You really did it tradutor Turco
815 parallel translation
You really did it, baby.
Başardın tatlım.
- So you really did it, didn't you, Harry?
- Demek gerçekten başardın, ha Harry?
So you really did it?
Gerçekten öyle yaptın mı?
Well, Reynolds looks like you really did it.
Ee Reynolds görünüşe göre bu sefer sahiden becerdin.
You really did it, huh?
Bunu yaptın öyle mi?
You've been dumb before, Charlie Brown, but this time you really did it.
Daha önce de budalaydın, Charlie Brown, ama bu sefer tam budalasın.
Is this really true? You really did it?
Onu öldürdüğüne emin misin?
Boy, you really did it, Charlie Brown.
Oğlum, gerçekten başardın, Charlie Brown.
Well, Charlie Brown, you really did it.
Pekâlâ, Charlie Brown, gerçekten başardın.
You really did it!
Gerçekten de yaptın mı?
You really did it this time!
Bu kez cidden başardın.
Yasubei, you really did it this time!
Yasubei, bu sefer gerçekten başardın!
At that time, my ransom, did you really pay it?
Onlara gerçekten fidyeyi verdin mi?
But... I don't know if it's really appropriate for me to be saying this... but did you feel that electric shock when we just touched? A real strong shock.
Bunu söylemem biraz tuhaf ama size dokunduğumda bir elektrik hissetmediniz mi?
Did you really take a picture of it yesterday with Laura's camera?
Sen gerçekten dün Laura'nın kamerasıyla fotoğraf çektin mi?
Do you really think someone else did it?
Hakikaten başkasının yaptığını mı düşünüyorsunuz?
You know, Gilda, we did a marvelous job on that third act... and I have a feeling that if we got together and collaborated on a note to leave behind... and really worked on it... it would not only be a very fine piece of literature... but it might save me a black eye.
Gilda, oyunun üçüncü perdesinde harika bir iş başardık ve içimden bir ses, arkamızda bırakacağımız bir not yazıp bunun üzerinde etraflıca düşünürsek sadece iyi bir edebi eser bırakmış olmakla kalmayıp beni de morarmış bir gözden kurtarmış oluruz diye düşünüyorum.
You really did it.
Gerçekten de.
- Did you really like it?
- Gerçekten hoşuna gitti mi?
Oh. Then it really didn't mean anything to you... to buy me all those things, did it?
Yani bana onca şey almanın senin için bir anlamı yoktu, doğru mu?
Now, did you really decide to call it off... or did you just tell me that because you knew I wanted to hear it?
Onunla ilişkini gerçekten bitirmeye mi karar vermiştin yoksa bunu, sırf benim öyle duymak istediğimi bildiğin için mi söyledin?
When you asked me to marry you, Norval, did you really mean it?
Norval, bana evlilik teklifi yaptığında bu gerçekten kalbinden mi geldi?
Did you really give it away?
Ona o kadar para verdin mi gereçekten?
I guess the reason I did it was because I knew you really wanted it.
Sanırım bunu yapmamın sebebi bunu senin de çok istemen.
Doesn't really make any difference but, did you or she suggest the possibility of my investing in it?
Bir şey değiştirmez ama benim sponsorluğumu kim teklif etti? Sen mi, o mu?
- Did you really get it?
- Gerçekten de yaptın mı?
So, did you really fix it?
Sahiden tamir ettiniz mi?
Did you really mean it about letting me kiss you?
Seni öpmeme izin vermekte gerçekten ciddi misin?
Did you really think I wouldn't do anything about it?
O konuda gerçekten hiçbir şey yapmayacağımı mı sandın?
Even the way you think... did you really think I would take it?
Senin düşünme şeklinle bile... gerçekten alacağımı mı düşündün?
- Or did you really hate it? - I hated it.
- Yoksa gerçekten beğenmedin mi?
You mean, really? You did it!
Yani, Gerçekten sen mi aldın!
It's really me, and I did ask Mike to call you.
Gerçekten benim, Mike'tan sizi aramasını ben istedim.
It seemed you did not really want to see anyone.
Hiçkimseyle görüşmek istemiyor gibiydin.
- Really, what did you do to it?
- Gerçekten, neler yaptınız?
Yes, yes, it's really high time that somebody did something about it, don't you think?
Ya, ya! Birilerinin bu konuda bir şeyler yapmasının zamanı gelmiş. Sizce de öyle değil mi?
- They really did it to you?
- Gerçekten bunu size yaptılar mı?
Did you really put it there?
Eminmisin oraya mı koydun?
You really didn't think it was going to be that easy, did you?
Bu kadar kolay olacağını düşünmüyordun, değil mi?
As you can see, we are incapable of defending it. I only hope Ramirez really did send you because this gold represents the hopes of all Mexicans.
Tek umudum sizi gerçekten Ramirez'in göndermiş olması çünkü bu altın tüm Meksikalıların umutlarını temsil ediyor.
- But did you really buy it?
- Gerçekten satın mı aldınız?
It doesn't really matter. - Tough titty if it did, you nasty spotted prancer.
Öyle olsa şaşardım sinir bozucu yumuşak.
Was it really you who did all that?
Bütün bunları gerçekten sen mi yaptın?
Did you really like it?
Gerçekten beğendin mi?
- You deserved it, Howard, you really did.
- O senin hakkındı Howard, gerçekten.
You know who I think really did it?
Kim yaptı, biliyor musunuz?
Gee, did Robin Hood really give it to you?
Tanrım, bunu sana gerçekten Robin Hood mu verdi?
But did you really love it?
Beğendin mi?
I really did, I thought a Iot about it, thought about finally letting somebody else front the band, you know, take a piece of the action.
Üzerine çok kafa yordum birini orkestranın başına koymayı olayda bilfiil yer almayı çok düşündüm.
If you really did all those bad things all your life only to end up being persecuted by Yoh Xi Hung don't you find it ironical?
Eğer benimle seyahat etmeyi sürdürürsen bütün hayatın zalim Yoh Xi Hung tarafından sona erdirilecektir. Bu sence de ironik olmaz mı?
You really did like it. No.
Gerçekten sevdiniz demek.
you really do 96
you really hurt me 29
you really shouldn't have 29
you really think so 206
you really 167
you really mean it 21
you really don't get it 45
you really are 120
you really want to know 115
you really don't 54
you really hurt me 29
you really shouldn't have 29
you really think so 206
you really 167
you really mean it 21
you really don't get it 45
you really are 120
you really want to know 115
you really don't 54