You going out tradutor Turco
9,787 parallel translation
Hey, uh, on the bright side, at least I'm going to jail, so, you know, I'll be out of your hair, huh?
İyi yanından bakalım, en azından hapishaneye gideceğim böylelikle yakandan düşeceğim. - Bu benim mutlu mu ediyor sanıyorsun ya?
You've got about five seconds to stop what's going on out there.
Orada olan şeyi durdurman için 5 saniyen var.
I am. They're going to find out you came here and they're going to think we told you not to tell them, and they'll assume you're taking our side.
Buraya geldiğinizi öğrenecekler ve bizim haber vermenizi istemediğimizi düşünecekler.
Celebrity isn't going to get you out of here.
Ün seni buradan dışarı çıkarmayacak.
I mean, it's not like you and me are going out or anything, right?
Demek istediğim, Sen ve ben dışarı çıkıyoruz veya herhangi bir şey, bu hoş değil doğru mu?
It's a good idea, getting back at my ex, don't you think, going out with a guy like Marvin?
Bu, iyi bir fikir, eski sevgilimi geri alabilirim, sence de öyle değil mi, Marvin gibi bir çocukla çıkarsam?
Are you really going to make Hutch get out of the car?
İlla Hutch'ı arabadan mı çıkarttıracaksın?
You found out that your best friend was going to be your son-in-law, and it was a bridge too far.
En iyi arkadaşınızın damadınız olacağını öğrendiğinize size fazla geldi.
You found out he was going to have the baby and start the family he never had with you.
Bebeği tutacağını ve seninle kurmak istemediği aileyi kurmak istediğini öğrendin.
And when he finds out what the hell you been doing to me, I swear to God, he's going to rip that cheap ass wig off your head and shove it up your fucking gaping asshole!
Ve bana yaptığını öğrendiğinde, Tanrı şahidim olsun şu beş para etmez peruğunu kafandan yolup, o leğen olmuş götüne sokacak!
I'm going to find out what you are doing here.
- Burada ne yaptığını öğreneceğim.
I'm going to go and pick some stuff out for you, okay?
Gidip sana bir şeyler getireceğim, tamam mı?
By the way, I'm going out of town for a few days... so you have the place to yourself.
Ben birkaç günlüğüne şehir dışına çıkıyorum ev size kalabilir.
Mr. Hancock, I think it sends out a good message that someone like you is involved with this, but these men are not going to give you an army, so I suggest that you make one of your own.
Bay Hancock, sizin gibi birinin bu işe dahil olması dışarıya güzel bir mesaj olur diye düşünüyorum lâkin, bu adamlar size bir ordu vermezler, bu yüzden kendi ordunuzu kendiniz kurun derim ben.
Yes, but he's thinking of pulling out, because you're going to go up against him at auction.
Evet ama çekilmeyi düşünüyor. Çünkü açık arttırmada karşısında siz olacaksınız.
Baby, I ain't talked you out of doing something since nineteen-ninety-never, so I'm going to ask you again.
Bebeğim, seninle çıkmaz ayın son Çarşambasından beri iş dışında konuşmadım. O yüzden tekrar soracağım.
Guys, this person's just going out of their way to get a rise out of you.
Sizi kızdırmak için elinden geleni yapıyor çocuklar.
Yeah, you've been going out for years.
Evet, yıllardır çıkıyorsunuz.
You're not going out, are you?
Dışarı çıkmıyorsun, değil mi?
Well, then you also know that hair's going high and tight tomorrow morning, that uniform is coming out of plastic,
O zaman o saçın yarın sabah uzayıp sıkılaşacağını o üniformanın plastikten olacağını biliyorsundur.
- You're going out, dude, you're going to sleep.
Şimdi bayılacaksın. Uyuyacaksın.
You're going to use those to bounce yourself out of the memory.
Onları kendini anılardan çıkarırken kullanacaksın.
I killed your son, you're not going to let me walk out of here.
Ben oğlunu öldürdüm, buradan çıkmama izin vermeyeceksin.
Once the news of his Alzheimer's gets out, which it will, because no matter how much we all try to lie about it, it's gonna leak, can you imagine what that's going to do to his reputation?
Alzaymırıyla ilgili haberler çıkınca, ki çıkacak çünkü bu konuda ne kadar yalan söylemeye çalışırsak çalışalım basına sızacak itibarının ne hale geleceğini düşünebiliyor musun?
Okay, okay, I'm going to get you out of there.
Tamam, tamam, sizi oradan çıkaracağım.
Are you guys going out to celebrate or something?
Kutlamak için bir yere gidecek misiniz? Ben de takılırım sizle.
I was just actually gonna ask if you wanted to maybe check out this art show that I'm sure is going to be absolutely terrible...
