You going somewhere tradutor Turco
753 parallel translation
Are you going somewhere on behalf of a dancing engagement?
Anlaşma gereği mi bir yere gidiyorsunuz?
- You going somewhere?
Bir yere mi gidiyorsun?
You going somewhere?
Bir yere mi gidiyorsun?
- Oh, are you going somewhere?
- Bir yere mi gidiyorsun?
You going somewhere special in a hurry?
Acele özel bir yere mi gidiyorsunuz?
You going somewhere, Tommy?
Bir yere mi gidiyorsun, Tommy?
Are you going somewhere?
Bir yere mi gidiyorsun?
Are you going somewhere, Miss Saki?
Bir yere mi gidiyorsunuz Bayan Saki?
- Are you going somewhere?
- Bir yeremi gidiyorsun?
You going somewhere?
Kimle geliyorsun?
Are you... Are you going somewhere?
Başka bir yere mi gidiyorsun?
You going somewhere?
- Bir yere mi gidiyorsun?
Are you going somewhere, granny?
Bir yere mi gidiyorsun, büyükanne?
You going somewhere?
Bir yere mi gidiyorsunuz?
Are you going somewhere?
Bir yere mi gidiyorsunuz?
Are you going somewhere?
B ¡ r yere m ¡ g ¡ d ¡ yorsun?
Well, were you going somewhere tonight, Jeff?
Pekala, bu gece bir yere mi gidiyoruz, Jeff?
Why, you going somewhere?
Neden, bir yere mi gidiyorsun?
You going somewhere with this, or are you just running laps?
Siz Bununla Nereye Varmaya Çalışıyorsunuz?
Are you going somewhere?
Bir yere mi gidiyorsun? Avustralya'ya geri mi dönüyorsun?
You must be going somewhere really nice.
Hoş bir yere benziyor.
I suppose you'll be going somewhere with gordon.
Gordon'la gittiğini sanıyordum.
Are you planning on going away somewhere?
Bir yerlere gitmeyi planlıyor musunuz?
- You said you're going away somewhere.
- Bir yerlere gideceğinizi söylemiştiniz.
- Are you boys going somewhere?
- Bir yere mi gidiyorsunuz, çocuklar?
You probably don't understand, but a human being, a woman... is going to be killed somewhere... somewhere in this very city... and this murder's going to take place tonight at 11 : 15.
Sanırım anlamıyorsunuz ama bir insan, bir kadın bu gece bir yerde, bu şehirdeki bir yerde öldürülecek ve bu cinayet bu gece 11 : 15'te vuku bulacak.
Are you going away somewhere?
- Bir yere mi gideceksin?
Somewhere between here and the Texas border you're going to have to grow up.
Teksas sınırı arasında bir yerde büyümen gerekecek.
You ought to be going somewhere in a dress like that.
Böyle bir kıyafetle bir yerlere gidiyor olmalısın.
Are you telling me you're going away somewhere?
Hepsini yazdım. Bana bir yerlere gittiğini mi söylüyorsun?
Spoil things for me here and I'll go somewhere else. And I'll keep on going until you're so tired...
Burada düzenim bozulursa başka yere giderim ve sen yoruluncaya kadar buna devam ederim.
When you have a girl in front of your nose, at least you should look at her... before going somewhere else.
Burnunun ucunda bir kız varken, başka bir yere gitmeden önce... en azından ona bakmak gerek.
You're going somewhere?
- Bir yere mi gidiyorsun?
- You were going somewhere?
- Bir yere mi gidiyordunuz?
If you don't help us find Red Lynch, somewhere, sometime, a woman is going to die because of you.
Red Lynch'i bulmada bize yardım etmezseniz sizin yüzünüzden bir yerlerde, bir gün, bir kadın ölecek.
You can pay a visit, my husband is going somewhere.
Bana gelebilirsiniz, kocam başka bir yere gidiyor.
You know, when we started out I thought we were really going somewhere.
Biliyor musun, bu işe başladığımızda... gerçekten de bir yerlere gittiğimizi düşünüyordum.
You're always going off somewhere, sir, aren't you?
Hep bir yerlere gidiyorsunuz, efendim, değil mi?
You're going somewhere?
- Bir yere mi?
Well, after you get discovered, when you're playing somewhere are you going to dress like this?
Keşfedilip bir yerde çalmaya başlayınca böyle mi giyineceksin?
Once I'm going somewhere I like to get going, you know?
Yola koyulduğumda devam etmek isterim, anlıyor musun?
Why? I'm going somewhere you're not?
Senin gitmediğin bir yere mi gidiyorum?
You were going somewhere?
Bir yere mi gidiyordun?
If you're going somewhere tomorrow then I'm coming with you.
Madem yarın bir yere gidiyorsun, ben de seninle geleceğim.
They're always screaming overhead, going somewhere... ... when you don't need them, you know?
Orada bağrışıyorlar ve bir anda kayboluyorlar tamda onlar ihtiyacın yokken, anlıyor musun?
You and Carson take the seeds... get them going somewhere.
Sen ve Carson tohumları alıp istediğiniz yere götürün.
- Are you going away somewhere?
- Uzak bir yere mi gidiyorsun?
Lucille, you're not going somewhere? Oh, no.
Saçlarımı ve tırnaklarımı da yaptırırım diye düşündüm.
Because I'm going somewhere you can't
Çünkü sen olmadan gitmem gerekiyor!
You know, I saw a George III chest around here somewhere going for, like, 22, 23.
Buralarda III. George'un bir kutusunu gördüm, 2200-2300'e gidiyordu.
I'm sure there's a park bench out there somewhere that it's going to fit you!
Dışarıda, eminim bir park bankına sığarsın. Bu senin için daha uygun!
you going home 25
you going 51
you going out 26
going somewhere 221
somewhere 622
somewhere between 31
somewhere out there 32
somewhere around here 22
somewhere along the line 34
somewhere else 105
you going 51
you going out 26
going somewhere 221
somewhere 622
somewhere between 31
somewhere out there 32
somewhere around here 22
somewhere along the line 34
somewhere else 105
somewhere along the way 36
somewhere inside 16
somewhere in there 21
somewhere around 22
somewhere here 21
somewhere safe 79
you got this 563
you got it 4932
you got a pen 63
you guys 4639
somewhere inside 16
somewhere in there 21
somewhere around 22
somewhere here 21
somewhere safe 79
you got this 563
you got it 4932
you got a pen 63
you guys 4639
you got me 900
you got that right 241
you gotta be fucking kidding me 42
you got the wrong guy 127
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got anything 117
you got to be kidding me 439
you got 695
you got something for me 35
you got that right 241
you gotta be fucking kidding me 42
you got the wrong guy 127
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got anything 117
you got to be kidding me 439
you got 695
you got something for me 35