You really should tradutor Turco
3,893 parallel translation
- The guy you really should be thanking is donnie.
Teşekkür etmen gereken ilk kişi Donnie.
You really should have counsel present.
Bir saniye konuşabilir miyiz? Gerçektende hediyeye gerek yoktu.
If you're gonna come here, you really should just... Buy in.
Eğer buraya geleceksen bir şeyler almalısın.
You really should make more of an effort with her, Bill.
Kadına daha fazla zaman ayırmalısın Bill.
Well, you really should be taking it easy.
- Ağırdan alman gerekiyor.
Professor, you really should take a seat and try to calm yourself.
Profesör, oturup sakin olmaya çalışmanız lazım.
Exactly! Which is why I've been thinking that you really should start your own practice.
Kesinlikle, işte bu yüzden düşünüyordum da belki kendi muayenehaneni açmalısın.
You really should have a total cholesterol test.
- Tam kolesterol testi yaptırmalısın.
I would feel bad if I didn't take this opportunity just to flag up to you, Armand, that you really should put Jessica in your magazine'cause she is a great actress.
Sana bir şey söylemeliyim Armand. Jessica'yı gerçekten de dergide konu etmelisin çünkü kendisi iyi oyuncudur.
If you're gonna speak to me like that, you really should get me a chew toy.
Böyle konuşmaya devam edeceksen elime de bir stres topu vermelisin.
And even though models seem like a healthy and stable bunch... you really should keep coming to therapy.
Ve hatta mankenler her ne kadar sağlıklı ve düzgün görünseler de terapiye gelmeye devam etmelisin.
Uh, should you really be doing that?
Bunu yapmaman gerekmez mi?
Well, you seem really cool. We should...
Bir ara takılsak mı?
If you're really a ghost then I should be able to see through you.
Gerçekten hayalet olsaydın, saydam olurdun ve içini görebilirdim değil mi?
I really like you. Should
Bak, senden çok hoşlanıyorum.
You really think that doctors and nurses should choose who gets good care and who doesn't?
Doktorlarla hemşirelerin gerçekten de kimin iyi bakılması gerektiğine karar vermesi gerek mi diyorsun?
You should really come and see for yourself once in a while.
Ara sıra gelip kendin görmelisin.
More like delusion. And if you're really his friend, you should help him open up a bowling alley or something safe.
Gerçekten dostu olsaydın bowling salonu gibi güvenli bir yer açmasına yardım ederdin.
You know, if you really want tenure, maybe you should cozy up to the people making the decision.
Kadro almayı gerçekten istiyorsan kararı verecek insanlarla biraz sıkı fıkı olabilirsin.
You know, I should really go see this guy alone.
Aslında bu adamı gidip yalnız görsem iyi olur.
If you really want the car, we should just get it.
Sakin ol. - Arabayı istiyorsan alalım.
I mean, if we're gonna be spending this much time here, you should really invest in a decent sound system and an espresso machine.
Burada bu kadar vakit geçireceksek iyi bir ses sitemi ve espresso makinesi alsan fena olmaz.
I'm not sure I should really leave with you.
Seninle ayrılmalı mıydım emin değilim.
If you really believe you have nothing left, maybe you should jump.
Eğer gerçekten hiçbir şeyinin kalmadığına inanıyorsan belki de atlaman gerekiyordur.
Maybe I should be able to get over it because I really fucking like you, but I can't.
Belki bunu aşmam gerekirdi, çünkü senden gerçekten çok hoşlanıyorum.
Hey, come on, this little boy here, I mean, he should really hate you. You killed his mother.
Şu küçük çocuk var ya senden nefret etmeli aslında.
I know that you think that I should stay out of it, but detachment isn't really my thing.
Bu olayın dışında kalmam gerektiğini düşündüğünü biliyorum ama tarafsızlık benim olayım değildir.
You should really keep your arm immobile.
