene... onlarla cennete gideceğini söylemişsin.
And you didn't tell me... because you needed me to be angry with you so you could sell your story.
Ve bana söylemedin bile. çünkü sana sinirli olmamı istiyordun... böylece hikayeni yedirtebilecektin.
So I need you to come here, and I need you to do your mojo thing.
Bu yüzden buraya gelmene ihtiyacım var Ve mojo şeyini yapmanı istiyorum.
You're the top aide to a man who pays your salary with the lives of women and children.
Sana maaşını, kadın ve çocukların hayatıyla ödeyen bir adamın sağ kolusun.
and now I am a little worried, so thank you for your support.
Siz buraya gelene kadar. Şimdi biraz endişeliyim. Desteğiniz için teşekkürler.
- You treat me like I'm your kid that you got a summer job for, and then you watch me and you wait for me to screw up and shake your head and assume that I'm still learning.
Beni izleyip işleri batırmamı bekliyorsun. Sonra da başını sallayıp hala öğrenme sürecinde olduğumu söylüyorsun.
Yeah, without someone sitting in between us and you closing your eyes.
Aramızda kimse oturmadan ve gözlerin kapalı değilken.
Got a bunch of Band-Aids and a defibrillator and no splint, so I can shock you, but I can't splint your wrist.
Yara bandı ve şok cihazı var. Kırık tahtası yok. Sana şok verebilirim ama bileğini askıya alamam.
Or do you get on board and take your chances?
Yoksa uçağa atlayıp şansınızı dener miydiniz?
I got to make a phone call and let your mom know that you're okay.
Annene telefon edip iyi olduğunu söylemeliyim.
I was going to tell you, and then your mother died, and then I just couldn't.
Söyleyecektim ama annen öldü ve söyleyemedim.
Veronica, you've thrown a blood clot, and it's traveled all the way to your lungs.
Veronica, pıhtı oluştu ve akciğerlerine doğru gidiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]