English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You better leave

You better leave tradutor Turco

765 parallel translation
You better leave.
Gitsen daha iyi.
You better leave it unfinished, unless you want to be wearing a lamp for a hat.
Onu bitirilmemiş bir şekilde bıraksan iyi edersin. Yoksa kafana şapka yerine... bir lamba takarsın.
- You better leave that to...
- Buna ben karar...
Hadn't you better leave the envelope in here?
Zarfi burada biraksan daha iyi olmaz mi?
Hadn't you better leave those lights on for your folks?
Onları anne ve babanız için açık bıraksanız daha iyi olmaz mı?
Maybe you better leave me your pistol.
Belki silahını bırakırsan iyi olur.
You better leave Charley out of this.
Charley'yi bu işe karıştırmayın.
You better leave it open, we'll be suffocated.
Açık bıraksan iyi olur, boğulacağız.
And then, you better leave.
Sonra gitsen iyi olur.
If at some future time your nerves get the better of you and you're driven to some desperate measure... leave a little note behind telling me where the stone is.
Gelecekte bir gün sinirleriniz iyice bozulup intihar gibi umutsuz bir düşünceye kapılırsanız arkanızda bana taşın nerede olduğunu söyleyen küçük bir not bırakın.
I think I'd better leave you two gentlemen alone for a while.
İki beyefendiyi biraz yalnız bırakayım.
And you better get a line and tie him up and leave him there.
Bir ip bulup bağla ve orada bırak.
But you're going to leave me... you'll go to a better master.
- Ama beni bırakacaksın, Govert Flinck. Daha iyi bir hocaya git.
You're a good lad. And you leave me for a better master.
Sen iyi bir gençsin ve beni bırakıp daha iyi bir hocaya gitmelisin.
I think you better pay a visit there in a couple of days time... leave a small parcel in the cloakroom of the underground station.
Bir kaç gün içinde orayı ziyaret edip metro istasyonunun vestiyerine ufak bir paket bırakman iyi olur.
- You know better than leave your watch especially in the fog.
— Gözcü yerini terk etmez biliyorsun.
You'd better leave a note for Mrs. Pearce about the coffee, because she won't be told by me!
Bayan Pearce'e kahve için not bıraksan iyi olur, çünkü ben ona bir şey söylemeyeceğim!
If you don't mind my saying so, Miss Judith it's better if you take charge of the ribbons and leave the handling of the horses to me.
Eğer kusuruma bakmazsanız Bayan Judith... siz kurdelelerle uğraşıp... atlarla ilgilenmeyi bana bıraksanız daha iyi olmaz mı?
You'd better leave, Mrs. Van Hopper.
Gitseniz iyi olur, Bayan Van Hopper.
I better not leave you.
Seni bırakmasam daha iyi.
You'd better leave then.
Ayrılsanız iyi olacak.
If you got any children, you better not leave that laying around loose.
Çocuklarınız varsa bunu göz önünde bırakmazsanız iyi olur.
Ladies and gentlemen, I think you'd better leave.
Baylar bayanlar, gitseniz iyi olacak.
You'd better leave and take the detectives off me.
Sen şimdi git ve dedektifleri de benden uzak tut.
However, such experiments, we had better leave to the arch criminal, don't you think?
Her neyse, bu tür deneyleri azılı katillere bıraksak daha iyi olur, ne dersiniz?
- You'd better leave.
- Gitsen iyi olacak.
I don't know if it's better if you leave me or if I leave you...
Senin beni bırakman mı, benim çekip gitmem mi daha iyi olur bilmiyorum.
One thing you can count on, Bob Hightower... you couldn't find better hands to leave the little mite in... than Perley's and mine.
Bir şeyden emin olabilirsin, Bob Hightower o küçük yavruyu asla ben ve Perley'den daha iyi birilerine emanet edemezdin.
It's better if you just leave.
Burayı terk etseniz iyi olur.
You'd better leave.
Gitsen iyi edersin.
You would better leave him at 11 : 30 or...
30 ondan ayrılsan iyi olur yoksa :
I think you'd better leave.
Bence gitsen iyi olur.
Myrtle Mae, perhaps you'd better leave the room.
Myrtle Mae, dışarı çıksan iyi olur.
I don't know where you're aimin'to go when you leave us, Jesse, or what you plan on doin'once you get there but, whatever it is, you ain't gonna be no better off than you are now.
Nereye gideceksin ve bizi ne zaman terkedeceksin ya da gittiğin yerde ne yapacaksın, bilmiyorum, Jesse ama ne olursa olsun, şu anki durumundan daha kötü olmazsın.
I think you'd better leave now.
Sanırım artık gitseniz iyi olacak.
You better stop or I'll go over there and shoot Tucsos and never leave at all.
Dursan iyi olur, yoksa gidip Tucsos'u vuracağım ve buradan asla ayrılmayacağım.
You'd better leave the little pixie to Phyllis if you want to say goodbye to our boyfriend.
Erkek arkadaşımıza hoşça kal demek istiyorsan. Küçük perileri Phyllis'e bıraksan iyi olacak
I hope I'll get better soon, so you'll leave me alone.
Umarım yakında iyileşirim, sen de başımdan gidersin.
As soon as you're better I'll leave you alone.
İyileşir iyileşmez seni yalnız bırakacağım.
You'd better leave, unless you want to...
Gitseniz iyi olur. Eğer istemiyorsanız biz...
You'd better leave now, before something happens to you.
Başına bir şey gelmeden gitsen iyi olacak.
- I think you'd better leave.
- Gitseniz iyi olacak.
Riton's right. You'd better leave.
Riton haklı, gitsen iyi olacak.
I came here to leave you but... there are better things to do.
Buraya senden ayrılmaya geldim... lakin yapılacak daha iyi şeyler de varmış.
You'd better leave now, Mr. Madden.
Buradan ayrılmalısın, Bay Madden.
I guess I better leave you be now.
Seni yalnız bıraksam iyi olacak.
You better go back to sleep after I leave.
Ben gittikten sonra uyuyabilirsin.
You'd better leave town if you want to stay in one piece.
Eğer ölmek istemiyorsan hemen bu kasabayı terket.
I think you'd better leave the room.
Artik gitsen iyi olur.
You'd better leave before it's too late.
Çok geç olmadan gidin.
Then you'd better leave because I can't wait around.
O zaman gitsen iyi olur, burada fazla duramam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]