Kolunu gerçekten pek oynatmaman lazım.
- What, you really think we should hand that kind of power over to Georgia or the other republics?
- Nedenmiş peki? - Ne, gerçekten Georgia ya da diğer cumhuriyetlere bu çeşit bir gücü vermemiz gerektiğini mi düşünüyorsun?
We really should get you going, huh?
Gitmeliyiz ha?
Jafar, you should really bathe your prisoners from time to time.
Jafar, ara sıra mahkumlarını yıkatmalısın.
I think you are a really good actor... and I think you should continue doing it.
Bence sen çok iyi bir aktörsün ve bunu yapmaya devam etmelisin.
You should really dedicate a page every week To seniors'activities. Well, that's...
- Yaşlılar faaliyetleri için gerçekten her hafta zaman ayırmalısın.
And you'll feel good about that because, really, that's more than I should expect.
Benim beklentimi de aşacağı için size göre sorun kalmayacak.
So, if you can't get behind this wedding and I mean really, really behind it, dad... then I don't think you should come and that's...
Bu yüzden bu düğünün arkasında değilsen yani hiç değilsen, baba bence gelmene gerek yok...
Although I wasn't really sure what you meant when you said I should conceal my dirty pillows.
Gerçi ikizleri fazla açma derken neyi kastettiğini anlamadım.
I think you should lose the first line and the last line and all of the other lines, and instead, just walk up to the mic and meow really loudly for eight minutes.
Bence, ilk cümleyi sil sonra son cümleyi, sonra da kalan tüm cümleleri onların yerine, kürsüye çık ve sekiz dakika boyunca yüksek sesle miyavla.
Thank you, but I really should be going.
Sağ olun ama gerçekten gitmem gerek.
You should really consider putting your girlfriend in pictures, pal.
Kız arkadaşını da filme koymayı düşünmelisin ahbap.
I... it's fine that you stayed the night, but I have a really busy day today, so... you should probably go home now.
Bu gece kalmanda sıkıntı yok ama yarın çok işim var ve şimdi evine gidersen iyi olur.
You should really get going.
Gitmelisiniz.
Okay, I really think you should come see that store.
Tamam, bence bu mağazayı görmelisin.
I really do think tonight is one of those nights when you should just do everything I tell you to do.
Bu gecenin her dediğimi harfiyen yerine getirmen gereken bir gece olduğunu düşünüyorum.
You really think you should be spotted coming to see me?
Benimle görüştüğünün ortaya çıkmasını mı istiyorsun?
Um... should you really be down here, now?
Burada olman sorun olmaz mı?
But, you know, really the credit for this should be going to Lizzie Green.
Ama biliyorsunuz ki asıl takdiri hak eden Lizzie Green.
Uh, do you think we should really be walking this far away from the house?
Evden bu kadar uzağa gitmemiz gerekiyor mu sence?
I'm-I'm on the verge of something really groundbreaking here and I-I really shouldn't be playing these childish games anymore, nor should you.
- Burada çığır açmanın eşiğindeyim ve artık bu.. ... çocukça oyunları oynamamalıyım, sen de öyle.
You should stand over there'cause I think I'm really getting the flu.
Uzakta dursan iyi olur, çünkü cidden şifayı kaptım gibi.
Angela, you should really be offering some healthy snacks.
Angela, sağlıklı atıştırmalıklar önermen daha doğru aslılnda.
This is really sweet of you, but maybe we should clean it first.
Bu çok güzel, ama belki de önce bir temizlemeliyiz.
you really shouldn't have 29
you really shouldn't 18
you really shouldn't be here 17
you really do 96
you really think so 206
you really hurt me 29
you really 167
you really mean it 21
you really want to know 115
you really don't get it 45
you really shouldn't 18
you really shouldn't be here 17
you really do 96
you really think so 206
you really hurt me 29
you really 167
you really mean it 21
you really want to know 115
you really don't get it 45