You owe us tradutor Turco
396 parallel translation
That doesn't change the fact that you owe us 600 grand.
Ama bu bize 600 bin dolar borcun olduğu gerçeğini değiştirmez.
I tell you what : You owe us 200.
Bakın : 200 borcunuz var 2 bin ödersiniz.
You owe us 300 bucks and you're gonna pay us now!
Bize 300 dolar borcun var ve şimdi ödeyeceksin!
I figure you owe us another ten dollars.
Bize on dolar daha borçlandın.
You owe us nothing.
Bize borçu değilsiniz.
You owe us for five horses, three rifles and a year's trapping.
Bize beº at, üç silah ve bir yillik emek borçlusunuz.
- Forty cents, 40 cents you owe us.
- 40 sent, bana 40 sent borçlusun.
Small matter of some money you owe us.
Küçük bir borç meselesi.
- Then you owe us a big meal.
Herhalde içkilerin senden olduğunun farkındasındır. Benden mi?
Now I've found out the truth, and you owe us some answers.
Artık gerçeği biliyorum ve bize bazı cevaplar vermen gerekiyor.
You owe us Chinese too much.
Bize çok fazla hayat borçlusun.
- You owe us? 15,000.
- Bize tam 15 bin paund borcunuz var.
I've come to get the money you owe us, sir.
Bize borçlu olduğunuz parayı almaya geldim beyim.
- I think you owe us some money.
- Bize borcun var.
You owe us.
Bize borçlusun.
I think you owe us an explanation, 007.
Sanırım bize bir açıklama borçlusun, 007.
Less our $ 12 trade-in You owe us a nickel.
- Vereceğin 12 doları düşerek. Bize beş sent borçlusunuz.
Hey, Beekman, I believe you owe us another 70 cents on the dollar.
Hey, Beekman, sanırım bize bir dolar başına 70 sent borcun var.
You got the money you owe us, mother-fucker?
Bize borcunu getirdinmi, orospu cocugu?
That's $ 900 for 10 weeks, or $ 9,000 you owe us.
Haftada 900 dolar yani bize 10 haftalık borcun 9000 dolar ediyor.
That leaves us $ 1,000 you owe us... plus 9.9 % % interest of $ 891.25.
Geriye 1000 dolar % 9.9 faiz yani, artı 891 dolar ve 25 sent borcunuz kalıyor.
SHAW : You owe us, jerk.
Sen bize borçlusun serseri.
You owe us a lot of money, Tom.
Bize çok borcun var, Tom.
You owe us more than your place is worth.
Bize olan borcun, çiftliğinin değerinden fazla.
MacGyver! So you owe us for helping you, right?
Sana yardım ettiğimiz için bize borçlusun, değil mi?
- You owe us.
- Bize borçlusun.
Get up and pay us the rent you owe us.
Kalk ve bize borçlu olduğun kira bedelini öde.
Have the rent you owe us, Daniel?
Bize kira borcun var, Daniel.
Five shillings you owe us now.
Şu anda bize 5 şilin borçlusun.
You owe us for that.
En azından bunu borçlusun.
You owe us $ 918.
Bize 918 dolar borcun var.
Here, you owe us six thousand one hundred and forty boxes.
Şimdi bize altıbinyüzkırk kutu borçlandınız.
You owe us 6042 boxes.
Bize şimdi 6042 kutu borçlusunuz.
Vladimir Nikolayevich, you owe us 11000 boxes.
Vladimir Nikoleavich! Bize onbirbin kutu kibrit borçlusun, Skripach'in notlarında var.
No, but seriously, you really shouldn't applaud all of us because everything we've done we owe to Flo.
Hepimizi alkışlamanıza gerek yok çünkü yaptığımız her şeyi Flo'ya borçluyuz.
- At the moment- - - l owe it to you for being so nice to us.
- Biz de tam... - Nezaketinden ötürü, bunu sana borçluyum.
We owe you that and much more for all you've done for us.
Bize çok yardımda bulundun sana borçluyuz.
Me and Billy? Do you care that you owe it to us to try to stay alive... instead of committing suicide?
Cinayet işlemek yerine canlı kalmayı bize borçlu... olduğunu umursuyor musun?
But you still owe us 500,000 lire.
Ama bize hala 50.000 Liret borcunuz var.
You owe your newfound majority to us.
Yeni çoğunluğunuzu bize borçlusunuz.
We owe you a vote of gratitude for being so fair with us.
Bize bu kadar adil davrandığınız için size bir minnet oyu borçluyuz.
Looks like you're gonna owe us some money, fat boy.
Bize borçlanacaksın gibi tombulum.
For my husband and me while you don't owe us a thing.
Ben ve kocam için bize birşey borçlu değilsin.
It just happened, and I owe it... to you, and to us, to say so.
Bir anda oluverdi, bunu sana söylemeyi sana ve ikimize borçluyum.
For us old timers... we are lucky enough to keep our lives. And so are many of our students and children. We all owe it to you, Master Fang.
Bizler yeterince yaşadık hayattan pek fazla bir şey beklediğimiz yok, ama evlatlarımız yaşamın daha başında bunların hepsini sana borçluyuz Usta Fang.
You owe money ; how reasonable do you want us to be?
Borç alırken iyide, öderken mi kötü?
If in your heart you believe that I can, then I owe it to both of us to try, Miss Rainbird.
Eğer buna içinizden gelerek inanıyorsanız denemeyi ikimize de borçluyumdur Bn. Rainbird. Hayır.
Do you know how much you owe us?
Bize ne kadar borcun olduğunu biliyor musun?
We owe you gentlemen some favours so please tell us how we could help you
Elimizden geleni yapmaya hazırız.... Lütfen nasıl yardımcı olabileceğimizi söyleyin!
You still owe us for two nights and the medicine.
Bize hala iki gece ve ilaç borcunuz var.
YOU ALREADY OWE US $ 472,000.
Şu an zaten bize 472.000 dolar borçlusun.
you owe me one 58
you owe me money 49
you owe 33
you owe me 668
you owe me this 28
you owe me nothing 25
you owe me an apology 24
you owe me that 36
you owe it to yourself 22
you owe me an explanation 29
you owe me money 49
you owe 33
you owe me 668
you owe me this 28
you owe me nothing 25
you owe me an apology 24
you owe me that 36
you owe it to yourself 22
you owe me an explanation 29
you owe me that much 22
you owe him 21
used 73
usagi 51
usher 82
usually 803
usual 64
using 28
user 29
useless 232
you owe him 21
used 73
usagi 51
usher 82
usually 803
usual 64
using 28
user 29
useless 232
uschi 33
usopp 23
useful 59
ushna 19
use it 260
use your brain 33
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
usopp 23
useful 59
ushna 19
use it 260
use your brain 33
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67