Kesinlikle berbat olacağından emin olduğum bir sanat galerisine gitmek isteyip istemediğini soracaktım aslında.
You're going out in space, aren't you?
Eğer uzayda gidiyoruz, değil mi?
And you both hate me going and hangin'out at Luke's even though it's easier for me there.
Ve ikiniz de benim çiftlikte takılma fikrinden nefret ediyorsunuz orada olmak benim için daha kolay olduğu halde.
Well... there are going to be boys everywhere and you're going to be away from home, so I hope you have the good sense to not act like you've been let out of a cage.
Yani... her yerde erkekler olacak evden de uzakta olacaksın, umarım kafesten kaçmış gibi davranmaman gerektiğinin farkında olursun.
And you touch me again, I'm going to pour you out like a drink.
Eğer bana bir daha dokunursan seni doğduğuna pişman ederim.
We're going to get you out of here.
Seni buradan kurtaracağız.
If Emilie foresees your death tonight, God knows how I'm going to get you out of here.
Emilie bu gece ölümüzü görürse sizi buradan nasıl çıkaracağımı Tanrı bilir.
Clearly he's not going out on much of a limb with you.
Belli ki seninle çok da önemli işler yapmıyor.
Yeah, I'm going with you'cause I want to punch out a nun.
Seninle geliyorum çünkü rahibeyi yumruklamak istiyorum.
Well, then you need to convince Harvey to let you keep going, because if you don't and he finds out- -
O zaman Harvey'i devam etmene ikna et, çünkü eğer etmezsen ve o bulursa- -
And before you say a word, let me point out that every time I bring up going back to school, you come up with some reason for why it's impossible.
Sen bir şey demeden önce şunu belirteyim ki ne zaman okula geri dönmekten bahsetsem türlü nedenlerle bunun neden imkansız olacağını söylüyorsun.
For now, you have five minutes, and then we're going back out there, and we are continuing this presentation like the polished and professional researchers that we are.
Şimdilik, beş dakikan var. Sonra oraya... Oraya döneceğiz kibar ve profesyonel araştırmacılar gibi sunumumuzu yapmaya devam edeceğiz.
You said : "Kate, I'm going to stroll out like Paul Newman, you'll be waiting in the car and then we'll drive away like we got a free toaster."
Dedin ki : "Kate, Paul Newman gibi hemen halledip geliceğim sen arabada bekliceksin ve sonra hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edicez."
If you really want to make it out of this house, you need to use the only thing a woman has going for her.
Bu evden kurtulmayı başarmak istiyorsan bir kadının elinde para eden tek şeyi kullanmalısın.
Hey, you better get ready, you're going out.
Hazırlansan iyi edersin, dışarı çıkıyorsun.
I'm going over it and over it in my head, just trying to figure out how you're still alive.
Deli gibi düşünüp duruyorum, nasıl oldu da sen hayatta kaldın.
I mean, you're going out with girls,
Demek istediğim, kızlarla görüşüyorsun.
Well, you better find it, man,'cause I'm not going out on another meal with that chick.
Onu bulsan iyi edersin, dostum çünkü o hatunla başka bir yemeğe daha çıkamam.
Good, you guys are going out.
Ne güzel, birlikte dışarı çıkıyorsunuz.
Well, he lashes out, but I told you, it's because of everything that's been going on.
Etrafına saldırıyor, ama sana söyledim bunun sebebi son zamanlarda olup bitenler.
YOU'RE GOING TO GET IT ALL OUT.
... hepsini çıkarırsın.
BUT IF YOUR SISTER AND YOUR EX ARE, LIKE, TOTALLY OUT OF THE PICTURE FOR REAL THEN WHAT ARE YOU POSSIBLY GOING TO USE AS AN EXCUSE
Ama kardeşin ve eski sevgilin gerçekten hayatında değilse, benimle bu gece çıkmamak için nasıl bir bahane uyduracaksın o zaman?
What's going on? We're getting out of here, and you are, too.
- Buradan çıkacağız ve sen de geliyorsun.
The only way that I'm going to survive this... is if I know that you're out there living your life, happy.
Bunu atlatabilmemin tek yolu senin mutlu bir hayat yaşadığını bilmek.
You are out of your mind if you think we're just going to stand here and let you take the fall for all of us.
Eğer burada dikilip bizim için kendini heba etmene izin vereceğimizi sanıyorsan, aklını kaçırmışsın.
you going somewhere 108
you going home 25
you going 51
going out 103
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
you going home 25
you going 51
going out 103
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299
out of my sight 38
outside of work 17
out of respect 50
out like a light 17
out of my house 22
out of mind 55
outstanding 214
out loud 97
out of 299
out of my sight 38
outside of work 17
out of respect 50
out like a light 17
out of my house 22
out of mind 55