English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / Your father's here

Your father's here tradutor Turco

400 parallel translation
Who's his nobs here, your father?
Kimin kafası bu, babanın mı?
I'd like to stay here until your father's on his way to California.
Baban Kaliforniya için yola çıkana kadar burada kalmak istiyorum.
When your father was killed up at Northfield... I brought you down here hoping'you'd grow up to be a regular hardworking'man.
Baban Northfield'da öldürüldüğünde çalışkan sıradan bir adam olarak büyümen umuduyla seni buraya getirdim.
I thought your father's ranch was hundreds of miles from here.
Babanın çiftliği buradan çok uzakta sanıyordum.
Here's the deed to the plantation stolen from your father.
Tarlanızın tapusu... Babanızdan çalınmıştı.
Here, twice a week after work... I would come from your father's Bayonne plant.
İşten sonra haftada iki kere babanızın Bayonne fabrikasından oraya giderdim.
It's you and Adam living here as if your father were still alive.
Babanız hala yaşıyormuş gibi burada yaşayan sen ve Adam'sınız.
Your father comes here often.
Babanız buraya sık sık gelir.
That's all I need - word to get back to your father you've been here.
Seni buradan babana geri postalamalıyım.
Consult your father here on misinterpretation.
Yanlış anlaşılma konusunu babanla bir görüş. O bu konunun uzmanıdır.
Here's your retainer for Miss Taylor's father. It's $ 1,000.
İşte Bayan Taylor'ın babasının avukatlık avansı. $ 1,000.
Help me as long as you're here - against your father's will, I might add.
Bana yardım edin. Siz buradayken - babanızın arzusuna karşı, alabilirim.
You mean you'd really leave your father and everything here?
Babanı ve geri kalan her şeyi bırakacak mısın?
You mean your father's buried right here?
Yani baban buraya mı gömüldü?
As a matter of fact, I think she's down here to get on that cruise your father's giving.
Aslına bakarsak babanın düzenlediği tekne gezisine katılmak için aşağıda olduğunu sanıyordum.
Will you do as your father here asks?
- Babanın söylediğini yapacak mısın?
Tell him your father's here.
Babanın geldiğini haber et.
No, Mrs. Mims, we've got until your father gets here tomorrow, that's all.
Hayır, bayan, babanız yarın gelene kadar burdan kaçmamız gerekiyor. Hepsi bu.
Look, Tom's here and your father's here.
Bak, Tom burada, baban da burada.
Jean-Marc, your father's no longer here to uphold the dignity of your name.
Jean-Marc, babanız yok ki artık, itibarınızı yükseltsin.
Your father's here
Baban burada.
Here's your father!
Baban burada!
It's not very pleasant, I know, but somewhere here is your father's body.
No Pek hog olmadlglnl biliyorum, ama babanm cesedi burada bir yerde.
Here comes the commercial. " Your mother's a pole, your father's a Swede.
Annen Polonyalı, baban İsveçli.
Your father has to know there's a lot of trouble here!
Babana söylememiz gerekiyordu. Burada binlerce sorunumuz olduğunu...
Here's your father, dear.
Baban geldi hayatım.
Is your husband, Rashid's father, here, too?
Acaba eşiniz, yani Rashid'in babası da burada mı?
Is your father here now? - He's not here, because...
- Tabii ki burada değil çünkü...
- She's here for your father.
- Babanı görmek için geldi.
From here, you'll continue... to revive your brothers'fervour... by following our father's way, Simeon Stylit.
Şu andan itibaren babamızın yolunu takip ederek... kardeşlerinin çoşku ve tutkusunu... yeniden yaşatacaksın, Simeon Stylit.
From what you've said about your father's estancia it must have been something like it was here before the war.
Babanızın estanciası hakkında anlattıklarınız. Buranın savaştan önceki haline benziyor.
Here's your father's passport.
Babanın pasaportu şu.
But if your father's passport is here... it's not wandering around somewhere else, right?
Ama madem babanızın pasaportu burada ortalıkta dolaşacak hali yok, değil mi?
Your nutty father's here.
Çatlak baban burada.
We already have most of your father's agents here.
Babanın ajanlarından çoğu burada.
"In the same way, it is not your heavenly father's will that one of these little ones should be lost". Here ends this morning's reading.
"Böylece, bu küçüklerden birinin helak olması göklerdeki Baba'mızın muradı değildir." Bu sabahki okumamız burada bitiyor.
Your father's not here?
- Baban da burada mı?
Tell your mother men were here from your father's office.
Annene babanın ofisinden adamların geldiğini söyle.
Your father's murderer is someone from Tara, someone from here.
Baban Taralı biri tarafından öldürüldü, buradan biri yani.
I think he's here to see both of us. - I thought he might like to know that I found my father's key ring in your bedroom. - Are you?
İkimizi de görmek istiyor.
I'm sitting here boozing, and you come in and tell me... some demented story about your father's religious conversion.
Ben burada oturmuş kafayı çekiyorum, siz de gelmiş bana babanızın çarpık dinsel deneyimlerinden bahsediyorsunuz.
It's a good job your father's not here ; you'd get a bloody good hiding!
İyi ki baban evde değil ; yoksa kaçıp saklanacak yer arardın.
So I thought if you wanted to change... here are all your father's clothes.
İsterseniz babanızın bütün elbiseleri burada.
Here, you father's death is yet to occur, in your country,
Burada babanızın ölümü henüz gerçekleşmedi, sizin ülkenizde ise,
Your father's enemy. I'm here for revenge!
babanın düşmanı intikam alacam!
Your father's on the way here.
Baban buraya geliyor.
But your father's here.
Ama baban burada.
Tracy, your father's here.
Tracy, baban geldi.
You are here because of your father's will and the church recommendation
Buradasın, çünkü babanın arzusu... ve kilisenin önerisi böyle.
Theresa, what your father is trying to tell you... is he's concerned I'll tear your clothes off... and make love to you here in front of him.
Teresa babanın söylemeye çalıştığı elbiselerini yırtıp herkesin önünde seninle sevismemden endişeleniyor.
Here's your father.
Baban burada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]