You and your friend tradutor Turco
2,507 parallel translation
You and your friend Lisa are going - -
Sen ve arkadaşın Lisa - -
Yeah, you and your friend, pa'fuera, maricón.
Evet sen ve arkadaşın, pa'fuera, maricà ³ n.
You and your friend Eli responded to a domestic disturbance regarding a Hans Schroeder.
Siz ve arkadaşınız Eli, Hans Schroeder'le ilgili ile bir iç karışıklığa karşılık vermişsiniz.
You are the King's Hand and the King is a fool- - your friend, I know, but a fool- - and doomed unless you save him.
Kralın Sağ Kol'u sizsiniz lakin kral tam bir aptal- - Arkadaşınız biliyorum lakin bir aptal. Ve siz kurtarmazsanız ölüme mahkum.
You killed your fellow student and childhood friend.
Okul ve çocukluk arkadaşını öldürdün.
You need to draw the line between being a friend to your team and being their sergeant.
Takımınıza arkadaşlık mı edeceksiniz, yoksa komutanlık mı yapacaksınız bunun kararını vermeniz gerekiyor.
Oh. So you are rich and successful like your friend?
Siz de, arkadaşınız gibi, zengin ve başarılısınız yani.
And you're gonna be pining for life in the city without the boyfriend that hit on your best friend.
Ve sen de en iyi arkadaşına asılan sevgilin olmadan şehirde yaşamaya can atacaksın.
Your best friend whom you know so well, you even have his username and password.
Onu çok iyi tanıdığın en yakın dostun. Öyle ki kullanıcı adıyla şifresini de biliyorsun.
Now you tell your friend to prank someone else,'cause my people have better things to do with their time than to sit and listen to someone joke about suicide.
Arkadaşına söyle, başkasına şaka yapsın çünkü adamlarımın intihar etme şakaları dinlemekten daha önemli işleri var. Anlaşıldı mı?
You need your friend, who is the king of negotiating, to go with you and get this done.
Gidip bir araba alabilmen için sana pazarlığın kralı olan bir arkadaş lazım.
If you're lucky, you'll marry your best friend, just like Winnie did, and that's more important than all the lovey-dovey stuff.
Eğer şanslıysan Winnie'nin yaptığı gibi en iyi arkadaşınla evlenirsin. Bu, bütün bu aşk meşk olayından daha önemlidir. Şimdi bak :
You've been tried and convicted on the TV news, your life destroyed in a matter of hours, not a friend left in the world.
Haberlerde yargılandın ve mahkûm edildin hayatın birkaç saat içinde yerle bir oldu dünyada tek bir arkadaşın kalmadı.
Will you please just call your casting director friend and get me out of this?
Lütfen yönetmen arkadaşınızı arayabilir misiniz? Beni bu işten çıkarsın.
See, after your friend left, I started looking through some things from back then, and I found a picture you may have missed.
Arkadaşın evden gittikten sonra, eskilerden bir şeyler karıştırmaya başladım,... ve gözden kaçırmış olabileceğin bir resim buldum.
And if caring about your best friend's feelings isn't important to you, then maybe you don't know what friendship really is.
Eğer en iyi arkadaşınızın hissettiklerini önemsemiyorsanız, arkadaşlığın ne olduğunu dahi bilmiyorsunuz demektir.
You should pick up your friend and leave.
Arkadaşını alıp git.
I'm gonna move you, and then I'm gonna pick your friend up, carry her down to my car, take her to the hospital, and try to save her life.
Seni kapıdan çekeceğim sonra da arkadaşını alıp arabama koyup hastaneye götürüp hayatını kurtarmaya çalışacağım.
Oh please.. When your friend comes to you and says you gotta stop doing that one thing that makes you, you.
Arkadaşların sana gelip ve sana seni sen yapan tek şeyi yapmamanı söylüyor.
Lisbon and the team will protect you and your kids, and I will find Red John's friend.
Lisbon'la bizimkiler seni ve çocuklarını koruyacak ben de Red John'un arkadaşını bulacağım.
I think I kill you and your friend here.
Seni ve dostunu burada öldürmeliyim.
And as much as I love what we had, and miss it... ♪ Hold onto your special friend ♪... I can tell that it's time for you to share your story with someone else.
İlişkimizi ne kadar çok sevsem, özlesem de belli ki hikayeni başkasıyla paylaşma zamanın gelmiş.
I brought you some gorgeous sheets for your sofa bed in case you entertain a man friend and...
Çekyatın için harika çarşaflar getirdim. Erkek arkadaşını ağırladığında kullanırsın.
I think you should be with me and not off with your basketball friend.
Yanımda olman gerekirdi. Basketbolcu arkadaşınla değil.
Well, when Ms. Radcliffe was in-house, she and your friend Matthew, they were... you know.
Bayan Radcliffe sürekli bizim için çalışırken o ve arkadaşın Matthew birlikteydi.
And you're invading it. I know you miss your friend.
Arkadaşını özlediğini biliyorum.
And if she's really your friend, she'll be happy for you, no matter who gets the rights.
Eğer gerçekten arkadaşınsa, film haklarını kim alırsa alsın senin adına mutlu olur.
