English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You couldn't have

You couldn't have tradutor Turco

3,548 parallel translation
I have watched you live in pain every day since that election, and I couldn't do anything about it, so I just gave up...
O seçimden beri acı içinde yaşadığını gördüm ve elimden bir şey gelmedi, ben de vazgeçtim.
You couldn't have a seat for my boyfriend next to me because you had to save it for one of your indentured minions.
Benim erkek arkadaşım için bir koltuk ayıramıyorsun çünkü onları diğer yalaka yardımcılarına saklamak zorundasın.
You risked your lives for me, and I couldn't have done it without you.
Benim için hayatinizi tehlikeye attiniz. Siz olmasaniz yapamazdim.
Dec, we're back in business and we couldn't have done it without you.
Dec, işe geri döndük ve bunu sensiz yapamazdık.
Who says you have to be alone? You told me that you couldn't decide how you felt about Liam and Navid until you took the baby out of the picture, right?
Sen dedin bana, bebek işini çözene kadar Liam ve Navid hakkında hislerimden emin olamam diye.
You readily concluded that the girl weighed herself down in the water with this concrete block, which she, at 46 kilos, couldn't possibly have moved.
Senin de bir kızın ağırlıkla kendini denize attığı sonucuna varmak kolayına geldi. Şu beton taşla beraber. 46 kiloluk kızın kaldırmasına imkân olmayan taşla.
Well, I couldn't have done it without you.
Bunu sensiz yapamazdım. Siz ucubelerin nesi var?
She couldn't have followed all of you.
Hepinizi takip edemezdi.
You couldn't have done this without me.
Ben olmasam bitiremezdin.
In this case, couldn't you at least have considered my pride a little bit?
Bu durumda, az da olsa benim gururumu düşünemez miydin?
Once you learned you couldn't have lobster, you became obsessed.
Bir daha ıstakoz yiyemeyeceğini duyunca onu takıntı hâline getirdin.
You couldn't have found them in this dreary town.
Bunu, bu iç karartıcı kasabada bulmuş olamazsın.
Yeah, Carl's a great guy, and, you know, it couldn't have come at a better time.
Ya, Carl iyi bir adam ve daha iyi bir zamanda gelemezdi.
We couldn't have done it without you.
Sen olmasan bunu nasıl başarabilirdik? Bunu neden yaptın?
You couldn't have taken that off?
Onu çıkaramaz mıydın?
I couldn't have done it without you.
Sen olmasan bunu beceremezdim.
You couldn't have figured out those clues at my computer the other day if you weren't.
Eğer öyle olmasa, geçen gün bilgisayarımdaki bulmacayı çözemezdiniz.
Once I heard, I told them it couldn't have been you who poisoned me.
Duyar duymaz onlara beni zehirleyenin sen olamayacağını söyledim.
I couldn't have gotten a spot without you.
Bunu sen olmadan başaramazdım.
Why couldn't I have dumped you?
Peki seninle ayrılan niye ben olmadım?
Aiden, I couldn't have done it without you.
Aiden, bunu sensiz yapamazdım.
Rossi, you couldn't have known he'd circle back for Scott.
Rossi, Scott'un yanına döneceğini bilemezdin.
Couldn't have done it without you.
Bunu sensiz yapamazdım.
I couldn't have done it without you!
Bunu sensiz yapamazdım.
You risked your lives for me, and I couldn't have done it without you.
Benim için hayatınızı tehlikeye attınız. Siz olmasanız yapamazdım.
You couldn't have known until a lifetime had passed.
Bunu ebediyet geçtikten sonra bilirsin.
Why couldn't you have taken me?
! Neden beni almadın ki sanki?
When they said you couldn't have your sperm back, they robbed you of your future. Right?
Onlar sana spermini geri veremeyeceklerini söylediklerinde senin geleceğini çaldılar, değil mi?
Couldn't you have gone with that
Bunu onunla yapamaz mıydın?
I couldn't understand what she was saying... she was in and out of consciousness, but... I want you to have it. It'll help you find true love.
Ne dediğini bir türlü anlayamamıştım sürekli bilincini yitiriyordu ama bunu sana vermek istiyorum.
Howcome you couldn't have one?
neden çocuğun olmuyordu?
I couldn't have done it without you!
Sen olmadan yapamazdım!
And it's not as if you couldn't have pulled your badge at any time and stopped it.
Sanki rozetini gösterip durduramazmışsın gibi.
Carter, you couldn't have timed this any worse.
Carter, daha kötü bir zamanlama yapamazdın.
Because 5 years ago, you told Lacey Stubbs'lawyer that... Jennifer Cole couldn't have spoken.
Çünkü beş yıl önce Lacey Stubbs'ın avukatına Jennifer Cole'un konuşamayacağını söylediniz.
You couldn't have stopped Phango.
Phango'yu durduramazdın.
She couldn't have kept her promise if you didn't help her.
Sen ona yardım etmeseydin sözünü tutamazdı.
- What would you do if you couldn't have children?
Çocuğunuz olmazsa ne yapardınız?
Well, we couldn't have done it without you, Big Jim.
Güzell, Biz sensiz ne yapardık Big Jım.
Why couldn't he have just said thank you?
Neden teşekkür edip çekilmedi?
You couldn't have called? Something?
Arayabilirdin, değil mi?
You took cover in the cloud. You couldn't see anything, so you must have been using your HUD.
Bulutların arasına saklandın hiçbir şey göremiyordun sen de mecburen kask kameranı kullandın.
I couldn't have foreseen it more than you.
Bunun olacağını bilemezdim, anlıyor musun?
Couldn't you have waited?
çok zor... Bekleyemedin mi?
Literally, you couldn't have picked a better night, except for that skank who kept cutting me off.
Gerçekten, daha iyi bir akşam seçebilirdin sürekli benim lafıma giren su yosma hariç.
You couldn't have been more than 15 the last time you were here.
Buraya son gelişinde en fazla 15 yaşındaydın.
You couldn't have.
Yapamazdın.
I couldn't have done it without you.
Sen olmadan başaramazdım.
Couldn't you have just talked to his stepdad?
Üvey babasıyla konuşup halledemez miydiniz?
Jimmy may have slackened... but he couldn't have backstabbed you.
Jimmy konuşmuş olabilirdi, ama senin de katı olamaman gerekirdi.
He couldn't have.. he woudn't have said that if he really look at you.
Diyemedi... gerçekte sana baksa bunu diyemezdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]