I came here to let you know that your best friend Pierce is the one that got me kicked out of bio class and the study group.
Buraya beni sınıftan ve çalışma grubundan attıranın en yakın arkadaşınız Pierce olduğunu söylemeye geldim.
I came to your house for 10 weeks in a row crying over losing a friend, and not once did you have the decency to tell me the truth.
10 hafta boyu evine gelip kaybettiğim dostum için ağladım ve bir kere bile bana doğruyu söylemedin.
If you stick to your initial investment, and if the first three months are secured by the artists you say are gonna follow you to this space, you, my friend, could be turning a profit by month four.
Eğer ilk yatırımını yaparsan ve eğer ilk üç ayın sanatçılar tarafından garanti altına alındıysa, onların seni takip edeceğini söylemiştin,... sen, dostum, dördüncü ayda yatırdığın paranın dönüşünü alırsın.
- Stay focused. As your friend who worries for you daily, what is the deal with you and Damon?
Senin için her gün endişelenen arkadaşın olarak soruyorum Damon ile aranızda ne var?
You destroyed my friend's house, and you abandoned your own party.
Arkadaşımın evini mahvettin, kendi partini terk ettin.
Your friend called and said you were ready to talk, so... That girl's not my friend.
arkadaşın arayıp konuşmaya hazır olduğunu söyleyince... o benim arkadaşım falan değil.
And hey, maybe some people that sign up will actually be talented instead of just trying to score the awesome prize that your mom's friend hooked you up with.
ve belki gerçekten bazı yetenekli insanlar kaydolur yüksek puan yapabilirler senin annenin arkadaşlarınıda bağladım.
Yes, and I'll be your friend, and I won't press you to be anything else, I promise, if you just let me get it out one time.
Evet, sonra da arkadaşın olurum, fazlası için baskı yapmam, söz veriyorum. Bir kere anlatabilsem.
Your best friend needs your help, and you're tired?
En iyi arkadaşının, senin yardımına ihtiyacı var ve sen yoruldun mu?
What you did was dangerous and letting you do that was my fault because I'm your handler now, not just your friend.
Yaptığın şey tehlikeliydi ve bunu yapmana izin vermek de benim hatamdı. Çünkü ben senin eğitmeninim, sadece arkadaşın değilim.
You're... you're saying that if I pretend to be your friend, You'll give me my boat back, free and clear?
Şimdi eğer senin arkadaşınmış gibi davranırsam bana karşılıksız olarak teknemi geri vereceğini mi söylüyorsun?
YOU AND YOUR METAL FRIEND WILL PAY TODAY
SEN VE METAL ARKADAŞIN BUNU ÖDEYECEKSİNİZ.
You killed your friend and you're taking an American hostage.
Arkadaşını öldürdün şimdi de bir Amerikalıyı rehin mi alıyorsun?
I paid your friend Thad $ 1000 for you and he said you'd be cool with it.
Arkadaşın Thad'e bunun için 1000 dolar ödedim ve sorun çıkarmayacağını söyledi.
And that will be the only friend you will have your entire life.
Ve o, tüm hayatında sahip olacağın tek arkadaşın.
Now your best friend is grieving, and you say you got to, what, pick up some paper towels or something?
Şimdi de en yakın arkadaşın yas tutuyor ve sen ne, kağıt mendil falan mı almaya gidiyorsun?
Uh-huh. And you don't use yours to call your best friend?
Ve telefon hakkını en yakın arkadaşını aramak için kullanmadın.
You know, my wife and I were looking for an escape from our everyday chaos, and then our friend Colin Davis recommended we come and check out your church here.
Ben ve eşim her gün yaşadığımız karmaşadan kurtulmak istiyoruz ve bir arkadaşımız, Colin Davis bize buraya bir uğramamızı söylemişti.
Me, your man friend who has led you down this blissful and best life path?
Bana, seni bu mutlu ve "sağ" lıklı yola yönlendiren arkadaşına?
Your old friend. You didn't, you didn't tell me her name, and you wouldn't put the necklace on, but you couldn't stop staring at it.
Kim olduğunu söylememiştin takmıyordun da fakat gözlerini bir türlü ayıramıyordun kolyeden.
Yeah, you want to help those cops and your friend? You got to do better.
Rejeneratif toz.
And honestly as your best friend, the truth is you're a little gutless.
Aslına bakarsan... dost acı söyler, çok da korkaksın.
As my trusted friend and colleague, how would you like to be the first to try my pillow and give me your honest, confidential feedback?
Benim güvenilir bir dostum ve iş arkadaşım olarak bu yastığı ilk deneyen olmak ve benle dürüst fikrini paylaşmak ister miydin?
And you don't use yours to call your best friend.
Ve kendininkini en iyi arkadaşını aramak için kullanmazsın.
you and your friends 27
you and me 2253
you and me both 228
you and me together 41
you and what army 19
you and i 1254
you and your brother 31
you and your sister 16
you and your family 21
you and your wife 27
you and me 2253
you and me both 228
you and me together 41
you and what army 19
you and i 1254
you and your brother 31
you and your sister 16
you and your family 21
you and your wife 27